Yunanistan'a Olumlu Havaya zarar Verme çağrısı!!!

Türkiye'nin Ege Denizi'ndeki adaları Yunanistan tarafından 2004-2008 döneminde işgal edildi. En son Türkiye Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın 29 Mart'ta TBMM'de Egemenliği Anlaşmalarla Yunanistan’a Devredilmemiş Ada Adacık ve Kayalıkların bir kısmı üzerinde, başından beri Osmanlı’dan bugüne gelinceye kadar Yunanistan’ın fiili uygulamaları vardır” sözü bu işgalin hükümet tarafından da işgal olarak görüldüğünü göstermektedir. Ne var ki, işgalin "fiili uygulama" ifadesiyle kabul edilmesi, Yunanistan'da huzursuzluğa sebep oldu. Normal şartlarda böylesi durumlarda devletler işgalin sonlandırılması yoluna giderler. Ancak bu kez Türkiye'den Yunanistan'a "olumlu havaya zarar vermeyin" çağrısı yapıldı. Gerçekten de tam olarak ne oluyor? Yapılan çağrıda Milli Savunma Bakanımızın "uluslararası hukuk çerçevesinde konunun hukuki veçhesine değinmiştir" denilmesi, yumuşatma çağrısıyla örtüşmekte midir? Zira Yılmaz da net bir şekilde “Lozan Barış Antlaşması’nın 12. maddesi ve Paris Barış Antlaşması’nın 14. maddesi hükümlerine göre egemenlikle devredilenler dışında hiçbir adanın egemenliği antlaşmalarla Yunanistan’a devredilmemiştir… Bu ada, adacık ve kayalıkların egemenliği Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne intikal etmiştir” demektedir. Ve bu açıklaması ile bunu izleyen Yunanistan'In fiili uygulamaları bulunduğu sözleri Türkiye'ye ait olduğunu net şekilde bildikleri adaların Yunanistan tarafından işgal edildiğinin de farkında olduklarını göstermektedir. İki çelişki bulunmaktadır. Madem işgal var, o halde neden işgali sonlandıracak bir hamle yapılmamaktadır? İkinci olarak da işgalci tarafa neden itidal çağrısında bulunmaktadır. Son gelişmeyle ilgili haber ŞÖYLEDİR: Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü ve Yunanistan Savunma Bakanı'nın Ege Denizi'ne ilişkin sözleriyle ilgili bir açıklamada bulundu. Bakanlık'tan yapılan açıklamada, 'Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsünün 29 Mart tarihinde bir soruya cevaben yaptığı açıklamada, Sayın Milli Savunma Bakanımızın TBMM’deki beyanlarına değindiği görülmüştür. Sayın Milli Savunma Bakanımız, basında çıkan ve Ege’deki bazı ada isimlerine yer veren bir haber üzerine, Meclis'te kendisine yöneltilen sorulara cevaben, uluslararası hukuk çerçevesinde konunun hukuki veçhesine değinmiştir' denildi. Ege’de birbiriyle bağlantılı meseleler bulunduğu, Türkiye'nin Ege Denizi’ne yönelik yaklaşımının net olduğu ve bunu ilgili tüm tarafların yakından bildiği kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: 'Bu denizin iki ülke arasında barış, dostluk ve işbirliği alanı olmasını arzuluyoruz. Ege’deki tüm sorunların iki tarafın da mutabık kalacağı, ortak çıkarlara dayalı, BM şartında öngörülen uyuşmazlıkların barışçıl yollardan çözümü yöntemleriyle kapsamlı ve kalıcı şekilde çözülmesi için gerekli siyasi irade ve kararlılığı muhafaza ediyoruz. Bu sorunlar çözülene kadar her iki tarafın da bölgede barış ve istikrara menfi etkide bulunacak ve iki ülke arasında güçlendirilerek sürdürülen olumlu atmosfere zarar verecek tek yanlı girişimlerden kaçınması önem taşımaktadır.' Diğer yandan, Yunanistan Milli Savunma Bakanı'nın bir soruya cevaben Ege’nin bir 'Yunan Denizi' olduğunu iddia etmesinin basına yansıdığına işaret edilen açıklamada, 'Tüm Ege sorunlarının temelinde yatan bu çarpık anlayış, iki ülke ilişkilerinin geliştirilmesi ve Ege’deki sorunların halli için ortaya konan çabalara zarar vermektedir' denildi. Bilgiç, 'Türkiye, Ege’deki hak ve menfaatlerini uluslararası hukuk çerçevesinde korumaya devam edecek olup, bu konuda sağduyuyla hareket edilmesi ve mevcut diyalog mekanizmalarından yararlanılması gerektiğini bir kez daha vurgularız' dedi. http://www.euractiv.com.tr/ab-ve-turkiye/article/turkiyeden-yunanistana-aradaki-olumlu-atmosfere-zarar-verecek-girisimlerden-kacinma-cagrisi-031329