17-19 Şubat 2017 tarihleri arasında düzenlenen 53. Münih Güvenlik Konferansı raporunda her yıl olduğu gibi 2017 yılan ait politik risk değerlendirmeleri de yer almaktadır. Bu yılki raporda 2017 küresel risk değerlendirmesinde Türkiye'deki durum 8. sırada yer aldı ve en riskli ilk 10 gelişme arasında gösterildi. Söz konusu politik risklerin bölgesel ve küresel güvenliği tehdit etmesinden endişe duyuluyor. Raporda 2017 risk değerlendirmesinde ilk 10'da yer alan gelişmeler şu şekilde sıralanmış: (1) Bağımsız Amerika: ABD’nin Trump yönetiminde tek yanlı kararlarla Avrupa ve Asya’daki müttefiklerine danışmadan Rusya ve Çin başta olmak üzere sadece Amerikan çıkarlarıyla hareket etmeye başlaması ihtimali (2) Çin’in tepkisi: Komünist Parti’nin sonbaharda yapılacak kongresinde ekonomik sıkıntılar nedeniyle suçlanacak Devlet Başkanı Şi Jinping’in eleştirilere tepki olmak üzere ABD ile ilişkileri gerebilir. (3) Merkel’in güç kaybı: Merkel’in sonbahardaki seçimleri kazanacağı tahmin edilse de iktidarı güç kaybedebilir. Bu durum zaten İngiltere’nin ayrılma kararıyla sarsılan AB’nin Rusya ve Türkiye ile ilişkileri ve Yunanistan’ın mali sıkıntısı başta olmak üzere zora sokabilir. (4) Reformların durması:Hindistan’dan Rusya’ya, Almanya’ya, İngiltere ve Fransa’dan, Çin’e, Türkiye’ye, Brezilya ve Suudi Arabistan’a dek çok yerde reformlar iç siyasi nedenlerle duraklayabilir. (5) Teknoloji ve Ortadoğu: Enerji teknolojilerinin gelişmesi hâlâ petrol ve gaz ihracatına dayanan rejimlerin istikrarını etkileyebilir. Bu durum iletişim teknolojilerindeki gelişmeler ve siber saldırılarla birleşince “vatandaşların öfkesi” Ortadoğu’daki otoriter rejimleri kırılgan hale getirebilir. (6) Siyasileşen merkez bankaları: ABD ve Batı’daki merkez bankaları giderek gelişmekte olan ekonomileri bozuşturan sert siyasi baskılara açık hale geliyorlar. (7) Beyaz Saray-Silikon Vadisi çatışması: Trump güvenlik ve kontrol, teknoloji şirketleri ise serbestlik ve müşterilerinin özeline saygı istiyor. Trump daha çok kişiye istihdam isterken aynı şirketler insanı devreden çıkartacak otomasyon peşinde. Bu iki güç araştırma yatırımları konusunda çatışabilir. (8) Türkiye: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın olağanüstü hal üzerinden günlük işler üzerindeki etkisini artırıp bunu da 2017'deki referandum üzerinden “resmileştirecek" olması. Bu durumun ülkenin ekonomik sorunlarının yanı sıra, komşuları ve Avrupa ile ilişkilerdeki gerilimleri artırabilecek olması. (9) Kuzey Kore: Kuzey Kore’nin nükleer silahlarla ABD’ye doğrudan tehdit oluşturması şu anda söz konusu değil. Ancak Çin ile ABD arasındaki ilişkileri gerecek hamleler yapabilir. (10) Güney Afrika: Başkan Jacob Zuma’nın desteği giderek düşüyor. İçerideki sorunlarla başa çıkmak çabası, Güney Afrika’nın bölgesindeki krizleri engelleyici gücünü zayıflatabilir. (Kaynak: http://t24.com.tr/haber/munih-guvenlik-konferansinin-raporundan-referandumdan-sonra-turkiye--ab-gerilimi-artabilir,389795)