19-26 Ocak 2020 Haftalık Değerlendirme

27 Ocak 2020

19-26 OCAK 2020 TÜRKİYE'NİN SAVUNMA-GÜVENLİK-DIŞ POLİTİKASINI İLGİLENDİREN GELİŞMELER

 

Ortadoğu

İran: Avrupalı ülkeler nükleer anlaşma dosyasını BMGK'ye götürürse NPT'den çıkarız

 İran Meclisi Haber Ajansı'na (ICANA) konuşan Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Almanya, İngiltere ve Fransa'nın "ihtilaf çözüm mekanizmasını devreye koyma kararına" tepki gösterdi. Ülkesinin bu süreci Kasım 2018'de başlattığını belirten Cevad Zarif, "Avrupalıların yaptığı açıklamaların hiçbir yasal dayanağı yoktur. Biz de Avrupalıların bu yasal dayanaktan yoksun hareketlerinden istifade ediyoruz. Avrupalılar başka bir adım atarsa İran'ın NPT'ten çıkması gündeme gelecektir. Nükleer anlaşmadaki taahhütlerin azaltılmasıyla ilgili süreç bitti. Eğer Avrupalılar sürece uygun bir şekilde hareket etmez ve İran'ın dosyasını BMGK'ye taşırsa NPT'den çıkarız." diye konuştu.

ABD, Süleymani'nin Yerine Geçen Komutanı Ölümle Tehdit Etti

 ABD’nin İran İşlerinden Sorumlu Özel Temsilcisi Brian Hook, 23 Ocak 2020 günü Suudi Arabistan’ın Şalk El Avsat gazetesine verdiği demeçte, İran Devrim Muhafızları Kudüs Özel Kuvvetlerin yeni komutanı olan Tuğgeneral İsmail Gaani’nin, Irak’ın Bağdat Havaalanında düzenlenen bir hava saldırısı sonucunda öldürülen Kasım Süleymani’nin izlediği politikaları devam ettirmesi durumunda aynı akıbetle karşılaşacağını belirtti.

Uluslararası insan hakları örgütleri, Husiler'in Yemen'de 100 bin ihlal işlediğini belgeledi

Gözlemciler, Yemen'in milislerin yönetimi ve kontrolü altında açık bir savaş alanına, ölümcül ve salgın hastalıkların bataklığına dönüştüğüne dikkat çekiyor. Yemen'deki bir insan hakları örgütünün hazırladığı saha raporunda yer alan rakamlar ve istatistiklere göre Husiler Yemen’in 18 kentinde 2014 darbesinden geçen yılın Aralık ayı ortasına kadar sivillere karşı yaklaşık 100 bin ihlal gerçekleştirdi. İnsan hakları raporunda, 618'i kadın, 974'ü çocuk olmak üzere 18 ilde 14 bin 222'den fazla Yemenli sivilin yaşamını yitirdiği belirtildi.

Bağdat'ta protestolar yeniden alevlendi

Irak’ta 3 aydan uzun süredir devam eden hükümet karşıtı protestolar yeniden şiddetlenirken, ülkenin güney kentlerinde başlatılan protestolar Bağdat’ta da alevlendi.

Honduras, Hizbullah'ı resmen 'terör örgütü' olarak tanımladı

Devlet Başkanı Juan Orlando Hernandez da Hizbullah'ı terör örgütü olarak tanıyacaklarını açıkladı. Başkan Hernandez, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Honduras Ulusal Savunma ve Güvenlik Konseyi, Hizbullah'ı terör örgütü olarak tanımlayacak." ifadesini kullandı.

Lübnan'da yeni hükümet belli oldu

Hükümeti kurma görevi verilen Diyab, kurulacak yeni kabine üyelerinin isimlerinin yer aldığı 20 kişilik listeyi Baabda Sarayı’nda bir araya geldiği Cumhurbaşkanı Avn’a sundu. Diyab, görüşmenin ardından Saray'da düzenlediği basın toplantısında, 20 kişiden oluşan kabine listesini kamuoyuyla paylaştı. Kabinenin teknokratlardan oluştuğunu ifade eden Diyab, yeni seçim yasası için çalışacaklarını söyledi. kabinede yer alan yeni isimler: - Başbakan: Hasan Diyab, - Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı: Zeina Akar, - Dışişleri Bakanı: Nassif Hitti, - İçişleri Bakanı: Muhammed Fehmi,  - Maliye Bakanı: Gazi Vezni, - Bilgi Teknolojileri Bakanı Bakanı: Talal Havat, - Eğitim Bakanı: Tarık el-Meczub, - Adalet Bakanı: Mary-Claude Najem, - Kalkınma ve Çevre Bakanı: Demianos Kattar, - Sağlık Bakanı: Hamad Hasan, - Enerji Bakanı: Raymond Ghajar, - Ekonomi ve Ticaret Bakanı: Raul Nehme, - Enformasyon Bakanı: Menal Abdulsamed, - Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı: Michel Najar, - Sosyal İşler ve Turizm Bakanı: Remzi Muşerrefiye, - Sanayi Bakanı: İmad Hubbullah, - Çalışma Bakanı: Lamia Yammine Doueihy, - Göçmen ve Mülteciler Bakanı: Ghada Shreim, - Tarım ve Kültür Bakanı: Abbas Murtaza, - Gençlik ve Spor Bakanı: Varti Ohanian

Lübnan'ın yeni hükümet başkanı Hassan Diyab kimdir..?

Lübnan’ın yeni Başbakanı sitesinde kendisini ‘Lübnan'ın bağımsızlığından bu yana mevcut olan nadir teknokratlardan biri’ olarak tanımlıyor. Yeni hükümetini kuran Başbakan Hasan Diyab, fazla siyasi deneyime sahip olmamakla beraber hiçbir partiye üyeliği de bulunmuyor. Bir akademisyen olan Diyab ayrıca 3 aydır sokaklara çıkan Lübnanlıların talep ettiği gibi ‘bağımsız ve teknokrat’ bir isim.

Hizbullah ve müttefikleri tarafından aldığı destekle Başbakan olan Diyab (61), 2011 yılında Necib Mikati hükümetinde Yüksek Eğitim ve Öğretim Bakanlığı yaptı. Üç çocuk babası Diyab, 2011-2014 yılları arasında yaşanan büyük siyasi bölünme ile mücadele etti. İletişim Fakültesi’ndeki lisansının ardından yüksek lisansını elektronik alanında, doktorasını ise İngiltere’de bilgisayar mühendisliği alanında yapan Diyab, Beyrut Amerikan Üniversitesi bünyesindeki Maroun Semaan Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. 2004-2006 yılları arasında Umman’daki Dhofar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'nin dekanlığı ve kurucu başkanlığını yapan Diyab, şu anda Beyrut Amerikan Üniversitesi'nde Rektör Yardımcısı olarak görev yapıyor.

Tunus Cumhurbaşkanı Said, İlyas el-Fahfah'a hükümeti kurma görevini verdi

Tunus Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Kays Said’in eski Maliye Bakanı İlyas el-Fahfah'ı yeni hükümeti kurmakla görevlendirdiğini açıkladı. Tunus Parlamentosu’nda güvenoyu alabilecek bir koalisyon hükümeti kurması için el-Fahfah’ın önünde bir ay var. Bunu başaramaması halinde, acil ekonomik kararlar alan ülkede yeniden seçime gidilecek.

Libya İç Savaşı

Berlin'de düzenlenen Libya Konferansı

Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde, Türkiye ve Rusya başta olmak üzere Libya çatışmasıyla ilgili 11 ülkenin liderlerinin katılımıyla düzenlenen Berlin Zirvesi sonunda, ‘yabancı müdahalenin durdurulması ve Libya'ya yönelik silah ambargosuna saygı gösterilmesini’ talep eden ortak bildiri okundu.

Zirve sonrası kabul edilen Libya Siyasi Anlaşması'nın siyasi istikrar ve çözüm için önemli bir yol haritası olduğu belirtilirken, toplantıya katılan devletler ateşkes süresi boyunca Libya'daki gruplara silah yardımı ve askeri destek vermeyi durdurma taahhüdünde bulundu. Almanya Başbakanı Angela Merkel, "Libya için kapsamlı bir plan konusunda anlaştık" derken, 5 artı 5 kişilik askeri bir komitenin oluşturulacağını ve isimlerin belirlendiğini açıkladı. Bildirgede şu maddeler üzerinde anlaşma sağlandı:

Bildirgede şunlar kaydedildi: "Ateşkesin uygulanmasını kontrol edecek ve denetleyecek teknik komiteler kurması için BM'ye çağrıda bulunuyoruz. Merkezi ve sivil otoritenin kontrolünde birleşik bir Libya ulusal güvenlik sisteminin kurulmasını destekliyoruz. Libya'da tüm taraflara özgür, kapsayıcı ve adaletli seçimlerle geçiş sürecini sonlandırmaları için çağrı yapıyoruz. Ateşkesin başlamasından itibaren taraflara ve destekçilerine askeri faaliyetlerine son vermeleri çağrısında bulunuyoruz."

BM Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame uluslararası barış güçlerinin Libya'ya gönderilmesine karşı çıktı

Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame, geçtiğimiz Pazar günü Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen Libya konulu konferans esnasında gündeme gelen Libya'ya uluslararası barış gücü gönderilmesine ilişkin fikre karşı olduğunu bildirdi. Almanya merkezli Die Welt gazetesine demeç veren Selame, “Libya'da yabancı birlikler kabul görmüyor. Ayrıca uluslararası toplumu da Libya'ya askeri birlik göndermeye hazır görmüyorum. Bu yüzden askeri operasyon için çaba göstermiyorum” dedi.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Berlin'deki Libya Konferası'nda Türkiye'ye çağrıda bulundu:

"Trablus kentine Suriyeli ve yabancı savaşçıların getirilmesinin beni ne kadar endişelendirdiğini dile getirmek zorundayım. Bunun sona ermesi gerekiyor. Bundan çıkar sağlayabileceğini düşünenler, kendileri ve hepimizin adına aldıkları riskin farkında değiller" Hafter güçlerinin, Suriye’den Libya’ya paralı asker taşındığına yönelik iddiası ve bu hususta açık kaynağa düşen görüntülerden sonra bunun bir Avrupa devleti başkanı tarafından dillendirilmesi, Türkiye’nin bu konuda canını sıkacak gibi görünüyor.

Libya'daki petrol krizi derinleşiyor

Ülkenin doğusunda ve güneybatısındaki petrol alanlarının bulunduğu kabile bölgeleri, petrol üretimi için bazı şartlar belirledi. Bu çerçevede ülkenin orta bölgesindeki en büyük kabilelerden biri olan Mağaribe Kabilesi Şeyhi Miftah el-Bakan el-Mağribi, “Libya Ulusal Petrol Şirketi (NOC) Başkanı Mustafa Sanaullah’ın, paralı askerleri ve teröristleri Trablus’tan kovması, liman ve sahalardaki çalışmaların yeniden başlamasının vazgeçilmez bir koşuludur” dedi. Kabile şeyhleri ve ileri gelenleri, yayınladıkları bildiride, “Limanlar ve petrol sahaları, Libya halkının talepleri yerine getirilinceye kadar tekrar faaliyete başlamayacaktır. Bu adım, Libya’yı satın almak, paralı askerler konuşlandırmak ve ülkeyi Osmanlı sömürgeciliğine sürüklemek üzere anlaşmalar yaparak, Türkiye’nin ajanı olan Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) faaliyetlerinden kaynaklanmaktadır” ifadelerini kullandı.

Bildiride, petrol limanları ve sahalarının yeniden faaliyete başlamasının, ‘başta Mustafa Sanaullah’ın istifasını gerektirdiği’ belirtildi. NOC Başkanı Mustafa Sanaullah, petrol sahalarının kapatılmasının Libya ekonomisi üzerindeki etkilerine karşı uyarıda bulundu. Sanaullah, “Petrol sahalarını ve limanları kapatıldığında, Libya günlük 800 bin varil petrol kayıp yaşayacak ve bu da günde 55 milyon dolara eş değer bir miktardır” ifadelerini kullandı.

Türkiye

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan Libya konulu Berlin zirvesi öncesinde açıklamalar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  siyasi sürecin diğer ayaklarının uygulanması için Hafter’in saldırgan tutumunun sona ermesi gerektiğini vurguladı. 

Erdoğan, 'Libya'yı bir savaş baronunun insafına terk etmenin tarihi bir hata olacağını' belirterek "Libya'nın güvenlik güçlerini eğitecek; onların terörizm, insan kaçakçılığı ve uluslararası güvenliğe yönelik diğer ciddi tehditlerle mücadelesine katkı sunacağız" dedi.

DEAŞ ve El Kaide gibi terör örgütlerinin Libya'da tekrar zemin kazandığına da şahit oluyoruz. Saldırılar Libya'nın yanı sıra komşu ülkeler başta olmak üzere tüm Akdeniz'in istikrarını tehdit eder boyuta ulaşmıştır. Darbeci Hafter'in pervasız saldırıları karşısında uluslararası toplum maalesef gerekli tepkiyi bugüne kadar göstermemiştir. Darbeci Hafter ve destekçilerinin BM Güvenlik Konseyi kararlarını alenen ihlal eden eylemleri uzun süre görmezden gelinmiştir. Bu zirvenin, Trablus'a yönelik saldırıların başlamasından 9 ay sonra Berlin süreci bağlamında sarf edilen 4 aylık çabanın ardından ancak bugün düzenleniyor olması elbette düşündürücüdür” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan Libya konulu Berlin zirvesi sonrasında açıklamalar

Erdoğan, "Bizim Sayın Putin ile birlikte çağrısını yaptığımız ateşkese uyulması halinde siyasi sürecin de önü açılacaktır" diye konuştu. En çok ve en ileri sordukları soru 'Bundan sonra buraya siz askeri güç gönderecek misiniz?'. Bizim de onlara verdiğimiz cevap şu oldu, 'Biz buraya şu anda askeri güç göndermiyoruz. Biz sadece eğitmen olarak, eğitici olarak buraya bir kadro gönderdik o kadar. Bunlar da orada eğitim yaptılar.

Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis'in Hafteri Yunanistan'a davet etmesiyle ilgili bir soru üzerine Erdoğan, şu ifadeleri kullandı, "Niye Miçotakis Hafter'i Yunanistan'a çağırdı? Sadece bizi tahrik etmek için çağırdı. Bir lider 'Miçotakis sizinle tekrar arayı düzeltmek istiyor' dedi. 'Bir defa bu yanlışı düzeltsin, sonra bizim görüşmemiz kolaydır' dedim."

Suriye'den gelenlere maaş verildiği eleştirilerine de değinen Erdoğan, şöyle konuştu: "Maaş falan verdiğimiz yok. Biz maaşı kendi vatandaşlarımızın yoksullarına veriyoruz. Bunların hepsi belgeli ve bu insanların birçoğu biliyorsunuz kamplarda, konteyner kentlerde, çadır kentlerde aylarca, yıllarca yaşadılar. Daha sonra çadır kentleri kaldırdık, imkan bulanlar evlere kiralık taşınmaya başladılar. Bunların hepsi sersefil değildi. Bunlar içerisinde mühendisi var, ebesi var. Şu anda daha uygun zemine oturttuk. Artık çadır kent kalmadı. Şimdi sadece konteyner kentler kısmen var. Diğerleri de yerleşiyor bunların içerisinde. Onu da çok rahat söyleyeyim. Meslek sahibi olanlar zaten kendileri de iş sahibi olmaya başladılar."

Amerika Birleşik Devletleri

Azil Duruşmasında Demokratlar'ın Belge ve Tanık Taleplerine Peş Peşe Ret

ABD Başkanı Donald Trump'ın azline yönelik yargı sürecinde Senato'daki ilk duruşma 21 Ocak 2020 Salı günü yapıldı. Yargılamada Trump’ın Ukrayna Cumhurbaşkanı’ndan kendi siyasi çıkarları için siyasi rakibi Joe Biden hakkında soruşturmalar başlatmasını istemesinin ve Kiev’e askeri yardımı askıya almasının görevi kötüye kullanmak olup-olmadığı karara bağlanacak. Trump ayrıca azil sürecinde Kongre’nin görevini yapmasına engel olmakla da suçlanıyor. Duruşmayı Anayasa Mahkemesi Başkanı John Roberts yönetiyor. Duruşmada ilk olarak Senato Çoğunluk Lideri Mitch McConnell’ın yargılama usülüyle ilgili tasarısı tartışıldı. Demokrat senatörler yargılama aşamasının usülleriyle ilgili bazı değişiklik önergeleri sundu. Demokratlar'ın yargılamada kullanılmak üzere, Beyaz Saray'dan belge istenmesine yönelik talebi Senato tarafından reddedildi. Oylamada Senato'daki Cumhuriyetçiler'in tamamı "hayır" oyu kullandı.

Temsilciler Meclisi Adalet Komitesi Başkanı Jerrold Nadler, sunumunda Trump'a yüklenirken, "Başkan'ın Ukrayna ile ilgili yaklaşımı yanlış, yasa dışı ve tehlikeliydi. Bugüne kadar hiçbir başkan, kendi ülkemizdeki seçimlerde hile yapmak için yabancı bir ülkeden yardım istememiştir." değerlendirmesinde bulundu.

Benzer şekilde Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi Başkanı Adam Schiff de ekrana yansıtılan birçok video üzerinden Trump'ın Ukrayna konusunda "kişisel çıkarını ABD'nin çıkarından üstün tuttuğu" konusunda senatörleri ikna etmeye çalıştı.

Bir diğer Demokrat savcı vekil olan Sylvia Garcia ise Trump'ın, Demokrat rakibi Joe Biden ve oğluyla ilgili Ukrayna hükümetinden "yolsuzluk" soruşturması isteme gerekçesinin "uydurma" bir hikayeye dayandığını ileri sürdü. Demokrat savcı vekillerden Zoe Lofgren de Trump'ın Ukrayna'ya askeri yardımı askıya almasıyla Biden'lara yönelik soruşturma talebi arasındaki bağlantıları Demokratların gözünden senatörlere anlattı.

ABD Senatosu, Demokratların "Beyaz Saray'dan belge" talebini reddetti

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump'ın yargılandığı Senato'daki ilk azil duruşmasında Cumhuriyetçiler, Beyaz Saray'dan belge talep eden Demokratların önergesini reddetti. Senato Genel Kurulu'nda salı günü yerel saatle 13.00'te başlayan ilk azil duruşması, Cumhuriyetçilerle Demokratlar arasındaki keskin ayrışmaları bir kez daha ortaya koydu. Trump’a yönelik yargılamanın usullerinin tartışıldığı bölümde söz alan Demokrat savcı vekillerle Trump'ın avukatları, birbirlerinin tam tersi ifadelerde bulunarak kendi argümanlarını savundular.

ABD Başkanı Donald Trump’ın azil talebiyle yargılandığı Senato’da Cumartesi günü kürsüde artık söz savunma ekibindeydi. Trump’ın avukatları Başkan’ın görevden alınmasının seçim yılında “çok tehlikeli bir emsal” oluşturacağını savundu. Beyaz Saray avukatı Pat Cipollone, “Seçime müdahaleden bahseden Demokratlar Amerika’nın seçim tarihindeki en büyük müdahaleyi gerçekleştirmeye çalışıyor. Buna izin veremeyiz. Bu anayasamızın, tarihimizin ihlali olur. Geleceğe karşı sahip olduğumuz yükümlülüğün ihlali olur.” şeklinde konuştu.

Senato’da Başkan Donald Trump’ın yargılanmasında savcılık görevi yürüten Demokrat Temsilciler Meclisi üyelerinin lideri konumundaki Adam Schiff Trump’ın kendisine yönelik sözlerini tehdit amaçlı olduğunu belirtti. (Trump, Pazar gününün erken saatlerinde sosyal medya hesabından Schiff için, “ülkemize yaptığının bedelini henüz ödemedi” ifadesini kullanmıştı.)

Avrupa

Brexit Süreci

İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya'dan oluşan Birleşik Krallık'ta, Haziran 2016'da yapılan AB referandumunda yüzde 48'e karşı yüzde 52 ile Brexit kararı alınmıştı. Eski Başbakan Theresa May liderliğindeki azınlık hükümeti, AB ile varılan Brexit anlaşmasını parlamentodan geçirmeyi başaramamıştı. 29 Mart'ta gerçekleşmesi gereken Brexit önce 31 Ekim'e, ardından da 31 Ocak 2020'ye ertelenmişti.

Boris Johnson liderliğindeki Muhafazakar Parti, 12 Aralık'ta yapılan erken genel seçimde yüzde 43,6 oy alarak 365 milletvekili çıkarmış ve tek başına iktidara gelmiş, Brexit karşıtları karşısında eli güçlenen Johnson, seçim sonrası tasarıyı parlamentoya getirmişti. 9 Ocak'ta Avam Kamarası'nda 231'e karşı 330 oyla kabul edilen düzenleme Lordlar Kamarası'na sevk edilmişti.

İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılmasına (Brexit) ilişkin yasal düzenlemede parlamento aşaması tamamlandı. İngiltere'de parlamentonun üst kanadı Lordlar Kamarası, İngiltere'nin AB'yle vardığı Brexit anlaşmasını yasalaştıracak tasarının görüşmelerini bitirdi. Bu aşamada, Boris Johnson hükümetinin tasarıdan çıkardığı mülteci çocukların aile birleşimi hakkının korunması dahil 4 düzenlemenin yeniden metne dahil edilmesine karar verildi. Tasarı, Kraliçe 2 Elizabeth'in onayının ardından yasalaşacak ve İngiltere 1973'te katıldığı AB'den 31 Ocak'ta ayrılmış olacak.

Varılan anlaşmaya göre, İngiltere AB'ye yaklaşık 30 milyar sterlin ödeyecek, İngiltere'de yaşayan AB vatandaşlarının haklarını garanti altına alacak ve İrlanda Denizi'nde bir gümrük noktası oluşturulacak. İngiltere, 2020 sonuna kadar devam edecek geçiş süreci boyunca ise Brüksel'in kurallarına tabi olmayı sürdürecek. Geçiş sürecinde taraflar gelecekteki ilişkilerini düzenleyecek kapsamlı bir anlaşmaya ilişkin müzakere yürütecek.

Önce Kraliçe Sonra Avrupa Komisyonu ile AB Konseyi Brexit anlaşmasını imzaladı

Kraliçe 2. Elizabeth, ülkenin Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılmasına (Brexit) ilişkin yasa tasarısına onay verdi. İngiltere'nin 31 Ocak'ta AB'den resmen ayrılmasının hukuki temelini teşkil eden tasarı, Kraliçe'nin onayıyla yasalaşarak yürürlüğe girdi.

Avrupa Birliği Komisyonu ile AB Konseyi, Avrupa Parlamentosunun onayına sunulacak Brexit anlaşmasını imzaladı. Ursula von der Leyen ile Charles Michel'in resmi onayıyla, Brexit anlaşmasının metni 29 Ocak'ta Avrupa Parlamentosunun oyuna sunulacak. Perşembe günü AB'ye üye devletler anlaşmayı yazılı olarak onaylayacak.

İngiltere'den Hizbullah'ın tüm varlıklarını dondurma kararı

İngiltere Hazine Bakanlığı, bütünüyle bir terör örgütü olarak sınıflandırılan Lübnan Hizbullahı’nın sahip olduğu tüm varlıklarının terör ve terörün finansmanı kuralları uyarınca dondurulacağını açıkladı.

Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu Toplantıları

Dünya Ekonomik Forumu bu yıl 50. kez İsviçre’nin ünlü kayak merkezi Davos’ta liderlere kapılarını açıyor. 21 Ocak 2020’de başlayacak olan toplantı 24 Ocak’a kadar devam edecek.  Bu sene, 2019’daki toplantıya katılmayan Başkan Donald Trump’ın da aralarında bulunduğu liderler dışında; Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christina Lagarde, IMF’nin yeni Başkanı Kristalina Georgieva, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Finlandiya başbakkanı Sanna Marin, ayrıca Elon Musk, Jeff Bezos, Bill Gates, Mark Zuckerberg gibi milyarder işadamları da bulunuyor.

Davos’ta ele alınacak ana konu ise 'Bağlı ve Sürdürülebilir bir dünya için fikir paylaşımı'. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Dünya Ekonomik Forumu, toplantısı öncesinde uzmanlara dünyayı gelecek 10 yılda tehdit eden konuların neler olduğunu sorup bu konuda neler yapılabileceğini tartışan bir rapor hazırlattı. Küresel Riskler Raporu olarak adlandırılan bu raporun 2020 versiyonunda gelecek on yıl için gerçekleşmesi en olası en büyük on riskin beşini iklim krizi ve çevresel riskler oluşturuyor.

İsviçre, İran Dışişleri Bakanı'nın Davos Zirvesi'ne katılımını iptal etti

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi, başkent Tahran'da düzenlediği basın toplantısında, İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif'in resmi olarak, İsviçre'de 21-24 Ocak'ta gerçekleştirilecek 50. Dünya Ekonomik Forumu'na davet edildiğini, program için hazırlık yaptığını, ancak katılımının daha sonra iptal edildiğini söyledi. 

BM: Türkiye-Libya mutabakatı BM'de incelenebilir

Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame, Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ve Türkiye arasındaki Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası’nın hukuki statüsünün, Birleşmiş Milletler'in (BM) başta Uluslararası Adalet Divanı kapsamında olmak üzere bu tür sorunları çözmekle yetkili kurumlar tarafından inceleneceğini dile getirdi. Selame, “Bu konu, büyük ihtimalle BM’nin özellikle Uluslararası Adalet Divanı olmak üzere bu tür sorunları çözmekle yetkili kurumlar tarafından incelenecek” dedi.

Avrupa Yatırım Bankası yeni yılda da Türkiye'ye kredi vermeyecek

AYB sözcüsü, "Avrupa Birliği (AB) üye ülkeleri ve AB Komisyonu’nun kararları doğrultusunda" hareket etmeye devam edeceklerini söyledi. Sözcü, "AB yönetiminde bir değişiklik olmadığı sürece, son yıllarda uyguladığımız kısıtlamayı sürdüreceğiz" şeklinde konuştu.

Rusya

Rusya’da yeni hükümet açıklandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Başbakan Mihail Mişustin'in sunduğu bakanlar kurulunu onayladı. Putin'in onayladığı yeni kabinede Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Enerji Bakanı Aleksandr Novak, İçişleri Bakanı Vladimir Kolokoltsev koltuklarını korurken, ekonomi, adalet, spor ve kültür bakanlıklarında isimler değişti. Yeni hükümette, 12 bakanın eski görevlerini sürdürmeye devam edeceği belirtildi.

Rusya Başbakanı Mişustin yeni hükümetin öncelikli hedeflerini açıkladı  

Yeni bakanlar kabinesiyle yaptığı toplantıda konuşan Rusya Başbakanı Mihail Mişustin, yeni hükümetin önceliklerini açıkladı. Mişustin yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Çalışmamızın ana yönleri hakkında kısaca konuşmak istiyorum. Birincisi, Devlet Başkanının Federal Meclis konuşmasında belirlediği görevlerin uygulamanmasına mümkün olduğunca çabuk başlamamız gerektiğidir. Bunlar; demografi, çocuklu ailelere destek, vatandaşların gelir seviyesinin yükseltilmesi, devletin yardımına ihtiyaç duyanlara destek, kaliteli eğitim ve sağlık hizmetleridir. Bunlar, halkımızın yaşam standardını yükseltmek için gerekli şeyler. Bunlar bizi bekleyen en öncelikli görevlerimiz.”

Doğu Akdeniz-Kıbrıs

AB'den Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerine ilişkin açıklama

Avrupa Birliği, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetlerine tepki gösterdi. AB'nin Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetleri karşıtı önceki konumunu sürdürdüğüne dikkati çekilen açıklamada, "Diyaloğa elverişli bir ortam yaratmaya yönelik somut ve iyi niyetli adımlara ihtiyaç duyuluyor. Türkiye'nin daha geniş bölgelerde, daha fazla arama ve sondaj faaliyetine başlama niyeti, üzücü ve bunun tam tersi yönde bir gelişmedir" ifadeleri kullanıldı.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, "(AB) Yaptığı hiçbir açıklamada Kıbrıs Türklerine değinmemiş, Kıbrıs Türklerinin varlığını ve haklarını yok saymıştır. AB, öncelikle Birlik dayanışması kisvesiyle bu gerçeklikten uzak, ön yargılı, çifte standartlı politikalarını sona erdirmelidir. Kıbrıs Türklerinin Ada'nın doğal kaynakları üzerindeki hakları garanti altına alınıncaya ve 13 Temmuz 2019 önerisi çerçevesinde bir iş birliği mekanizması kurulana değin, Ada'nın güneyinde de Kıbrıs Türklerinin haklarını korumaya devam edeceğimizden kimse şüphe duymamalıdır" dedi.

AB: Doğu Akdeniz'deki sondaj çalışmaları nedeniyle Türkiye'ye yaptırım için isim listesi oluşturuluyor

Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları toplantısının ardından Brüksel'de düzenlenen basın toplantısında konuşan Avrupa Birliği Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, "Kıbrıs Dışişleri Bakanı bizi sondaj çalışmaları konusunda bilgilendirdi. Konuyla yakından ilgilenen çalışma gruplarının gerekli yaptırım uygulanması doğrultusunda isim listesini tamamlamasını bekliyoruz. Listede bazı isimlerin yer aldığını biliyoruz." ifadelerini kullandı. Ardından Brüksel'de Libya'daki gelişmeleri masaya yatıran Avrupa Birliği dışişleri bakanları bölgede kalıcı barış arayışına girdi. Borrell, "Bugün burada Avrupa Birliği'nin bölgede barış sağlamak için daha fazla neler yapabileceğini konuştuk. Farklı senaryoları masaya yatırdık. Silah ambargosuna uyulmasının önemine vurgu yaptık. Bu geçici bir ateşkes, bizler kalıcı ateşkes için çalışmalar yürütmeliyiz." dedi. Libya'nın "bir tümör gibi bölgeye hızla yayıldığını" ifade eden Borrel, 2019 yılında Sahel ülkelerinde toplam bin 500 askerin hayatını kaybettiğini ifade etti. 2012 yılından bu yana bu rakamın en yüksek seviyeye ulaştığını söyledi. Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetleri yüzünden Türkiye’nin yaptırıma uğrayacağı konusu daha önce AB tarafından resmi ağızlardan birkaç kez dile getirilmişti. Libya’daki çatışmalar ile birlikte Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetleri de AB’nin gündemi arasında ön sıralarda yer tutuyor.

Türkiye, Güney Kıbrıs'ın Silahsızlanma Konferansı'na gözlemci olarak katılmasına engel oldu

İki ülke arasındaki gerilimin yükseldiği günlerde, salı günü, konferansa üye olmayan Güney Kıbrıs'tan pek çok ülke gibi oturuma gözlemci olarak katılma talebi geldi. Türkiye temsilcisi, ülkesinin bu zamana kadar Kıbrıs'ın konferansa katılımını engellemekten kaçındığını, her oturumun sonundaysa bu katılımdan duyduğu memnuniyetsizliği mektup yazarak ifade ettiğini dile getirdi. Ancak artık bu durumun değiştiğini söyleyen temsilci, "Türkiye bu sene bu özel talebi desteklemeyecek" ifadelerini kullandı.

Rumlar’dan ‘Türkiye Teknik Verileri Çalmış Olabilir’ iddiası

Doğu Akdeniz’de Türkiye ve Kıbrıs Rum Kesimi arasında sondaj gerilimi devam ederken, Rum yönetimi sözcüsü ellerinde kesin bir delil olmamakla birlikte, “Türkiye’nin, enerji şirketinin önceden belirlediği yerlere sondaj gemisi gönderme imkanı veren teknik verileri çalmış olabileceğini” iddia etti.

 Asya-Pasifik

Güney Kore Hürmüz Boğazı'na asker gönderiyor,

Güney Kore, hâlihazırda Aden Körfezi'nde konuşlanan donanmanın korsanlıkla mücadele biriminin operasyon sahasını geçici olarak genişletmek amacıyla Hürmüz Boğazı'na asker gönderme kararı aldı. Hürmüz Boğazı'na gönderilecek askerlerin, ABD liderliğindeki koalisyona katılmayacağı, bağımsız hareket edeceği bildirildi. Askerlerin temel görevinin, Hürmüz Boğazı'ndaki Güney Kore gemilerini ve vatandaşlarını korumak olacağı belirtildi.

Çin-Koronavirüs salgını

Çin medyasına göre, ülkenin Hubey eyaletinde tespit edilen 371 yeni vaka ve hayatını yitiren 24 kişiyle birlikte, toplam vaka sayısı bin 423'e, ölü sayısı 76'ya yükseldi. Ülkedeki toplam koronavirüs bilançosunun ise 80 ölü, 2 bin 500'ün üzerinde doğrulanmış vaka olduğu bildirildi.

 

 

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display