Gezi Parkı ve Dünyadaki Benzerleri

Yazan  17 Haziran 2013

Türkiye son iki haftadır şimdiye kadar görmediği bir toplumsal tepki olgusu ile karşı karşıya kaldı. Taksim’deki Gezi Parkı’nda çevreci refleksle başlayan ve devlet gücünün aşırı sert tavrı nedeniyle de ülkemizin büyük bir bölümüne yayılarak siyasal iktidar karşıtı bir niteliğe bürünen, büyük ölçüde barışçı ve örgütsüz tepki devam ediyor. Her gece kentlerimizin sokaklarında polisle göstericiler arasındaki kovalamacayı izleyen ve her sabah bir sürprize uyanan halkımız bu gelişmelerin nasıl bir seyir izleyeceğini ve sonuçlanacağını kestirmekte güçlük çekiyor.

Bu türden örgütsüz ve kendiliğinden oluşan ve genellikle tek bir amaca yönelen bir kitlesel halk hareketi Türkiye’de belki ilk kez yaşanmaktadır. Bu incelemeyle Türkiye’de olanların başka ülkelerde yakın geçmişte yaşanan gelişmelerle bir mukayesesinin yapılmasının içinde bulunduğumuz durumun açıklanmasına katkıda bulunacağı düşünülmüştür. Her ülkenin toplumu ve siyasetiyle farklı koşullardan geçtiğini, farklı dinamiklerin etkilerinin bulunduğunu bilerek ve “orada öyleyse burada da öyle olacaktır” yanlışına düşmeden sınırlarımızın ötesine bakılmasında yarar vardır. Bu yazıda iki farklı zamanda, farklı coğrafyada ve farklı koşullarda oluşan halk hareketlerinin siyasi sonuçlarıyla nerelere varabildiğini göstermek amaçlanmıştır. Hiç kuşkusuz bu türden örnekleri çoğaltmak mümkündür. Ancak aşağıda verdiğimiz örnek olaylar iki ayrı siyasal rejimde kaydedilmiş olmakla birlikte otoriterleşen yönetimlere karşı halk tepkisinin siyasal rejim farkı gözetilmeksizin aynı refleksle harekete edebildiğini göstermektedir. “Arap Baharı” olarak adlandırılan Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın bazı ülkelerinin yeniden biçimlendirilmesi olgusuna bunlardaki dış dinamik ağırlığının fazlasıyla belirleyici olması nedeniyle karşılaştırmamızın kapsamına alınmaması uygun görülmüştür.

Ekim 1989 Doğu Berlin

7 Ekim 1989 tarihi sosyalist blokun Sovyetler Birliği dışında en gelişmiş ülkesi olarak kabul edilen Demokratik Almanya Cumhuriyeti’nin 40. kuruluş yıldönümüdür. Erich Honecker’in başında olduğu “Sosyalist Birlik Partisi” yönetimi Doğu Berlin’in Alexander Meydanı’nda görkemli resmigeçitlerle sosyalist Alman devletinin kuruluş yıldönümünü kutlamaktadır. Kutlamalarda en çok göze çarpan silahlandırılmış işçi birlikleridir. Gençlik örgütü FDJ (Freie Deutsche Jugend) dinamik bir görünüm sergilemektedir. Halk, devletin gücünü vurgulayan ve gelecekteki on yıllarda neler yapılacağına ilişkin nutuklar söyleyen devlet yöneticilerini coşkuyla alkışlamaktadır.

Aynı yılın yaz aylarında serbestçe ülke dışına çıkmak isteyen Doğu Almanya vatandaşları Çekoslavakya ve Macaristan üzerinden batıya gidebilmek üzere yığınlar halinde bu ülkelere gelmişlerdir. Macaristan’a gelenler sınır kapıları açılmayınca Budapeşte’deki Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçiliği’ne sığınmışlar, uzun müzakereler sonucunda Glasnost ve Prestroika ikliminin yaşanmaya başladığı o dönemde Doğu Alman hükümeti bu vatandaşlarının trenle batıya götürülmesine  rıza göstermiştir. Hatırlanacağı üzere, aynı yılın yaz aylarında Jivkov sultası altındaki Bulgaristan, 1985 yılından beri sürdürdüğü Türkleri eritme politikasının sonuna gelmiş, asimilasyona razı olmayan soydaşlarımızı zorunlu göçe tabi tutma kararı almıştır. Yüz binlerce Türk tren ve kara yolundan anayurda akmıştır. Başka sosyalist ülkelerde de kıpırdanmalar başlamış, İkinci Dünya Savaşı’nın ve Soğuk Savaş’ın eseri yapılanmalar artık çatırdamıştır. Haziran ayında Pekin’de Tiananmen Meydanı baskıcı rejimler karşısında sabrı tükenen halk yığınlarının neler yapabileceğini göstermiştir.

Doğu Almanya’da da öteden beri genellikle kilisenin katkısıyla bir sivil muhalefet hareketi bulunmaktadır. Fakat devletin baskıcı uygulamaları iktidardaki Sosyalist Birlik Partisi’nin faşist bürokrasisini ayakta tutmakta, buna karşı direnenler uzun hapis cezalarına çaptırılmaktadır. 7 Ekim 1989 tarihinde işte bu otoriter baskıcı devlet yapısının 40. kuruluş yıldönümü kutlanmaktadır. Törenin yapıldığı Alexander Meydanı’na açılan ara sokaklarda ise aynı saatlerde bir grup insan hakları savunucusu küçük çapta bir protesto gösterisi yapmaktadır. Polis bu göstericilerin üzerine alışılagelen şiddeti ile gitmiş ve yaraladığı göstericileri karga tulumba sürükleyerek gözaltına almıştır. Gösterilen şiddetin sonraki protestoları önleyeceği polisin varsayımları arasındadır. Fakat bunun büyük bir yanılgı olduğu kısa sürede ortaya çıkmıştır.

Bu tarihten sonra Leipzig başta olmak üzere Doğu Berlin’de ve 17 milyon nüfusu ile aslında küçük bir ülke olan Doğu Almanya’nın diğer kentlerinde Pazartesi günleri yapılan gösteriler (Montagsdemonstrationen) yaygınlaşarak yönetimi zorlamaya başlamıştır. Göstericilerin talepleri demokrasi ve seyahat özgürlüğüdür. Gösterilerde “Biz halkız!” (Wir sind das Volk!) sloganları atılmakta, buna karşılık polis sert tutumuna devam etmektedir.

9 Kasım 1989 akşamı hükümet ani bir kararla Doğu Berlin’den Batı Berlin’e geçişlerin serbest olduğunu açıklamıştır. 1961 yılında Soğuk Savaş’ın en sıcak günlerinde inşa edilen “Berlin Duvarı” o akşam binlerce Doğu Berlinli’nin sevinç gözyaşları içinde Batı Berlin’e geçmeleriyle yıkılmıştır. 3 Ekim 1990 tarihinde de Demokratik Almanya kendini feshederek Almanya Federal Cumhuriyeti’ne iltihak etmiştir.

Koşulların uygun olması, Sovyetler Birliği’nin 1956 Macaristan ve 1968 Çekoslovakya müdahelelerini gerçekleştiren yapısından daha farklı  bir yapı ve politikaya sahip hale gelmiş olması bu halk hareketinin yukarıda belirtilen şekilde sonuçlanmasına yol açmıştır.  Doğu Bloku’nun çözülmesindeki temel dinamiklerden biri hiç kuşkusuz budur. Tarihin başka devirlerinden ve farklı coğrafyalarda da görüldüğü gibi,  devletin yöneticileri sergilemeye çalıştıkları güç gösterisine rağmen “biz halkız!” diye sokaklara dökülen yığınların karşısında genellikle fazla dayanamamışlardır.

Şubat 2013 Sofya

18 Şubat 2013 günü Bulgaristan’ın eski bir bodyguard olan, Sofya Belediye Başkanlığından gelen ve kabadayıca tavırlarıyla bilinen  sağ-populist eğilimli GERB Partisinin Başkanı ve Başbakan Bojko Borisow istifa etti. Borisow istifa gerekçesini şöyle açıkladı: “Her damla kan, değerli arkadaşlar, bizim için bir utanç lekesidir. Ve Parlamentonun etrafını sarmalayan çitlere tahammül edemem”. Aslında populizmi, otoriter uygulamaları ve hemen her konuda “ben yaptım olducu” tavırlarıyla sürekli olarak ortamı geren Borisow’un istifasına neden olan olaylar küçük bir kıvılcımla ateşlenmişti.  Halk Sofya’da, Filibe’de, Burgaz’da ve diğer kentlerde sokaklara dökülmüş, hükümetin istifasını talep ediyordu. Polis ülkenin başbakanından aldığı güçle halka çok sert davranıyor, her gösteriye müdahale ediyor ve itilip kakılan insanlar yaralanıyordu.

Bu ayaklanmanın nedeni ise görünürde sadece elektrik fiyatarına yapılan %13’lük zamdı. Bulgaristan yakın zamanda elektrik dağıtımını özelleştirmiş ve ulusal dağıtım firmaları Çek ve Avusturya şirketlerine satılmıştı. Avrupa Birliği’nin ortalama 400 Avro ücret ve 150 Avro yaşlılık aylığı verilen en yoksul ülkesi Bulgaristan’da kıt kanaat geçinen halk için bu önemli bir maddi yüktü.  Bu şirketlerden biri 2012 Aralık ayında yaptığı zammı yılbaşı nedeniyle faturalara yansıtamayıp bir sonraki ay zamlı çift fatura gönderince kızılca kıyamet koptu. Başta hükümet olmak üzere siyaset kurumuna güvenini yitiren halk sokaklara dökülerek hükümetin istifasını talep etti.

Bu durumda hükümetin aslında Temmuz 2013’de yapılması öngörülen genel seçimleri öne almaktan başka çaresi kalmamıştı.  Borisow, yukarıda belirtilen gerekçe ile istifasını sunma zorunda kaldı ve bir daha aday olmayacağını açıkladı. Gerginliğin devamı böylece önlenmiş oldu. Bunda Cumhurbaşkanı Rossen Plewneliev’in de yatıştırıcı tutumu önemli rol oynadı. 12 Mayıs 2013 tarihinde yapılan genel seçimler sonunda da Sosyalist Parti ile Türklerin ağırlıklı olduğu Haklar ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) teknokratlardan oluşan bir hükümet kurdular. Yeni Başbakan Plamen Orescharski’nin başkanlığında kurulan hükümet aslında içinde Türklerin de bulunduğu bir hükümeti desteklemeyeceğini beyan eden ırkçı Ataka Partisi’nin bir milletvekilinin bu karara uymayıp güvenoylamasına katılması ile göreve başlayabildi.  Parlamentoda hükümetle muhalefetin güçleri eşitti ve aslında bu durumda hükümet etmek tabiatıyla kolay değil. Ancak halkın sokaklara da yansıyan iradesi başlangıçta göstericilere karşı zor kullanan, ancak bunun bir çare olmadığını kısa sürede görüp istifa yolunu seçen Borisow’un ifadesiyle bir hükümetin kurulabilmiş olması hükümetsiz kalmaktan evla görülmüştü.  Borisow anlaşılan suyun bittiği yerde havluyu atma gereği duymuştur.

Aslında 2009 yılında Bulgaristan ekonomisini düzeltme vaatleriyle iktidara gelen Borisow’un istifa ettiği tarihte teslim ettiği Bulgaristan ekonomisi içinde bulunduğu durum itibariyle halkın gelecek için çok umutlu olmasını gerektirmemektedir.  Fakat Bulgar halkının sokaklara dökülmesinin nedenleri sadece elektrik fiyatlarının artması veya ekonomik kriz olarak anlaşılmamaktadır. Ülkedeki siyaset kurumunun krizden çıkmak ve yolsuzlukları önlemek konusunda halkın üzerindeki güvenini yitirmiş olması en büyük sebep olarak değerlendirilmelidir.

Bu yazıda iki ayrı ülkede, farklı koşullarda ve değişik zamanlarda ortaya çıkan halkların mevcut siyasete müdahalesi olarak değerlendirilebilecek hareketlerini karşılaştırdık. Her iki olayın en önemli benzerliği,  halk yığınlarının ülkelerindeki siyaset kurumuna olan inançlarını yitirmiş olması ve iradelerini demokratik yollardan geçerli kılamamış olmasıdır.  Gerek Doğu Almanya’nın sosyal faşist baskıcı rejimi gerekse Bulgaristan’ın henüz demokratikleşme yolundaki rejiminin ortaya çıkardığı otoriter iktidarı,  halkın siyasete karşı yitirdiği güveni ve talep ettiği değişimi ifade etmek için sokaklara dökülmesinden etkilenmişlerdir. Siyaset kurumunun iktidarı ve muhalefetiyle – çoğunlukla kendi seçmenleri indinde bile - bu denli güven ve itibar kaybettiği hallerde, aynı zamanda belki daha da önemlisi, üst otoriteye kelamını demokratik yollardan anlatamama, sesini duyuramama çaresizliğine düşmeleri halinde küçük kıvılcımlar alışılmışın dışında tepkilere neden olabilmektedir. Bu örneklerde ortak olan bir diğer husus ise yöneticilerin halkın talep ve sıkıntılarına kulaklarını kapamış olmalarıdır.  Bu durumlarda yığınlar sokaklara dökülmekte ve tepkilerini bu şekilde sergilemektedir. Sivil itaatsizlik ve sokak gösterileri bu tepkilerin en önde gelen şekilleridir.  Türkiye’de bugünlerde yaşadıklarımızı bir de bu açıdan değerlendirmekte yarar görülmüştür. 

Can Ünver

Doğum yeri ve Tarihi:  Ankara, 16 Mayıs 1954

 

Anne Adı:                 Gündoğdu ÜNVER

 

Baba Adı:                 T.C.Emekli Sandığı Emekli Hukuk Müşaviri A.Nevzat ÜNVER

 

Medeni Hali:            Evli (Demet), 3 çocuk (Evrim 30, Emre 25, Deniz 15)

 

Öğrenim:

İlkokul:                      Ankara Sarar İlkokulu 1960 – 1965 

Ortaokul:                  TED Ankara Koleji  1965 - 1969

Lise:                         TED Ankara Koleji 1969 – 1972

Üniversite Haz.:      Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi 1973 Güz – 1975 Kış (Studienkolleg)

Üniversite :              (Lis.-Yük Lis.): Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi, Sosyal Bilimler Fakültesi (Siyaset Bilimi, İletişim Bilimi, Türkoloji ve Yakın Doğu Tarih ve Kültürü), 1975 Yaz – 1981 Yaz  (Magister Artium, Tez Konusu: 1974-1979 Türkiye’nin Batı Politikaları, Danışman: Prof. Dr. emerit. Peter J.OPITZ)

Doktora:                  Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi  Enstitüsü 2003 (Doktora Tezi Konusu: Almanya’nın Türkiye Politikalarında Oryantalizmin Yeri, 19. ve 20. Yüzyıllar, Danışman: Prof. Dr. Mustafa YILMAZ)

 

 

Yabancı Diller:

İngilizce (KPDS: 97 puan )

Almanca (KPDS: 97 puan)

 

 

 

Mesleki Kariyer:

-T.C.Münih Başkonsolosluğu Çalışma Ataşeliği’nde Sosyal Yardımcı,  Nisan 1979 –  Ekim 1983

-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü Sendikalar Şubesi’nde Raportör, Ekim 1983 – Eylül 1984

-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Yurtdışı İşçi Hizmetleri Genel Müdürlüğü F.Almanya Dairesi’nde Şef, Ekim 1984 – Aralık 1985; aynı zamanda Bakan Danışmanı ve Yurtdışındaki Vatandaşlarımızla İlgili “Özel Birim” üyesi, Ocak 1985 – Aralık 1985

(1984 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde yeni oluşturulan Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde istihdam edilmek üzere açılan Araştırma Görvlisi sınavına katılınmış, sınavda başarılı olunmasına rağmen ailevi nedenlerle yurtdışı göreve atanmak üzere Bakanlıktaki memuriyete devam edilmiştir.)

-T.C.Nürnberg Başkonsolosluğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ataşesi, Aralık 1985 – Mart 1990

-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Yurtdışı İşçi Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nde Şube Müdürü (Dokümantasyon-Enformasyon Dairesi Başkan Vekili), Nisan 1990 – Haziran 1991

-Başbakanlıkta Geçici Sözleşmeli Statüsü ile (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndaki unvan: Daire Başkanı) Yurtdışındaki Türklerden Sorumlu Devlet Bakanı (Devlet Bakanı Sayın Mehmet ÇEVİK) Danışmanı, Temmuz 1991- Kasım 1991

-Sorumluluk alanı yurtdışında icra edilen ve Türkiye’nin  psikolojik etkinlik kazanma planları olan Başbakanlık “Yurtdışı Vatandaş Konuları” Müşaviri Ocak 1992 – Ağustos 1993 (Devlet Bakanı Sayın Gökberk ERGENEKON’a bağlı olarak)

-T.C.Hamburg Başkonsolosluğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ataşesi, Eylül 1993 – Ocak 1998

-Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Toplumla İlişkiler Başkanlığı’nda (TİB) Müşavir, Mart 1998 – Aralık 1999 (Çalışma konuları: Almanya, yıkıcı ve bölücü faaliyetler, Kıbrıs ve Yunanistan konuları, Ermeni iddiaları)

-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Yurtdışı İşçi Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı, Ocak 2000 – Ağustos 2000

-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Dış İlişkiler ve Yurtdışı İşçi Hizmetleri Genel Müdürü, Ağustos 2000 – Eylül 2003

(Ayrıca, 2002/2003 Güz Dönemi’nde Bilkent Üniversitesi’nde dışarıdan öğretim görevlisi olarak ‘Public Policy’ dersi verilmiştir.)

-T.C.Berlin Büyükelçiliği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşaviri, Eylül 2003 – Eylül 2007

-15 Ekim 2007 tarihinde kamu hizmetinden Genel Müdür olarak emeklilik.

-2008/2009 Güz Yarıyılından itibaren Başkent Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünde Yarı Zamanlı Öğretim Görevliliği. (Kamu Diplomasisi).

-2009/2010 Güz ve 2010 Bahar Dönemlerinde itibaren Hacettepe Üniversitesi’nin dört ayrı bölümünde Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Yarı Zamanlı Öğretim Görevliliği

-2010 Bahar Döneminde Başkent Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünde Yarı Zamanlı Öğretim Görevliliği (Erasmus öğrencileri için Global Migration Movements and International Relations)

-2010 yılından bu yana Türksam Göç Araştırmaları Enstitüsü Başkanlığı.

 

AYRICA:

Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ile İstanbul’daki ilçe belediyelerinin görevlilerine 2008 yılı sonbaharında Türkiye’ye gelen yabancı göçmenlere sunulacak hizmetlerle ilgili olarak verilen eğitim programlarına eğitici ve danışman olarak ve yine bu örgütün Ortadoğu Teknik Üniversitesi ile 2009 Haziran ayından bu yana yürüttüğü STEMM (Supporting Turkey’s Efforts in Migration Management) Projesinde danışman olarak görev üstlenilmiştir.

 

Uluslararası Kuruluşlardaki Görevler:

-Avrupa Konseyi Avrupa Sosyal Güvenlik Sözleşmesi’nin Uygulanmasına   İlişkin Uzmanlar Komitesi (SS-AC) Üyeliği 1985-1989; Komite Başkan Yardımcılığı 1986-1987 ve Komite Başkanlığı 1988-1989

-Avrupa Konseyi Göç Komisyonlarında Üyelik 1986-1988 (Strazburg)

-Avrupa Konseyi Göçten Sorumlu Bakanlar Konferanslarına iştirak 1997 (Varşova) ve 2002 (Helsinki)

-Avrupa Konseyi Sosyal Güvenlikten Sorumlu Bakanlar Konferansına iştirak 2002 (Bratislava)

-Milletlerarası Çalışma Teşkilatı Konferanslarına iştirak 1989, 2001, 2002 ve 2003

-OECD Göç Çalışma Grubu Üyeliği 1997-1999 (Paris)

(1985 – 2007 yılları arasında çeşitli düzeylerde toplam 127 uluslararası  temas ve etkinliğe katılınmıştır.)

 

Katılınan Projeler:

 

2008-2009 Uluslararası Göç Örgütü’nün  (IOM) Zeytinburnu Belediyesi ile gerçekleştirdiği yerel yönetimler ve yabancı göçmenler konulu projede eğiticili;

2009-2010 Uluslararası Göç Örgütü’nün Ortadoğu Teknik Üniversitesi ile müştereken düzenlediği Türkiye ve uluslararası göç konulu proje asistanlığı;

2010-2011 Avrupa Birliği’nin Sosyal Güvenlik Kurumu’nun kapasitesinin arttırılması konulu projede eğiticilik ve danışmanlık.

 

Bilimsel İlgi ve Faaliyet Alanları:

 

I.                   Cumhuriyet Dönemi Türkiye Tarihi

II.                Oryantalizm ve  Almanya’da Türk imajı,

III.       Yurtdışındaki vatandaşlarımızın konumu ve sorunları,

      yaşadıkları ülke toplumları ve Türkiye ile ilişkileri,

      Göç ve Diaspora konuları,

      Uluslararası göç ve dış politika süreçleri,

      Göç ve diplomasi,

      Göç ve sınır aşırı sosyal alanların oluşumu,

    IV.         Küreselleşme ve ulus-devlet, 

      Batının Türkiye politikaları ve Türkiye’nin çıkarları, 

      Türk-Alman ilişkileri,

      Almanya’nın iç ve dış politikası, ekonomisi,  kültürü ve toplumsal sorunları;

      Stratejik hedefleri,

    V.          Kamu Diplomasisi, Yumuşak Güç ve Stratejik İletişim,

      Türkiye’nin ulusal çıkarlarının korunması ve tanıtılması araştırmaları.

 

Aktif Konuşmacı Olarak Katılınan Etkinlikler (2004-2012) :

 

-3 Mayıs 2004 Berlin Hür Üniversitesi Otto Suhr Enstitüsü Jean Monet Merkezi’nde ‘Seksen Yıllık Sosyal Politikalarımız’ konulu konferans,

-2 Aralık 2004  Potsdam Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nde ‘Türkiye’nin AB Üyeliği’ konulu konferans, 

-15 Şubat 2005 Berlin Hür Üniversitesi’nde ‘Türkiye – AB İlişkileri’ konulu konferans,

-20-21 Aralık 2005 Koç Üniversitesi ile OECD tarafından İstanbul’da düzenlenen ‘Göç ve Kalkınma’ konulu konferans

-10 Kasım 2005 Berlin Türkevi’nde ‘Atatürklü Yıllarda Almanya’da Türk ve Türkiye İmajı’ konulu konferans (Türkçe),-11 Kasım 2005 Berlin -Türkevi’nde ‘Atatürklü Yıllarda Almanya’da Türk ve Türkiye İmajı’ konulu konferans (Almanca),

-9 Aralık 2005 Alman Sendikalar Birliği Eğitim Merkezi’nde (Düsseldorf) “Türkiye’nin AB Perspektifi” konulu konferans,

-8, 19, 11 ve 12 Mayıs 2006 Berlin Avrupa Birliği Temsilciliği’nde ‘Türkiye’nin AB Üyeliği’ konulu konferanslar,

-9-12. Temmuz 2006 Bellagio’da (İtalya) German Marhall Fund tarafından düzenlenen ‘Gönderen Ülkeler Açısından Göç ve Kalkınma’ konulu konferans,

-28 Kasım 2006 Berlin Hür Üniversitesi Türkoloji Bölümü’nde ‘Alman Oryantalizmi’ konulu konferans,

-19 Mart 2007 Berlin Heinrich Böll Vakfı’nda ‘Göç ve Entegrasyon’ konulu çalıştay,

-4 Mayıs 2007 Gazi Üniversitesi’nde ‘Türkiye ve Göç’ konferansı,

-11 Mayıs 2007 Gazi Üniversitesi’nde ‘Arayış Konferansları’ çerçevesinde ‘Geçmişten Bugüne Almanya’da Türk ve Türkiye İmajı’ konulu konferans,

-11 Haziran 2007 Berlin Türkevi’nde ‘Türkiye’nin AB’ye Tam Üyeliği ve Serbest Dolaşım’ konulu konferans,

-17 Eylül 2007 tarihinde Marmaris Uluslararası Akademisi’nde “Göç ve İslam Kültürü” konulu konferans,

-19 Eylül 2007 Işık Üniversitesi’nde Göç ve Kültür Konferansında Panel Yöneticiliği

-1 Şubat 2008 tarihinde Brüksel’de NOMIBE Konferansları çerçevesinde Brüksel Serbest Üniversitesi’nde “Türkiye’nin Değişen Göç Perspektifleri” konulu konferans,

-28 Nisan 2008 tarihinde İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde “Atatürk Döneminden Bugüne Türkiye’de Devlet Yönetimi ve Dış Politika” konulu panel.

-26 - 27 Haziran 2008 tarihlerinde Yıldız Teknik Üniversitesi’nde “Uluslararası Göç, Kültür, Kamu Politikaları ve Toplum: Sınır-aşırı Sorunlar ve Perspektifler” konulu konferansta “Geri Dönüşler”, Resmi Politikalar ve Türkiye’de Reentegrasyon Uygulamaları” konulu panele iştirak.

-25 - 26 Eylül 2008 tarihlerinde İstanbul Üniversitesi’nde “Göç ve Entegrasyon” konulu konferansa panelist olarak iştirak.

-2- 4 Ekim 2008 tarihlerinde Milano’da OECD tarafından düzenlenen “Göç ve Kalkınma” konulu Konferansa konuşmacı olarak katılım.

-8 Nisan 2009 tarihinde Başkent Üniversitesi İİBF “Çarşamba Seminerleri” kapsamında “Kamu Diplomasisi Uygulamaları ve Türkiye” konulu konuşma.

-4 Mayıs 2009 tarihinde Gazi Üniversitesi Göç Araştırmaları Merkezi (GÖÇAR) tarafından düzenlenen Avrupa Birliği’nde Göç Politikaları konulu panele konuşmacı olarak katılım.

-22 Mayıs 2009 tarihinde Devlet Bakanlığı ve Hacettepe Üniversitesi (HÜSAM) tarafından düzenlenen “50. Yılında Yurtdışındaki Türkler: Göç ve Entegrasyon” konulu sempozyumdaki “Göç ve Eğitim” konulu panele konuşmacı olarak katılım.

-18 Haziran 2009 tarihinde Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde düzenlenen Uluslararası İlişkiler Konferansı’ndaki panelde “Küreselleşme ve Türkiye’nin Göç Politikaları” konusunda konuşma.

-18 Ocak 2010 tarihinde Ortadoğu Teknik Üniversitesi ve Uluslararası Göç Örgütü (IOM) tarafından yürütülen STEMM Projesi çerçevesinde düzenlenen konferansta “Türkiye’ye Yönelik Göç” konulu panelin yöneticiliği.

-9 Mart 2010 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı Barış İçin Ortaklık Merkezinde “Kamu Diplomasisi ve Stratejik İletişim” konulu sunum.-24 Mart 2010 tarihinde Başkent Üniversitesi Çarşamba Seminerleri kapsamında “Küresel Göç ve Türkiye” konulu sunum.

-22 Mayıs 2010 tarihinde Ortadoğu Teknik Üniversitesi KKTC Kampusunda (Güzelyurt) düzenlenen 9. ODTÜ Uluslararası İlişkiler Konferansında “Göç, Diaspora ve Azınlıklar” konulu panelde “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Türk Göçmen İşçiler” konulu sunum.

-21 Ekim 2010 tarihinde Bodrum Ticaret Odası’nda “Kimliğiyle Markalaşan Kent Bodrum” konulu konferans.

-23 Aralık 2010 tarihinde Türksoy Konferans Salonunda “Göç ve Türkler” konulu çalıştayda “Almanya’ya Türk İşgücü Göçünün 50. Yılı” konulu sunum.

-13 Nisan 2011 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı Barış İçin Ortaklık Eğitim Merkezinde “Kamu Diplomasisi “konulu sunum.

-18 Mayıs 2011 tarihinde Ankara’da Uluslar arası Sosyal Güvenlik Sempozyumundaki panelde  “Türkiye ve Avrupa’da Güncel Sosyal Güvenlik Eğilimleri” konulu sunum,

-22-23 Eylül 2011 tarihlerinde İstanbul Boğaziçi Üniversitesinde “Almanya ve Türkiye’de Göç ve Entegrasyon İlişkisinin Tartışılması” konferansında “Almanya’da Entegrasyon Politikaları ve Sonuçları: Bir Uygulayıcının Bakış Açısı” konulu sunum,

-6 Ekim 2011 tarihinde Ankara’da Başbakanlıkta “Almanya’ya Göçün Elli Yılı” panelinde sunum,

-13-14 Ekim 2011 tarihlerinde İstanbul’da (Dışişleri Bakanlığı’nın daveti üzerine) Küresel Göç ve Kalkınma Forumunun  (GFMD) “Yasadışı Göçün Uygun Göç ve Kalkınma Stratejileri ile Önlenmesi,” konulu Tematik Toplantısında “Ortaklık ve Bilgi” konulu oturumun moderatörlüğü,

31 Ekim-02 Kasım 2011 tarihlerinde Berlin’de Başbakanlıkça düzenlenen Almanya’ya Türk İşgücü Göçünün Ellinci Yılı Konferansına katılım.

-14 Kasım 2011 tarihinde Ankara’da Barış İçin Ortaklık Eğitim Merkezinde (Genelkurmay Başkanlığı) Uluslararası Bilgi Geliştirme ve Yönetimi Kursunda “Bilgi Geliştirmenin ve Bilgi Yönetimimin Tarihi Kökeni” konulu ders,

-18. Kasım 2011 tarihinde Yalova’da “Ulusötesiliğin Göç ve Entegrasyon Üzerinde Artan Etkisi: Yalova ve Bad Godesberg Örneği” konulu Almanya’ya İşgücü Göçü’nün Ellinci Yıl Panelinde giriş konuşmacısı ve panelist,

-19.Kasım 2011 tarihinde İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi’nde “Kamu Diplomasisi Stratejilerinin Hazırlanması” konulu ders,

-26 Kasım 2011 tarihinde İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi’nde 1.Yumuşak Güç ve Kamu Diplomasisi, 2.Türk Diasporası ve Kamu Diplomasisi konulu dersler

-3 Aralık 2011 tarihinde İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi’nde “Uluslararası İlişkilerde Monolog ve Diyalog” konulu ders,

-7 Aralık 2011 tarihinde Almanya/Oberammergau’daki NATO Okulunda “Kamu Diplomasisi” dersi.

-29 Aralık 2011 tarihinde Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi’nde „Arap Baharı ve Türkiye“ konulu panele konuşmacı olarak katılım.

-22 Şubat 2012 tarihinde „Barış İçin Ortaklık Eğitim Merkezinde“ (BİOEM) düzenlenen Stratejik İletişim Kursu çerçevesinde „Kamu Diplomasisi“ dersi.

 

Yayınlardan Seçmeler  (1999-2011):

 

·         Almanya’da Türk Varlığı: Dünden Yarınlara Bir “Sorunun” Anatomisi,   Erhan Yarar (Yayına Hazırlayan), Çıkarlar, Çatışmalar, Çözümler. Tarihten Geleceğe Türk-Alman İlişkileri içinde, Ankara 1999, S.221-238

·         Social Assistance to Labour Migrants as a New Form of Public Service: The Case of Turkish Labour Attachés in Germany (Yeni Bir Kamu Hizmeti Biçimi Olarak Türk İşgücü Göçmenlerine Sosyal Yardım: Almanya’daki Türk Çalışma Ataşeleri),  Emrehan Zeybekoğlu-Bo Johansson (Yay./Ed.), Migration and Labour in Europe. Views from Turkey and Sweden. (Avrupa’da Göç ve Çalışma. Türkiye ve İsveç’ten Bakışlar) Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Araştırma Merkezi (MURCIR) – İsveç Çalışa Yaşamı Ulusal Enstitüsü (NIWL)  ,  İstanbul 2003, Pp. 82-99

·         Almanya’da Türk Kimliğinin Algılanma ve Tanımlanma Sorunları, Türk Yurdu, Nisan 2006, S.22-27

·         Kurtuluş Savaşı’nda ve Atatürklü Yıllarda Almanya’da Türk ve Türkiye İmajı, Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitisü Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları DergisiYıl 2 Sayı 4, Güz 2006, S.61-78

·         Current Discussions in the German Integration Debate. The Culturalist Vision vs. Social Equity?, (Güncel Alman Entegrasyon Tartışmaları. Kültürcü Bakış Toplumsal Eşitliğe Karşı)  ReMI. Revue Européenne des Migrations Internationales, 2006(22)3, Pp. 23-38

·         Güncel Gelişmeler Işığında Almanya’daki Türk İşgücü Türk-İş Dergisi, Ocak-Nisan 2007 Sayı 375, S. 88-94

·         Göç Yasası ve Almanya’daki Türkler, Türk Yurdu, Ağustos 2007, S.39-41

·         Otuzbeş Yıllık Göç ve Bürokrasi Tanıklıklarım, Phoenix Yayınları, Ankara 2008

·         Uluslararası Göç ve Kalkınma Tartışmalarında Yeni Yaklaşımlar ve Türkiye, TİSK AKADEMİ 2009/1 No.

·         Türkiye’de Yabancı Göçmen İşçiler, Tek Gıda İş Dergisi, Mayıs-Haziran 2009

·         PISA Araştırması ve Okullarda Öğrenci Başarısı – Almanya’daki Göçmen Türk Çocukları ve Türkiye’deki Öğrenciler Arasındaki Başarı Düzeyi Farkları, Eleştirel Pedagoji Dergisi 2009/1

·         Yurtdışındaki Türklerin Eğitim Sorunlarına Bir Bakış: Almanya,  Dr. M. Murat Erdoğan (Ed.), Yurtdışındaki Türkler: 50 Yılında Göç ve Uyum içinde, Orion Kitabevi, Şub. 2010, S. 407–416

·         Public Diplomacy and Strategic CommunicationA Chance for theInternational System? (Kamu Diplomasisi ve Stratejik İletişim. Uluslararası Düzen İçin Bir Şans Mıdır?), Yonah ALEXANDER and M. Nesip ÖĞÜN (Eds./Yay.) “Strategic Communication in the 21st Century” (21. Yüzyılda Stratejik İletişim) içinde, Oxford University Press (basılıyor)

·         Türkiye’den Almanya’ya İşgücü Göçünün Ellinci Yılında Değişen Türk-Alman İlişkilerine Genel Bir Bakış. Türk Yurdu. Kasım 2011, S. 237-242

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display