NATO`nun Yeni Dönemi ve Türkiye`nin Pembe Çizgileri

Yazan  06 Nisan 2009
Altmışıncı kuruluş yıldönümünü (9 Nisan 1949) kutlamaya hazırlanan NATO`nun Liderleri, 3-4 Nisan`da ki Strasbourg – Kehl toplantılarında geleceğini şekillendirecek önemli kararlara imza attılar.

NATO Liderleri toplantıda, ittifakın güvenlik temel değerlerini, NATO`nun ittifak amaçları ve ilkeleri yenileyen bir bildiri kabul ettiler. Ayrıca 21. yüzyılın yeni güvenlik ortamında NATO'nun uzun vadeli rolünü tanımlamak ve yeni bir Stratejik Kavram geliştirmek için süreci başlattılar.

Toplantının sonunda yayınlanan bildiride, ittifak olarak Arnavutluk ve Hırvatistan ittifaka memnuniyetle kabul edildiğini, Avrupa-Atlantik alanı içinde güvenliği güçlendirmek için NATO`nun kararlığı ve ortak ülkelerle işbirliğini devam ettirmek için NATO üyeliği için kapının açık tutulması gerektiği üzerinde durulmuştur. NATO`nun bu kararı Rusya Devlet Başkanı Medvedev`in tepkisini çekmiş, bu karar üzerine "NATO genişlemeye devam ederse bunun sonucuna katlanır" demiştir.

Devlet ve Hükümet Başkanları, diğer uluslararası örgütler ve ülkelere İttifak'ın müdahalesinin görev ve operasyonlarda yeteneklerin modernleştirilmesi konusunda karar almışlardır.

Birleşmiş Milletler`in amaçları ve ilkeleri için İttifak'ın desteğini yinelendi ve iki örgüt arasındaki işbirliğinin artırılması değeri üzerinde duruldu. Liderler ayrıca, AB`nin ortak güvenlik sorunları çözmek için kendi yeteneklerini güçlendirmek çabalarının memnuniyetle karşılayarak, daha yetenekli daha güçlü bir savunmanın önemini belirtiler.

NATO Liderleri, Avrupa -Atlantik güvenlik alanın Afganistan`da ki güvenlik ve istikrara bağlı olduğunu ve BM`lerin, Afganistan'daki ISAF görevinin zorunlu olduğu ilanın NATO'nun önemli önceliği olduğunu kabul etti. Kapsamlı bir yaklaşımla, NATO, askeri ve sivil kaynakları birleştirerek, uluslararası toplum ile Afganistan`a uzun vadeli bir güvenlik ve istikrar, birlikte destek için Afganistan Hükümeti yardım etmeye devam edilecektir. Liderler, bölge ülkeleri ile güçlü yapıcı girişimleri de önemli üzerinde durarak, Afganistan'ın komşuları, özellikle de Pakistan ile işbirliğini güçlendirmek için çaba harcanması kararlaştırıldı.

NATO'nun Devlet ve Hükümet Başkanları -Avrupa-Atlantik güvenlik alanını artırma için stratejik bir unsur olarak Rusya`ya ortaklığı yineledi. Mevcut anlaşmazlıklar rağmen Rusya ile NATO özel öneme sahip bir ortak ve komşu olarak, Afganistan'ın istikrarı, silahların kontrolü, silahsızlanma ve kitle imha silahlarının yayılmasını önleme gibi NATO ve Rusya paylaştığı ortak güvenlik çıkarları konusunda işbirliği yapma konusunda fikir birliğine varıldı.

NATO Liderleri Fransa`nın NATO'nun tüm unsurlarına katılmak talebini memnuniyetle karşıladı.

Son olarak, Fogh Rasmussen`e, Genel Sekreter Jaap de Hoop Scheffer`ın beş ay sonra görev süresi dolduğunda, 1 Ağustos 2009 geçerli olmak üzere bir dönem için İttifak'ın yönetimini bir buçuk yıl süre ile verilmesine karar verildi.

Bu toplantının başlangıcında Türkiye`nin toplantı ile ilgili yapmış olduğu hazırlık ve ulusal çıkarları konusunda sahip olduğu "Kırmızı" Çizgile" toplantının sonunda pembeleşmiş ve açıkça çiğnenmiştir.

Doğu Blok`unun dağılmasına kadar kaynaklarını Sovyet tehdidine yönelik kullanarak ekonomisini gelişimini geciktiren, bir nevi NATO`nun Jandarmalığını yapan Türkiye, ulusal çıkarlarına ters düşmesine rağmen "veto" ettiği bir sekreter adayını kabullenmek zorunda bırakılmıştır. Başta ABD olmak üzere Avrupa Ülkeleri, Fogh Rasmussen`in NATO Genel Sekreteri olabilmesi için yaptıkları baskı sonuç almış ve Türk Devleti`nin öncelikleri çiğnenmiştir.

Oysa bu şahsın Genel Sekreter olması ve ya olmaması önemli değildir. Önemli olan ittifakın en önemli üyelerinden biri olan Türkiye`nin bu aday hakkında ciddi endişelerinin varlığı ve vetosunun önemsenmemsidir. Başka bir deyişle, Türkiye`nin çıkarlarının göz ardı edilmesidir.

İttifakın Fogh Rasmussen adaylığı konusunda fikir birliği ve inadının altında yatan ne olabilir? Danimarka ile Avrupa Ülkerlinin arasında tarihsel bağların bu ısrarda rolü var mıdır? Bütün bu sebepler derinlemesine incelendiğinde gerçekler görülecektir. Ancak, Türkiye açısından ise "Diplomatik Fiyasko" dur. Gelecek ile kaygıları, kırmızıçizgilerinin önüne geçtiği açıktır.

Sonuç olarak, NATO bu toplantıyla, Arnavutluk ve Hırvatistan`ı bünyesine katarak büyümüş, 1980`ler de askeri kanadından ayrılan Fransa, yı tekrar bu kanada kabul etmiş, Rusya`ya zeytin dalı uzatmış, Afganistan, ın güvenliği için gerekli önlemleri alarak varlığını sürdürme iradesini göstermiştir. Ancak ittifakın geçmişte en önemli üyesi Türkiye`nin kırmızıçizgilerini pembeleştirmekle de tarihe geçmiştir.

Bir kişi- kim olursa olsun- Türkiye Cumhuriyeti`nin önüne geçmemeliydi. Buna ne ittifakın diğer üyeleri nede Türk Devlet adamları müsaade etmemeliydi.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display