Macaristan Örneği: Liberal Olmayan Demokrasi Yayılıyor mu?

Yazan  24 Nisan 2015

1995’den bu yana OECD, keza 1996 yılından itibaren Dünya Ticaret Örgütü (WTO) ve 1999 yılında da NATO üyesi olan Orta Avrupa’daki Macaristan 1 Mayıs 2004’de AB tam üyesi olmuştur. Dünya Bankası sınıflandırmasına göre[1]“üst orta gelir grubu” nda yer alan ve genelde yabancı kaynak girişine (borç, sıcak para ve doğrudan sermaye/FDI) dayanan bir ekonomiye sahiptir.[2]

Fidesz Partisi’nin 2010 seçimlerinde oyların önemli bir çoğunluğunu almasıyla başbakan olan  muhafazakârViktorOrban, 2014 seçimlerinde de kazanmasıyla ikinci dönemde de görevini sürdürmektedir. Seçimlerde sağlanan çoğunluğa dayalı hükümet ekonomide “gelenekçi/ortadoks” olmayan bir politika izlerken, iç politika ve uluslararası ilişkilerdeki uygulamaları AB’nin, “Avrupa demokratik standartlarına” aykırı olduğu eleştirisine muhatap olmaktadır.

Bazı yönleriyle, Haziren ayında genel seçimlere gidecek olan bir AB aday ülkesiyle benzerlikler taşıyan Macaristan konusundaki bu çalışmanın ereği, söz konusu ülkenin mevcut koşul ve parametrelerini ele alarak; AB ve genel ekonomi prensipleri karşındaki durumu ve kırılganlıklarını irdelemek ve yöneltilen eleştirilerin haklılığı hakkında görüş oluşturabilmektir.

AB İÇİNDEKİ YERİ

AB nüfusunun yaklaşık yüzde 2’sini barındıran Macaristan’ın en büyük “ihracat ortağı” AB üyesi (Almanya, Slovakya, Romanya) olduğu gibi, üç büyük “ithalat ortağı” nın birincisi de (Almanya) yine anılan birlik üyesidir(diğerleri; Rusya ve Çin).[3]Dış satımının yaklaşık yüzde 80’inin AB ülkelerine gerçekleştiren Macaristan’ın, AB üyesi ülkelerle olan ticari ilişkileri, çalışmamızın sonraki bölümlerinde de görüleceği gibi, önemli tutarda “pozitif /dış ticaret fazlası” vermektedir. Öte yandan da, AB toplam dış satımı içinde Macaristan’ın aldığı payın giderek düştüğü gözlenmektedir.

ANA HATLARIYLA MACARİSTAN EKONOMİK ve SOSYAL YAPISI

2013 sonu itibariyle 133,4 mia.$ GSYH (dünyanın 57.sırasında); 1960-2009 yılları arasında 10/10,5 milyon olan ve  anılan yıldan bu yana azalarak günümüzde 9,9 mio. nüfusbüyüklüğü ve 93 bin km2 yüzölçümlütoprağı olan Macaristan ekonomisinin bazı ekonomik göstergeleri,  aşağıda topluca ve yıllar itibariyle özetlenmiştir.

Parametre

2008

2009

2010

2011

2012

2013

2014

2015

2016

GSYH mia.$

156.5

129.3

129.5

139.4

126.8

133.4

 

 

 

Kişibaşı gelir$

15.598

12.906

12.958

13.983

12.783

13.480

 

 

 

Büyüme(%)

1,0

-6,6

0,8

1,8

-1,5

1,5

3,6

2,7

2,3

Yatırım/GSYH

20,4

19,7

20,4

19,8

19,1

19,9

21,3

20,4

19,9

Tasarruf/GSYH%

20,8

19,3

20,4

20,6

21,0

24,1

25,6

25,2

24

Enflasyon(%)

3,7

0,6

4,9

3,9

5,7

1,7

-0,3

0,0

2,3

Nüfus (mio.)

10.0

10.0

10.0

9.9

9.9

9.8

 

 

 

İssizlik (%)

8,0

10,8

11,2

11,1

11,1

10,2

7,8

7,6

7,4

Dış borç(mia.$)

222.8

239.9

215.9

210.8

2101.3

196.7

 

 

 

Dış borç/GSYH%

6,3

6,0

6,0

5,7

7,1

6,9

     

Bütçe dengesi/GSYH

-9,5

-9,5

-8,8

-8,4

-7,4

7,5

-7,1

-7,0

-6,6

FDI (mia.$)

75.0

-2.9

-20.9

10.5

10.5

-4.3

     

İthalat (trio$)

397

365

430

508

567

561

568

607

671

İhracat (trio.$)

327

302

345

417

450

474

507

549

599

Cari denge mio.$

-10.931

-992

274

754

1.873

4.162

4.382

5.031

4.492

Cari denge/GSYH

-0,6

-0,07

0,3

0,8

1,9

4,1

4,2

4,8

4,1

Rezervler(mia.$)                

33.8

44.1

44.9

48.8

44.6

46.5

     

Kaynak: OECD Economik Outlook No.96; The World Bank Data; IMF World Economic Outlook

Macaristan’ın ekonomik büyüme hızının seyri “istikrarlı” olmakla birlikte, Polonya, Çekoslovakya ve Slovakya gibi çevre ve benzer ülkelerin gerisindedir.[4]

Ülkede yaratılan uluşal gelirin bileşenlerine baktığımızda, tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinin sırasıyla, yüzde 3,4; 28 ve 68,7 pay aldığını; kaynaklar itibariyle irdelediğimizde de, yüzde 55,5; 20,4; 16,4 ve 8,8’inin sırasıyla, hane halkı tüketimi, kamu harcamaları, sabit sermaye yatırımları ve net dış ticaretten oluştuğunu görmekteyiz.[5]

 

2008 global ekonomik kriz sonrasındaki 4 yıl içinde ülke ekonomisi yüzde 5,6 oranında küçülmüş; ulusal para birimi yüzde 9 değer yitirmiş, “kümülatif cari açık”’ınGSYH’ya oranı yüzde 68’e ulaşmıştır.[6]2013 yılının ilk aylarında durgunluktan çıkan Macar ekonomisinde gözlenen iyileşmenin henüz “vasat” olduğu görülmektedir. Şöyle ki, 2000-05 arasında ortalama yüzde 3,5/4,0 seviyesinde ve 2012, 2013 ve 2014’de sırasıyla, -1,5, 1.5ve 2,8 olan yıllık GSYH büyüme hızının 2015’de 2,3 olması beklenmektedir.Son 4 yıl için belirtilen gerçekleşme ve 2015 beklentisi, OECD ve global ortalama büyümenin altındadır.[7] Ülke ekonomisinin, özellikle yarattığı “istihdam”, “toplam faktör verimliliği” ve kısmen “semaye üretkenliği” bağlamında 2008-14 döneminde yaşadığı sıkıntı ile, bu dönemde gerçekleşen “ekonomik büyüme” nin uzun süre düşmesi konularını, aynı gruptaki ekonomilerle karşılaştırmalı olarak aşağıdaki grafikte izleyebilmekteyiz.

                    Macaristan                              CEEC ülkeleriyle ağırlandırılmış * 

* : Merkez ve Doğu Avrupa ülkelerinden (CEEC) Çekoslovakya, Polonya ve Slovakya ile

ağırlandırılmış ortalamalar.

istihdam potansiyeli    üretken sermaye    Toplam faktör verimliliği

*Ort.ekonomik büyüme

Kaynak : OECD, EconomicSurvey of Hungary 2014

Dünya Bankası rakamlarına göre Macaristan, “dış borç servis oranı”[8] parametresinde dünya lideri durumundadır.[9]GSYH’nın yüzde 119’u seviyedeki yüksek“dış borç”,GSYH’ya oranı negatif yüzde 95 olan “net uluslararası pozisyonu”, ulusal gelire oranı da yüzde 21’i bulan özel sektörün taşıdığı” açık pozisyon ve brüt yıllık dış borçlanma gereksinimi giderek düşse de, halâ yüzde 48 seviyesinde olan  ülke için; “yüksek seviyedeki dış borç ve dış borç ihtiyacı” önemli bir “kırılganlık” olarak değerlendirilmektedir.[10]

“Merkezi planlama” modelinden “pazar ekonomisi” ne geçiş yaşayan Macaristan’da, 2008 krizine kadar AB/28’in 2/3’ü oranında “kişi başı GSYH” gerçekleştirilmiştir. Ancak 2008 sonuna doğru, yaşanan “global finansal kriz”in bir sonucu olarak “kısa vadeli dış borçlarını” ödeyememe haline gelince, IMF, WB ve AB nin oluşturduğu 25 mia.$’ın üzerinde bir “finansal yardım paketi” yürürlüğe konulmuştur. Devamında, IMF ve AB “kurtarma paketleri”ile getirilen ekonomik önlemlerle ekonomi küçülmüştür. 2012 yılında IMF/AB ile, mali önlemler konusunda anlaşma sağlanamaması yeni mali destek temin edilememiştir.  Bu gelişme üzerine piyasa koşullarına “çıpasız” olarak bırakılan ekonomide, oluşan olumlu “global koşulların” ve uluslararası piyasadan sağlanan fonların da  yardımıyla, kısmen de olsa stabilzasyon sağlanarak, “bütçe açığı/GSYH” oranı yüzde 3’ün altına düşürülebilmiştir.[11]

1960’dan sonra artış olmayan Macaristan nüfusu, 2009 yılından sonra azalma göstermeye başlamıştır. Demografik yapının bir diğer özelliği de, nüfusun “yaşlanması” olgusudur. Şöyle ki, 14 yaş altı ve 15-24 yaş payı sırasıyla yüzde 14,8 ve 11,7 olmasına karşın, 25-54, 55-64 ve 65+ yaşların payı ise sırasıyla, yüzde 41,6; 14,0 ve 17,8 dir. Toplam nüfusun yüzde 70’i “şehirde yerleşik”, 15 yaş ve üzeri nüfusun yüzde 99,2’si “okur-yazar” ve ortalama eğitin süresi 15 yıl olan ülkede yüksek bir oranda ”genç issizlik” yaşanmaktadır. Şöyle ki, 15-25 yaş yaş grubunda bu oran  yüzde 28 olarak gerçekleşmektedir.

Ülkenin enerji kaynaklarına topluca baktığımızda, tüketilen enerjinin; yüzde 33, 31, 10, 16’sının sırasıyla, petrol, doğal gaz, katı fosil, nükleer kaynak temelli olduğunu görmekteyiz. Diğer yandan, petrolün ve doğal gazın sırasıyla, yüzde 79 ve 81’i ithal yoluyla karşılanmaktadır.[12]

İÇ  POLİTİKAveMERKEZİ YÖNETİM KURUMLARINDA YAŞANAN DEĞİŞİMLER

Ülke siyasi atmosferinde görülen başat gelişmeleri, anayasa değişikliği sonrası “karar/yönetim” mekanizmalarında “otoriterleşme”, demokrasinin “liberal” özelliğinin ihmal edilmesi, yönetim erklerinde “ayrılık” prensibinin zayıflatılması, özellikle “aşırı sağ” uçtaki Jobbik Partisi ile, “popülist sağ”dakiFidesz Parti’nin lideri ve Başbakan olan ViktorOrban arasındaki süren “sert ve düşmanca rekabet” başlıklarında özetleyebiliriz.

AB tarafından, Temmuz 2014’de, “Macaristan’ın’demokrasi’ de kalabileceği, ancak bunun Rusya, Singapur, Türkiye ve Çin’de yaşandığı gibi ‘liberal olmayan devlet’ şeklinde olacağı açıklanmıştır.[13]Öte yandan, hükümet üyeleri veya onları yakınları tarafından edinilen süslü ve lüks taşınmazlar; getirilmesi plânlanan “internet vergisi”;  yaşanan işsizlik; “yolsuzluk şüphesi” ile 6 Macar resmi görevlinin ABD’ne girişinin yasaklanması;  Ruble’nin geçen yıl sonundan bu yana yaşadığı “değer düşüşü” karşısında “satınalma gücü” düşen Rusya tarafından beklenen ekonomik yararın zayıf kalması gibi nedenlerle, yönetimdeki Fidesz Partisi’ne olan kamuoyu desteği giderek azalmaktadır. Örneğin, Median tarafından yapılan son “eğilim yoklaması”, Orban hükümetine olan desteğin yüzde 38’den 26’ya düştüğünü göstermektedir.[14]

ULUSLARARASI İLİŞKİLER BAĞLAMINDA MACARİSTAN

Uzun yıllar boyunca, Doğu Avrupa konu ve sorunlarındaki kötüleşme, çok az Batılı ülkenin dikkatini çekmişti. Belki de, bu bağlamdakii kırılma noktası olarak, Gürcistan’daki kaygı verici gelişmeler üzerine, Orta ve Doğu Avrupa ülke liderlerinin ABD Başkanı Barack Obama’ya 2009 yılında gönderdiği “açık mektup” kabul edilebilir.[15] Keza, 28-29 Kasım 2013’de ve Litvanya’nın başkanlığında gerçekleştirilen AB EasternPartnershipSummit’de, AB yönetiminde o tarihe kadar oluşmuş görüşün aksine,Ukrayna’nın AB üyeliği konusundaki “tutkulu” yaklaşımı vurgulanarak,duyulan “endişe” dile getirilmiştir.[16]Endişesini dile getiren ülkeler arasında, Visegrad ülkelerinden[17]Macaristan da bulunuyordu. Yine bu ülkeler, Ukrayna devlet başkanı ViktorYanukoviç’in son anda AB ile işbirliği ve ticaret anlaşmasını imzalamayacağını deklare etmesi (21 Kasım 2012) ve akabinde de Rusya’nın, AB’ne göre çok cömert olan mali destekleri karşısında şaşkınlık yaşamışlardı. Yaşananlar, Ukrayna-Rusya işbirliği gerçeğini, Visegrad ülkeleri yanında, büyük AB üyesi ülkelere  de göstermiş oldu.

Yukarıda özetlenen gelişme Macaristan yönünden, “doğuya açılma-easternopening” in başlangıcı olmuş; Çin’in yanında Rusya ve doğu Avrupa ülkeleri ile, giderek güçlenen işbirliği olarak kendini göstermiştir.[18]Söz konusu rota değişikliğinde, ülkenin aşağıda sıralanan özellikleri de önemli rol oynamıştır:

-Petrolde ve doğalgazda sırasıyla, yüzde 79 ve 81 oranında dış kaynaklara bağımlı olan   ülkede, tüketilen doğal gazın yüzde 60’ı; ithal edilen petrolün ve doğal gazınsırasıyla, yüzde 100 ve 85’i Rusya orijinli olup; petrol ve özellikle gaz yönünden Rusya’ya bağımlılık çok yüksektir.[19]

-Enerji kaynaklarının yüzde 16’sını nükleerden karşılayan Macaristan’ın Paks bölgesinde bulunan güç santralının büyütülmesi için, Ocak 2014’de yapılan anlaşma ile, işi üstlenen  Rosatom şirketi için Rusya’nın 13,6 mio.$ proje kredisi tahsis etmiş ve tesisin 2018’de devreye alınması programlanmıştır.

-Ülke, aylarca yetebilecek doğal gaz stokuna sahiptir. Keza, Merkezi Avrupa ülkelerine olan gaz sevkiyatındaki aktarma pozisyonu, stoklama kapasitesi ile birlikte,  Rusya’ya karşı “kırılganlığı” azaltan faktörler olarak değerlendirilmektedir.[20]

-Ukrayna’nın taşıdığı belirsizlik ve risklere karşılık, yakın zamana kadar “Güney Akım”; sonrasında onun yerine inşa edileceği Rusya, Türkiye, Sırbistan ve Macaristan  tarafından duyurulan “Türk Akım” boru hattında Macaristan’ın sahip olduğu “enerji jeopolitiği” bağlamındaki konum, bu konuda belirtilmesi gereken bir diğer olgudur.

-Macaristan, Rusya’nın Kırım’ı ilhakı sonrası AB tarafından uygulanan “yaptırımlar” ın mantığını, Çekoslovakya ve Slovakya ile birlikte sorgulamış ve Rusya’ya karşı daha dostça bir tavır sergileme yönünde yaklaşım göstermiştir. Anılan yaklaşım AB ülkelerinin çoğu tarafından eleştirilmiştir.Bu tarz bir baskı, Başbakan Orban’ın “liberal olmayan demokrasi/devlet”i savunan, liberal demokrasiyi, liberal olmayan devlet lehine terk edebileceklerini belirten(AB değerlerine aykırı bir gaf) konuşmasında yansıdığı gibi,[21] Macar tarafının tepkisini şekillendirmiştir.

- “Müttefikler ve prensipler” e göre “ulusal çıkarlar” ve “sadakât” ın üstünlüğü düsturunu savunan; “ideal ve prensipler” e göre “ulusal çıkarlar”ın daha önde geldiğini söyleyen; doğu ve batısında güçlü komşuları olduğunu belirterek, “jeopolitik” kırılganlığı vurgulayan yönetim anlayışının hakimiyetini de ayrıca belirtmeliyiz.[22]

Orban’ın Rusya ile artan yakınlığa getirilen argüman, ABD’nin azalan Doğu Avrupa etki ve ilgisi ile eş zamanlı olarak, Almanya ve Rusya’nın daha çok bu bölgeye odaklanmalarına yol açtığı şeklindedir.[23]

Uluslararası ilişkiler bağlamda aktarılması gereken bir diğer konu da, I.Dünya Savaşı sonunda Almanya ile İtilâf Devletleri arasında 1919’da imzalanan Versay Barış Antlaşması ile Macaristan’ın mevcut topraklarının üçte ikisini kaybettiği ve çizilen bu yeni sınır ile yaklaşık 5 milyon Macar etnik nüfusunun, Romanya, Slovakya, Sırbistan ve Ukrayna gibi ülkelerde yaşamak zorunda kaldığı olgusudur.[24]Bu gerçek, Macaristan için “hassas” bir konu olarak kalmış ve ülkenin komşularıyla olan ilişkilerinde bir “zorluk/komplike” unsur olarak yer almıştır.[25]

 

“Popülist sağ” görüşü temsil eden Başbakan Orban’ın söylem ve eylemlerinin, son yıllarda oldukça dikkat çekici ölçekte “Rusya yanlısı” bir tutum sergilediği gözlenmektedir. Anılan gelişme, ülkenin “liberal olmayan” bir yönetim sistemine kaydığını düşünen, başta Almanya olmak üzere AB’nin diğer ülkelerince “kaygı” ile izlendiği belirtilmektedir.[26]Macaristan’ın “liberal olmayan devlet” vurgusundan, AB’nin diğer ülkelerinin yanında en çok rahatsız olan Almanya’dan Angela Merkel 2 Şubat’ta bir ziyaret gerçekleştirmiştir. Beş yıl sonra ilk kez yapılan bu ziyarette, Merkel’in, “Avrupa değerlerine sıkı bağlılık” konusundaki konuşması, yönetim karşıtlarından kayda değer alkış almıştır.[27]

Macaristan’ın bu tutumu, “ne Batı ne de Rusya karşısında eğilmeyip”, her iki kutup çevresinde “manevra alanı kazanma” yı hedefleyen “klâsik dengeci” politika olarak değerlendiren görüşler bulunmaktadır. İlâveten, son zamanlarda Rusya yanlısı bu yaklaşım tarzının “Brüksel’deki Rusya Ajanı/Casusu” şeklinde isimlendirildiği de görülmektedir.[28]Ancak son zamanlarda, Batı Ukrayna’da yaşayan yaklaşık 200 bin etnik Macar’ın “otonomi talebi” de, Orban’ın Batı ile ilişkilerinde bir diğer” yumuşak karın” olarak değerlendirilmektedir. Diğer yandan, 2014-20120 yılları arasında Macaristan’ın “AB yatırım ve alt yapı fonu’ndan25.4 milyar € alacak olması[29] ve ülke içindeki kamuoyu desteği, anılan ülkede önemli bir “eksen kayması”nın yaşanmayacağı görüşümüzü desteklemektedir.

ÖZET ve SONUÇ

2002-2010 yılları arasında “merkez-sol” hükümetlerce yönetilen Macaristan’da, bu dönemde yükselen “sağ-milliyetçi” değişim rüzgârı ile 2010’da parlamentonun 2/3 çoğunluğunu muhafazakâr ViktorOrban’ınFidesz Partisi kazanmıştır. Ezici çoğunluğun verdiği güç ile, mevcut “liberal” anayasada “demokrasinin kontrol ve denge işlevlerini” kaldıran düzenlemeler  yapılarak, “yürütme” güçlendirilmiştir.

“Liberal olmayan demokrasi” gerçekleştirmek amacıyla AB değerlerinden uzaklaşan ve bu yaklaşımıyla Batı’nın itirazlarını üzerine çeken Orban, bu defa da “doğu’ya açılım” adıyla Rusya’ya yakınlaşma için fırsatları değerlendirme yoluna girmektedir. 2000’lerin ortasına kadar Doğu Avrupa’ya yönelmiş FDI’ların yarısını cezbeden Macaristan ekonomisi, özellikle dış borçlanmaya dayalı yapısı ile, zayıf büyüme potansiyeli ve yetersiz istihdamın yarattığı “işsizlik” yönlerinden önemli kırılganlıklar taşımaktadır.

Orban’ınhayata geçirdiği “demokraside erozyon” un sonucu olarak, ülkedeki”mutsuz” kitlelerin desteği giderek azalmaya başlamıştır. Öte yandan, kırılganlıkların etkisiyle refah yaratamayan ekonomiyi döndürmek, kaynak gereksinimini karşılamak ve FED’in faiz arttırımının getireceği global olumsuz etkilere karşı korunmak için yeniden IMF ve Avrupa Merkez Bankası’nın kapısı çalınmıştır.

Çalışmamızdaki bir diğer çıkarımı da, AB üye adayı bir ülkekibenzer yaşananları da göz önüne alarak; “demokratik kurumların yeterince korunaklı olmadığı” ülkelerde, konjonktürün getirdiği” ekonomik genişleme” ile “parlamentonun çoğunluğuna sahip hükümet” yönetiminin birlikte olması halinde, demokrasinin “askıya alınabilme” olasılığının güçlü olduğu; sonuçta, “sistematik olarak erozyona uğratılmış demokrasi”, “döndürülemez hale gelmiş ekonomi” ve” alternatif arayan mutsuz yığınlar”a dönüşüm,şeklinde yapabiliriz.

 

 


[1] “Country andLendingGroups”, Dünya Bankası, http://data.worldbank.org/about/country-and-lending-groups (22.02.2015)

[2] Anılan kategori, “kişi başı ulusal geliri” 4.126-12.745 $ arasındaki ulusal ekonomileri kapsamaktadır. Dünya Bankası agr. http://data.worldbank.org/about/country-and-lending-groups#Upper_middle_income (22.02.2015)

[4] Country Report No.14/155,IMF,  Mayıs 2014,https://www.imf.org/external/pubs/ft/scr/2014/cr14155.pdf (3.04.2015)

[6]DeborahMabbett ve WaltraudSchelkle, “Whatdifferencedoes Euro membershipmaketostabilization? Thepoliticaleconomy of internationalmonetarysystemsrevisited”, Review of International PoliticalEconomy 2014, Routledge, Şubat 2015, http://www.tandfonline.com/doi/pdf/10.1080/09692290.2014.916625 (23.02.2015)

[7]EconomicSurvey of Hungary 2014, OECD, http://www.oecd.org/economy/economic-survey-hungary.htm(23.02.2015); World Bank Data, GDP growth (annual %), http://data.worldbank.org/indicator/NY.GDP.MKTP.KD.ZG/countries/HU?page=2&display=default(23.02.2015)

[8] İlgili yılda vadesi gelen dış borçların, aynı yıl gerçekleşen mal/hizmet ihracatı ile “faiz dışı fazla” toplamına oranını ifade etmektedir.

[10] “Country Report No15/92”, IMF, 3 Nisan 2015, http://www.imf.org/external/pubs/ft/scr/2015/cr1592.pdfdf (6.04.2015)

[11] “HungaryEconomy-overview”, Index-Mundi,23.08.2014,http://www.indexmundi.com/hungary/economy_overview.html (28.02.2015)

[12]US.Energy Information Administration; 2014 Key World EnergyStatistics,IEA,http://www.iea.org/publications/freepublications/publication/keyworld2014.pdf (23.02.2015)

[15]John Vinocur, “Central andEasternEuropeanCountriesIssueRareWarningfor U.S. on Russian Policy”,NYT,20.07.2009,http://www.nytimes.com/2009/07/21/world/europe/21iht-politicus.html?_r=0(24.02.2015); “An Open LetterToThe Obama Administration From Central AndEastern Europe”,RadioFree Europe, 16.07.2009, http://www.rferl.org/content/An_Open_Letter_To_The_Obama_Administration_From_Central_And_Eastern_Europe/1778449.html (23.02.2015)

[16] “Joint Declaration of the Eastern Partnership Summit, Vilnius, 28-29 November 2013”,Lithuanian Presidency of the Council of the EU 2013, 2.12.2013, http://www.eu2013.lt/en/news/statements/-joint-declaration-of-the-eastern-partnership-summit-vilnius-28-29-november-2013 (23.02.2015)

[17]Tümü 1999’da NATO üyesi olan Polonya, Çekoslovakya, Macaristan, Slovakya.

[18]IstvanGyarmati,”Hungary: SingledOutByTheCritics”, Europe PolicyPaper 2015/1, A RegionDisunited?,JoergForbrig (Ed.),GMF, 19.02.2015, http://www.gmfus.org/publications/region-disunited-central-european-responses-russia-ukraine-crisis (25.02.2015)

[19] “HungaryContinuesCourtingRussiaand Europe”, Stratfor, 6.02.2015,  https://www.stratfor.com/sample/analysis/hungary-continues-courting-russia-and-europe (20.02.2015)

[20]Gyarmati, agm.

[21]ZoltanSimon, “OrbanSays He SeekstoEnd Liberal Democracy in Hungary”,Bloomberg, 28.07.2014, http://www.bloomberg.com/news/articles/2014-07-28/orban-says-he-seeks-to-end-liberal-democracy-in-hungary(25.02.2015)

[22]Gyarmati, age.

[23]The Economist,14.02.2015,agm

[25] “Hungary Profile”, BBC News Europe, 25.11.2014, http://www.bbc.com/news/world-europe-17380792 (23.02.2015)

[26]The Economist,14.02.2015, agm

[27]Robert Hackwill, “Merkel travelstoHungarytomake a standforeuropean demokratik values”,Euronews, 2.02.2015, http://www.euronews.com/2015/02/02/merkel-travels-to-hungary-to-make-a-stand-fro-european-democratic-values/ (9.04.2015)

[28]MitchellA.Orenstein ve Peter Kreko, “A Russian Spy in Brussels?”, ForeignAffairs, 29.05.2014 http://www.foreignaffairs.com/print/138513 (27.02.2015)

[29]JudyDempsey, “Merkel Goes toOrban’sHungary”, Carnegie Europe,2.02.2015,http://carnegieeurope.eu/strategiceurope/?fa=58922 (5.02.2015)

 

Ersin Dedekoca

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Ekonomi Araştırmaları Uzmanı

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display