
17 Şubat’ta Regnum ajansı muhabirine konuşan Gagavuz Siyaset bilimci Aleksandr Angeli, “Gagavuzya Başkanı Mihail Formuzal’ın, Gagavuzya’nın Moldova ile birlikte Avrupa Birliği’ne (AB) katılması konusunda Türkiye’den aldığı cevabın, Gagavuzları tam anlamıyla memnun edeceğini sanmıyorum.” dedi.
Angeli’nin söylediklerine göre “Türkiye tarafı, Gagavuzlara oldukça diplomatik bir şekilde Moldova-Türkiye ilişkilerinin yüksek mecralarına fazla sokulmamasını” önerdi. Uzman, “Bu tabii ki Gagavuzların kulağını okşayan “Kardeş Gagavuzlar” ve Türkiye ile Moldova arasında bir dostluk köprüsü gibi görülen Gagavuzya’ya tatlı dille söylendi. Ancak işin özünde bir değişiklik yok. Ankara, Kişinev’in peşi sıra Gagavuzların menfaatlerini ciddiye almıyor ve ‘daha önemli amaçlar’ uğruna onları feda etmeye her an hazır.” diye konuştu.
Angeli şöyle devam etti: “’Bunların hangi amaçlar olduğu sorusu cevapsız kalıyor. AB üyesi olmayan Türkiye’nin, “kardeş Gagavuzların” isteksizliğine rağmen Moldova’yı AB’ye katılması konusunda destekleyecek kadar ilkesel, stratejik ve siyasi menfaati olduğunu sanmıyorum. Geriye iki ihtimal kalıyor: Moldova tarafı Türkiye Cumhurbaşkanı’nın beyanını süsleyerek aktardı ve Ankara, Kişinev ile ilişkileri bozabileceğini düşünerek ilkesel bakımdan doğru bulmadığı için Moldovalıları doğrudan yalancılıkla suçlamak istemedi. Birincisi; bu, Gagavuzlar için bir ilke meselesi. Yoksa bizzat Başkan tarafından bir fikir danışılmazdı. İkincisi; şubat başında gerçekleştirdiği Kişinev ziyaretinde, Türkiye Gümrük Bakanı Hayati Yazıcı da Moldova’nın AB’ye katılmasını destekler nitelikte benzer bir açıklamada bulundu. Gerçi bu açıklama, Gagavuz meselesi bağlamından bağımsız yapılan bir açıklamaydı.
Şu an Moldova’da, ülkenin dış politika ekseni konusunda süregelen sert polemik bağlamında, Türkiye’nin en azından, Kişinev’in Gagavuzya’ya ve Gagavuzya halkına düşmanca olduğu ortada olan iç siyaset hedeflerine ulaşmak için kendisini kullanmasına karşı çıkmadığı görülüyor. Başka bir şey söyleyecek olursak akla ilk gelen şey; Moldova tarafından AB ile serbest ticaret bölgesi oluşturulmasıyla benzer bir bölgenin Türkiye ile oluşturulması arasındaki bağdır. Böyle bir bölge, ihracat-ithalat dengesizliği açısından Moldova’dan ziyade Türkiye için avantajlı olacak. Yani serbest ticaret bölgesi kurulmasıyla ilgili bir anlaşma yapılması, AB ile benzer bir anlaşmanın yapılması için Moldova’ya şart koşuluyor. Ankara’nın, Moldova’nın AB’ye katılmasındaki menfaati, Türk ürünleri için Moldova pazarının açılmasında saklı değil mi? Türkiye bu uğurda ‘kardeş Gagavuzlar’ fikrini de çiğnemeye hazır değil mi?
Bahsedilen hususların hangisi olursa olsun, Türkiye’yi, Gagavuzların gözünde pek hoş göstermiyor. Ancak Türkiye’den net ve açık bir cevap almadan ne yazık ki pek de hoş olmayan hipotezleri de ele almak zorunda kalıyoruz.”
(Kaynak:Regnum,Rusya,17 Şubat 2014)
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *