http://www.alarabiya.net/articles/2011/10/31/174639.html kaynaklı sitede çıkan ve 31 Ekim 2011 tarihli Fransız Le Figaro Gazetesi'nde yer alan bir habere dayanılarak ortaya atılan iddiaya göre, adı gizli tutulan bir Avrupa ülkesinde İran ve ABD yetkilileri bir araya gelerek Suriye konusunda pazarlıklarda bulundular.
Bu habere göre, İran'ın Suriye'de görev yapan Devrim Muhafızları'nın kendi aralarında fikir ayrılığına düştüğü iddia edildi. Bir grubun, Suriye güvenlik güçlerine destek vererek protestoculara sert ve acımasızca müdahalede bulunduğu, diğer grubun ise yaşanan olayların bastırılması için uygulanan aşırı şiddeti eleştirdiği belirtildi.
Le Figaro, önde gelen bir Suriyeli muhalifin açıklamasına dayanarak verdiği haberde, İran'ın Suriye'ye yolladığı devrim muhafızlarından oluşan bir heyetin, ABD'li temsilcilerle Esad sonrası Suriye'nin geleceği hakkında görüştüğünü iddia etti.
Yeri saklı tutulan bir Avrupa ülkesinde ve Eylül ayında yapıldığı iddia edilenbu toplantıda, Esad Rejimi'nin çökmesi sonrasında, Suriye'nin stratejik önemini kontrol altında tutabilecek askeri yetkililerin ağırlıkta olduğu, Mısır'daki gibi bir Yüksek Askeri Geçiş Konseyi'nin kurulması olasılığının tartışıldığı belirtildi.
İran, bu şekilde kurulacak böyle bir konseyin Suriye'de yaşanan olayları kontrol altına alarak, durumun normalleşme sürecine girmesine yardımcı olacağını savunduğu ortaya atıldı.
ABD tarafının ise, öncelikle Irak'tan askeri gücü geri çekilirken oluşabilecek herhangi bir güvensizlik ortamının önüne geçilmesi için uyarıda bulunduğu ve ayrıca Washington'un terör listesine aldığı Hamas gibi bazı örgütlerin Suriye'deki herhangi bir oluşumda yer almamasını istediği belirtildi.
Haberde yer almamasına rağmen bu görüşme sürecinin özellikle Fransız basınında yer bulması ve bu iddia sonrasında Fransa'nın Şam Büyükelçisi'nin İran ve Suriye'nin bu olağan dışı güçlü bağlarına dikkat çeken açıklamalarda bulunması, bu toplantının Fransa'da yapılma ihtimalini güçlendirmektedir.
Bu iddia sonucunda ortaya çıkan şudur ki; hem İran hem ABD Suriye'de yaşanan olayların uzamasından rahatsız durumdadırlar. Bu sorunun orta bir yolda çözülmesi her iki ülkenin işine gelmektedir. ABD, İran için Suriye'nin vazgeçilmez olduğunun farkındadır ve İran'ın istediği şartlarda Esad sonrası bir yönetime razı olacaklardır. Bu şekilde dünya kamuoyuna ' Esad gitti' mesajı vererek gücünü gösterecek ve sonrasında İran'ın isteklerinin ağırlıkta olduğu bir yönetime 'evet' diyecektir.
Bunun karşılığı olarak, Irak'tan çekilecek askeri gücünün geçiş sırasında herhangi bir tehlikeye girmesinin önüne geçecek ve Irak'ta kendinden sonra doğabilecek iktidar boşluğunu engellemek için İran'la anlaşma zemini arayacaktır.
İran ise, Suriye'de olaylar bastırılsa bile Esad Yönetimi'nin meşruluğunu kaybedeceğinin farkındadır. Bu nedenle, ABD'nin Irak çıkmazının ortaya iyiden iyiye çıktığı bu dönemde ABD ile masaya oturmak ve kendi istedikleri şekilde Suriye'yi şekillendirmek istemektedirler.
Esad'ın güvenliğini güvence altına almak isteyen İran, Suriye'nin stratejik önemi nedeniyle yeni oluşacak yönetiminde kendi ağırlığını korumak şartıyla, Irak'ta ABD askerlerinin güvenliğini tehlikeye atacak hamlelerden kaçınacaktır. Bu pazarlıkların farkında olan Esad'ın söyleminin sertleştiği gözden kaçmamaktadır.
Aslında Suriye üzerinden bir ABD sonrası Irak pazarlığı masadadır
