< < "Tel Aviv Cephesinde Yeni Bir Şey Yok": İsrail'de Partiler ve Hükümet


"Tel Aviv Cephesinde Yeni Bir Şey Yok": İsrail'de Partiler ve Hükümet

Yazan  08 Aralık 2010
Netanyahu liderliğindeki ve İsrail standartları için bile “sert” bu “sağcı-radikal” koalisyonun yola devam etmesi şimdilik daha güçlü bir ihtimaldir.

Nur Cafoğlu

Güvenlik kaygılarının iç siyaset üzerinde büyük bir gölge bıraktığı İsrail'de siyasi liderlerin de çoğu asker veya istihbarat kökenlidir. Güvenlikle ilgili endişeler ve artan milliyetçi söylem 2009'de Likud liderliğindeki sağcı ve "şahin" koalisyonu mümkün kılmıştır. Seçim barajının yüzde 2 olduğu ülkede, 120 sandalyeli parlamentoda (Knesset) (Kadima 28, Likud 27, İşçi Partisi 13, İsrail Evimiz 15, Shas 11) 12 parti temsil edilmektedir. İktidardaki koalisyonun İsrail standartlarına göre rahat sayılabilecek 69 sandalyesi vardır. Ülke siyasetinde birleşme, ayrılma ve bölünmelerin de etkisiyle genelde her seferinde aynı liderlerin etkin oldukları görülmektedir. Cumhurbaşkanı Şimon Peres, Kadima lideri Tzipi Livni'nin bir önceki koalisyondaki başarısız performansı nedeniyle hükümeti kurma yetkisini Likud'a vermiştir.

1973 yılında Menachem Begin tarafından kurulan ve 1977 seçimlerindeki başarısı ile İsrail'de solun güç kaybettiğinin kanıtlayan Likud bu dönemde Filistin devletinin kurulmasına karşı çıkmış ve Batı Şeria ve Gazze'deki Yahudi yerleşimlerini desteklemiştir. Ancak 1979 yılında, Mısır lideri Enver Sedat ile Camp David Anlaşmasını imzalayan da Begin olmuştur. 1980'ler boyunca hükümette olan Likud, 1992-2001 arasında ise sadece bir dönem iktidara olabilmiştir. Parti daha sonra ilk defa 2009 seçimlerinden Netanyahu'nun Başbakanlığı ile çıkmıştır.

Ariel Sharon'un başbakanlık yaptığı dönemde Filistin meselesine nispeten ılımlı yaklaşımı ve 2005'te Gazze'deki topraklardan "karşılıksız" olarak çekilmeyi kabul etmesi, partisi Likud içinde hoşnutsuzluklara sebep olmuştur. Çekilmeye karşı parti içinde Netanyahu liderliğinde gelişen muhalefet Sharon, Ehud Olmert ve Tzipi Livni gibi isimlerin partiden ayrılarak Kadima'yı kurmalarına neden olmuştur. İşçi Partisi'nden ayrılan Shimon Peres, Haim Ramon and Dalia Itzik'in de bulunduğu isimler de bu partiye katılmışlardır. Merkezdeki ılımlı Kadima ile daha keskin ve uzlaşmaya uzak olan Likud'un liderleri dış politikadaki bazı sıkıntılardan birbirlerini sorumlu tutmaktadır. Likud liderleri, Kadima dönemindeki iki savaş, Goldstone Raporu ve sınırlar içine düşen binlerce bombanın bu partinin hatalarından kaynaklandığını, kendilerinin ülkeyi daha istikrarlı, güvenli ve bir döneme soktuğunu, ülkeye sağlam bir duruş getirdiğini iddia etmektedir.

Kadima ise, Netanyahu'nun uzlaşmaz çizgisinin dış politikada İsrail'e puan kaybettirdiğini ve Amerika'nın bile Başbakan'ın politikalarından rahatsız olduğunu belirtmektedir. Kadima, Likud'un ortaya attığı "ekonomik barış" kavramının barış süreci olmadan gerçekçi bir zemine oturtulamayacağını savunmaktadır. Netanyahu ayrıca, tüm dünyayı aşağıladığı ve güvenilmez bir İsrail imajı yarattığı için de tenkit edilmektedir. Likud lideri, yerleşim planı inşasının dondurulması teklifini reddederek dünya genelinde yoğun eleştirilere maruz kalmıştır. Livni, İsrail'in Netanyahu yönetiminde gittikçe güç kaybettiğini, diğer ülkelerin artık İsrail'le muhatap olmak istemediklerini ve bu durumun ülkenin güvenliği ve saygınlığını zedelediğini belirtmiştir.

Koalisyon ortaklarından Yisrael Beiteinu (İsrail Evimiz) 1999 yılında Avigdor Liberman tarafından, Rus Yahudilerine siyasi bir platform oluşturmak amacıyla kurulmuştur. Parti giderek vatanseverleri de temsil eden bir çizgi oluşturmaktadır. Kendini milliyetçi ve sağcı olarak tanımlayan parti barış süreci ve İsrailli Araplarla ilgili sert politikalar öngörmektedir. Parti 2009 seçimlerine "sadakat yoksa, vatandaşlık da yok" sloganıyla katılmıştır. Koalisyonda Başbakan yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı görevlerini yürüten Lieberman ve partisi, Arap-İsrail sorununa milliyetçi perspektifle yaklaştıkları halde iki devletli çözümü desteklemekte ve laik bir imajı çizmektedir.

İsrail'in ilk politik oluşumlarından olan Mapai 1930'larda David Ben-Gurion tarafından yönetilen bir işçi hareketiydi. 1949'daki seçimlerde, %35 oyla hükümet kuran parti, İsrail seçim sisteminin sonucu olarak 1968'de İşçi Partisiyle birleşti. Merkeze yakın yeni partilerin siyasi yelpazenin her iki kanadından da destek alabilmesi ve toplumsal yapının göçler ve küreselleşme vasıtasıyla değişmesi İşçi Partisi'nin popülaritesini azaltmıştır. Parti bugün 1968 yılındaki halinden uzak merkez-sol bir çizgi seyretmektedir. İşçi Partisi'ne İsrail'in politikacı ve başbakan fabrikası demek de yanlış olmaz. Levi Eshkol, Golda Mier, Yitzhak Rabin, Shimon Peres, Ehud Barak ve Amir Peretz gibi isimler, bu partiden çıkmıştır. Oy ve milletvekili sayısı tarihinin en düşük seviyesinde olsa da, parti kemik sayılabilecek oy tabanı ile bugün de iktidar taliplerinin kolayca vazgeçemeyecekleri bir koalisyon ortağıdır.

Ultra-ortodoks dini kökenleri olan Shas Partisi, Sefardi ve Mizrahi kökenli Yahudileri temsil amacındadır. Bugün hala İsrail'de etkili olan Sefardik Yahudilerin baş hahamı tarafından kurulmuştur. "Halakha" olarak da bilinen, Yahudi dini kurallarının bütünü ile yönetimi öngören bir siyaset anlayışı vardır. Siyasetin yanı sıra sosyal hayatta da muhafazakâr söylemleri olan Shas, İşçi Partisi gibi, koalisyonların gediklilerinden biridir. Ruhani liderin "Mahmud Abbas ve tüm Filistin halkı için ölüm" istemesi ve "Yahudi olmayanlar, olanlara hizmet amacıyla vardırlar" tezi, partinin Arap-İsrail ilişkilerine nasıl yaklaştığının göstergesidir. Parti Ortadoğu'da topraklarından göçen Yahudilerin zararları karşılanmadıkça anlaşmaya oturmanın yanlış olduğunu savunmaktadır. Ancak, içinde her çeşit sesi barındıran mevcut koalisyonda yer alabilmesi partinin dini kimliğinin ötesinde pragmatist bir tarafı da olduğunu göstermektedir.

Düşük seçim barajı farklı sesleri siyasete taşırken, 18 seçim döneminde 32 hükümet kurulmasına da neden olarak bir tür istikrarsızlık da yaratmaktadır. Ülke bugüne kadar hep koalisyon hükümetleri ile yönetilmiştir. Göçmenlerin oluşturduğu bir devletin içinde birçok siyasi partinin olması şaşırtıcı değildir. Sistem küçük partileri olduğundan daha güçlü hale getirmektedir. Bu sayede dini ve etnik gruplar sayılarının ötesinde etkiye sahip olmaktadır. Hükümet kurmak için küçük partilere muhtaç olan daha büyük partiler, genelde bunların taleplerin çoğunu kabul etmek zorunda kalmakta, 3-4 sandalyeli küçük partiler bakanlıklar kazanabilmektedir.

1992'de, Başbakanın halk tarafından seçimini öngören değişiklik beklenen ve istenenin aksine hükümetlerin daha da sık değişmesine neden olduğu için 2001'de iptal edilmiştir. Kadima ve Likud'un yanlarına İşçi Partisi'ni de alarak barajın yükseltilmesi gibi adımlarla küçük partilerin rolünü sınırlayan bir sisteme geçmesi mümkündür ama kısa vadede çok muhtemel değildir. Mevcut hükümeti içeride eleştirenler, çok büyük oranda, zaten başlangıçta da onun ömrünün kısa olacağı tahminini yapanlardır. Bu da, Netanyahu hükümetinin en azından içeride aslında oldukça güçlü bir konumda olduğunu düşündürtmektedir. Kadima hükümeti düşürüp yenisinde yer alma beklentisi, ya da, iç politikada prim yapma hesabı içinde olabilir. Ancak, Netanyahu liderliğindeki ve İsrail standartları için bile "sert" bu "sağcı-radikal" koalisyonun yola devam etmesi şimdilik daha güçlü bir ihtimaldir.

Nur CAFOĞLU

Doğum Yeri:  Ankara

Eğitim Durumu

İlk Öğretim-Lise:

Üniversite: Bilkent Üniversitesini dereceyle kazanmış ve 2010 yılında Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde lisans yapmıştır,2009 yılında, Erasmus Öğrenci Değişim Programı çerçevesinde burslu olarak “Amsterdam Vrije Üniversitesi”nde bir dönem değişim öğrencisi olarak okumuştur.

Yüksek Lisans: Gazi Üniversitesi  Sosyal Bilimler Enstitüsü, İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema alanında  yüksek lisans yapmaktadır. 

 

Uzmanlık Alanı: Orta Doğu, İsrail

Bildiği Diller:

İngilizce

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display