TÜRKİYE'YE YÖNELİK ÖNGÖRÜ VE ABD


TÜRKİYE'YE YÖNELİK ÖNGÖRÜ VE ABD

Yazan  30 Ocak 2009
ABD’nin önde gelen think tank kuruluşlarından Stratfor’un sahibi stratejist George Friedman, Türkiye’yi merkez alan yeni bir takım öngörülerde bulunmuş. Friedman, “Çince’yi boşverin, Türkçe, Japonca ve Meksika dilini öğrenin.

Önümüzdeki yüzyılın dünya güçleri Türkiye, Polonya, Japonya ve Meksika olacak" demiş.

Friedman, öngörüsünü daha da ileri götürerek "Türkiye ile ABD savaşabilir" iddiasında bulunmuş. Friedman önümüzdeki yüzyılın sonlarına doğru çıkabilecek bir savaşın, ABD ile Türkiye-Japonya ittifakı arasında olacağını öne sürmüş. Bu savaşın bugüne kadar var olan klasik silahlarla yapılan savaşlardan tamamen farklı bir tür bilim kurgu türünde bir savaş olacağını ve bu savaşın 21. Yüzyılın gidişatını belirleyeceğini iddia etmiş.

CIA'ya yakınlığı nedeniyle "gölge CIA" olarak da tanınan Stratfor'un sahibi, ünlü stratejist George Friedman, önümüzdeki yüzyılın sonlarında Çin ve Rusya gibi ülkelerin gerileyip yerlerini Türkiye, Japonya, Meksika ve Polonya gibi yeni dünya güçlerine bırakacağını öne sürmüş. Friedman'ın özet olarak medyaya yansıyan görüşleri bunlardır. Türkiye'ye yönelik bu tür analizlerin tam da şu sıralarda yapılması çok da masum gibi görünmüyor. Amerika'nın küresel analistinin, uzun vadede meydana gelebilecek yeni güç odaklarına yönelik bu tür bir öngörüde bulunması tesadüf değildir. Özellikle Friedman'ın 21. Yüzyılın sonuna doğru bir Türk/Amerikan savaşından söz etmesi üzerinde durulması gereken bir husustur. Bu tür bir analizin aslında uzun vadede ABD'nin çıkarlarına karşı oluşabilecek güçler için gerekli önlemleri şimdiden almaya yönelik olup olmadığı da tartışılabilir bir husustur.

Bu analizler halen Türkiye'nin "stratejik müttefik" i olduğu söylenen bir ülkede yapılmaktadır. Friedman, ABD'nin ebed-müddet yaşayacağını ve üstünlüğünü de yüzyıllar ötesine taşıyacağından hiç kuşku duymuyor.

21. Yüzyılın sonunda ABD kalacak mı?

Halbuki Türkiye ile ABD arasında 21. Yüzyılın sonlarına doğru çıkacak bir savaştan söz etmekten önce, Amerika'nın o tarihe kadar var olup olamayacağını iyi düşünmek gerekir.

ABD'nin eski başkanlarından Clinton, Türkiye'ye yönelik olarak "21. Yüzyılın yıldızı olacaktır" demişti. Türkiye, bugünkü milli birliğinin ve bütünlüğünün mücadelesini veriyor. Eğer Türkiye bütünlüğünü bu süreçte güçlendirerek devam ettirebilirse bölgesinde büyük bir güç haline geleceğinden kimsenin kuşkusu yoktur. Ancak ABD için aynı şeyi söylemek çok da mümkün değildir.

Zira bugün için ABD'nin siyasetten ahlaka, ekonomiden kültüre bütün strateji ve yaklaşımları hastalıklıdır. ABD, bugün dünyanın enerji rezervlerinden daha önce, ahlak rezervlerini tüketmiştir. Bu bağlamda, yaşanan ekonomik krizin altında da gerçekte bir medeniyet krizi vardır. Bugün ABD'nin İsevi ve Musevi senteziyle ürettiği Batı medeniyetinin, insanlığın çok büyük bir kısmını mutlu etmediği bir gerçektir. ABD'nin temsil ettiği medeniyet güce dayanmaktadır. Bu medeniyete göre güçlü hükmeder; hukuk da hükmedeni meşru kılar. Bu hâkimiyet ve haksızlığın yüzlerce yıl süreceğini düşünmek insanlığa hakarettir.

Amerika'yla ilgili olarak yukarıda ifade edilenler, bazılarına garip gelebilir. Ancak 1970'li yıllarda, SSCB'nin 1991'de dağılacağı söylenseydi herhalde bunu söyleyeni akıl hastanesine kaldırırlardı. Dün SSCB'nin başına gelenlerin, yarın ABD'nin de başına gelmesi çok da göz ardı edilecek bir durum değildir.

Özcan Yeniçeri

1954 yılında Gümüşhane'nin Şiran ilçesinde doğdu. İlk ve orta tahsilini Gümüşhane'de, yüksek tahsilini Ankara'da tamamladı. 1987 yılında Uludağ üniversitesi Sosyal Bilimler Ensti-tüsü'nde Yüksek Lisansını tamamladı. 1991 yılında ise Erciyes üni-versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Yönetim Organizasyon dalında “örgütlerde çatışma ve Yabancılaşmanın önlenmesinde Yönetime Katılmanın Rolü” adlı tezinin kabul edilmesiyle de doktor unvanını aldı.

1998 yılında doçent, 2004 yılında da profesör oldu.

Prof.Dr. özcan Yeniçeri, Niğde üniversitesi'nde çeşitli aralıklarla Kamu Yönetimi Bölüm Başkanlığı, Meslek Yüksek Okulu Mü-dürlüğü, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü yaptı.

1999 yılında Kazakistan'daki Ahmet Yesevi üniversitesi'nde görev aldı. Bu üniversitede “Uluslararası İlişkiler Bölümü”nü kurdu ve bir yıl süreyle de başkanlığını yaptı. 2004 yılında AYSAM (Ahmet Yesevi Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanlığına getirildi. İki yıl bu görevi yapmış olup halen Niğde üniversitesi'ndeki görevine de-vam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri'nin yazdığı eserlerden bazıları şunlardır: Yeniden Türkleşmek, örgütsel Değişmenin Yönetimi, Küre-selleşme Karşısında Milliyetçilik ve Kimlik, Küresel Kıskaç ve Türkçülük, Bilgi Yönetim Stratejileri ve Girişimcilik, Dokunanlar, İtirazlar, Bugünden Yarına Türk Dünyasına Stratejik Bakış, Yönetimde Yeni Yaklaşımlar. ölüler Nefes Almaz (Roman), örgütlerde çatışma ve Yabancılaşma Yönetimi

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 2003 yılı “Prof. Dr. Osman Turan Kültür Araştırmaları” ödülünü almıştır.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, Ortadoğu, Ayyıldız, Millet, Hergün ve Siyaset Ekseni gazetelerinde çeşitli aralıklarla köşe yazarlığı yapmıştır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde köşe yazarlığına devam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri ile Milliyetçi Hareket Partisi Ankara milletvekili olmuştur. Ankara Milletvekili Yeniçeri aynı zamanda TBMM Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesidir.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display