Karadeniz Kıyılarımızda Rusların Uçuşları Su-24 Tipi Uçakla Devam Ediyor: Alınabilecek Tedbirler Neler Olabilir?

Yazan  11 Kasım 2013

 

Bu makale 28Ekim 2013 günü yazılan ve Rusların Karadeniz Kıyılarımızda neden uçuş yaptığını anlamaya çalışan makalenin devamıdır.[1] Makaleden sonra gelişen olaylar ışığında, analizi tamamlamak maksadı ile yazılmıştır. Rus Hava Kuvvetleri Türkiye’nin Karadeniz kıyılarında IL-20 tipi casus uçak ile uluslararası hava sahasında başlattığı uçuşlarını, 08 Kasım 2013’de  2 adet Su-24 ile uçuş yaparak devam ettirmektedir. Olayların genel seyri Türk Hava Kuvvetlerine ait F-16 savaş uçaklarının Rus IL-20 ve Su-24 uçaklarını Türk hava sahasında kalarak izlemeleri ile ve bu uçakların Türk hava sahasını ihlal etmemelerini sağlayacak gerekli tedbirleri almaları şeklinde gerçekleşmektedir.

Bununla birlikte Türk Deniz Kuvvetlerinin ATR-72 tipi yeni Deniz karakol uçağı geçen hafta Karadeniz’de devriye görevi yapmıştır. Son iki seferde Rus IL-20leri bir seferde 6 adet, diğer seferde ise 4 adet F-16 ile karşılanmış ve bu uçuşlardan Türk tarafında oluşan rahatsızlık, karşılamaya gelen F-16larımızın arttırılan adedi ile belirtilmek istediğimiz değerlendirilmiştir.

28 Ekim 2013 tarihli makalemizde açıkladığımız gibi IL-20 uçağının elektronik istihbarat yöntemi ile casusluk yapan bir uçak olması sebebi ile uluslararası hava sahasında uçuyor olsa dahi Türkiye’nin Karadeniz kıyılarına yakın olarak uçmasını Türkiye anlayışla karşılayamaz. Peki, son sahneye çıkan Su-24 nasıl bir uçaktır? Bunu da birlikte inceleyelim.

 

Su-24’ün Teknik Özellikleri ve Karadeniz Kıyılarımıza Gönderilen Versiyonu Ne Olabilir?

 

            Su-24 temel olarak yerdeki hedeflere karşı düzenlenecek saldırılar için 1970’lerde Sovyet döneminde tasarlanmış bir savaş uçağıdır. Afganistan’ın Sovyetler tarafından işgalinde ilk defa gerçek savaş şartlarında denenmiştir. Havadan deniz yüzeyindeki hedeflere de saldırabilen bu uçak kendini düşman hava unsurlarından korumak maksadı için ısı güdümlü havadan havaya füzeler de kullanabilmektedir. Yan yana oturan bir pilot ve bir silah sistem subayı (WSO[2]) tarafından idare edilen 2 kişilik Su-24’ün kanatları değişken açıya sahiptir. Bu 1970li yıllarda NATO tasarımı olan diğer savaş uçaklarında[3] da kullanıldığı gibi dönemin trendini yansıtmaktadır. Su-24’de 2 adet Saturn-Lyulka AL-21F-3A turbojet motor bulunmakta ve normal itki kuvveti toplamda[4] 15,3 ton; art yanmalı[5] itki kuvveti ise toplamda 22,4 tondur. Toplam azami kalkış ağırlığı, taşıdığı 11,1 ton yakıtla beraber 43,7 tona ulaşan bir Su-24 savaş uçağında ağarlık-itki oranı (yani 1 ton ağırlığı iten kuvvet[6]) 0,35 civarındadır.  Bu oran onu hava-hava muharebelerinde iddialı olamayacak bir düzeye sahip olduğunu göstermektedir. Kendisini karşılayan Block40 tipi olduğu tahmin ettiğimiz Türk F-16ları için bu oran 0,76 dır. Azami 1315 km/h hıza yani 1.1 Mach civarı uçan (F-16lar 2Mach’a yakın) Su-24’ün uçuş yarıçapı 600km civarındadır. Uçağın hava-hava ile ilgili görevler için yeterliliğini gösteren diğer parametre yani tırmanma hızını incelediğimizde Su-24 150 m/sn gibi düşük hızda olduğu görülecektir. Bu Block 40 Türk F-16sında 250 m/sn civarındadır. Bütün bu veriler ve uçağın yer hedeflerine saldırıya yönelik olan tasarım özellikleri göstermektedir ki Su-24 kendisini ve IL-20’yi karşılayan Türk F-16larına önlem amaçlı olarak gelmemiştir. Peki ne için gelmiştir? Bu soruya cevabını Su-24’ün versiyonlarını incelediğimizde buluyoruz. Su-24’ün üzerinde yer hedeflerine karşı kullanmak için bomba ve füze taşımayan bir başka versiyonu da bulunmaktadır. Su-24 MR. Bu versiyonun en önemli özelliği gövde altında RDS-BO Shtik (Türkçesi Süngü) SLAR tipi radar taşıyor olmasıdır.

        Geçen makaleden hatırlanacağı üzere SLAR radarı bulunduğu uçağın yan tarafında kalan yeryüzünün şekillerini ve üzerinde bulunan objelerin sentetik görüntüsünü dijital veri haline getirmeye yaramaktadır. IL-20’de kullanılan SLAR’ın adının Igla (Türkçesi İğne)-1 olduğunu da tekrar hatırlatırız. Bu durum göstermektedir ki Ruslar IL-20 ile başladıkları tüm Karadeniz kıyılarımızın coğrafyasını inceleme maksatlı görevlerine Su-24 MR ile devam etmektedirler[7]. 05 Kasım 2013’nde Türk Genelkurmay Başkanlığı ATR-72 tipi Türk Deniz Kuvvetlerine ait pervaneli[8] karakol uçağının Karadeniz kıyılarında keşif ve gözetleme yaptığını duyurdu[9]. ATR-72 500km/h seyir hızı ile rahatlıkla IL-20’yi izleyebilir. Eğer üzerinde gerekli elektronik karşı tedbirler cihazlarını taşıyor ise IL-20’nin SLAR’ına parazit yapabilir. Bu durumu gören Ruslar daha yüksek hızlı (1315km/h) Su-24MR’ı yine başka bir SLAR taşıdığı için aynı göreve göndererek taktik mi değiştirdiler? Bu sayede ATR-72’nin Su-24MR yakınında uçamayarak SLAR’ını köreltmesini önlemeye mi çalışmaktalar? Bütün bu soruların gerçek cevabını bilmek elbette sadece açık kaynaklardan bulmacanın parçalarını toplayıp analiz yapan birisi için mümkün değildir.

Foto1- Rus Su-24 MR Uçağı Gövde Altı RDS-BO Shtik SLAR Radarı İle Görevde

 

Foto- Türk Deniz Kuvvetlerine Ait ATR-72 Tipi Deniz Karakol Uçağı

 

           Rusya’ya Karşı Geliştirilecek Tedbirler Neler Olabilir?

 

            Önceki makalemizin sonuç bölümünde de yayınladığımız gibi Rusya Türkiye’nin önemli bir komşusudur. Türkiye ile Rusya arasında ciddi ticari, ekonomik ve turistik bağlar bulunmaktadır. Birlikte iyi komşuluk çerçevesinde sürdürülen ilişkiye devam etmenin tek şartı “Rusların derhal bu tür casus uçaklar ile Karadeniz kıyılarımızda uçuş yapmaktan vazgeçmeleridir”. Bu uçuşlardaki amaçlarını Ruslar açık olan diplomatik kanalları ve kamuoyunu kullanarak askeri yöntemler geliştirmeksizin biran önce açıklamalıdırlar. Eğer konu Karadeniz’de Rus varlığının altını çizmek ise Karadeniz’de en uzun kıyısı bulunan ülke Türkiye’de eğer bu uçuşlar sürer ise elbette ki mütekabiliyet (karşılıklı olan) esasına dayanan bazı askeri tedbirleri geliştirebilir. Yarı aktif tedbirin gelen Rus uçaklarının SLAR radarına parazit yaparak sinyal önleme/köreltme yöntemi ile olacağını geçen makalede söylemiş ve gerçekleşen Türk ATR-72 uçuşlarından ve Su-24 MR’lerin devreye girmesinden gelen ipucu ile görebiliyoruz. Bunun yanında tam aktif 2 tip kademeli önlem de Türkiye’nin masadaki seçenekleri arasında yer almaktadır:

 

1.)  Rusya’nın Karadeniz Kıyılarına Yakın Uluslararası Hava Sahasında Uçacak Türk F-16’sı:

Türk Hava Kuvvetleri önce tek bir F-16’yı, Rus uçuşları devam ederse sonra 2 adet ve en son kademede 5’li kol halinde Rusya’nın Karadeniz kıyılarına yakın uluslararası hava sahasında olacak bir “iadeyi ziyaret uçuşu” yapabilir.

 

2.)  Boeing 737 AEW&C[10] Tipi Uçağın ELINT[11] Uçuşu:

Türkiye en son seçenek olarak Türk F-16larının eşliğinde üzerinde taşıdığı Çoklu Çalışma Modlu Elektronik Tarayıcı Dizilimli (MESA[12]) radarını ELINT moda getirip uçacak olan, yeni envanterimize giren 6500km uçuş menziline sahip Boeing 737 AEW&C uçağını devreye sokmasıdır[13]. Seyir hızı 850km/h olan bu uçakların ELINT görevini yapmaları için “Rus kıyılarına kadar yaklaşmalarına” gerek dahi yoktur. Üzerindeki radarın 600km gibi çok güçlü bir ELINT mod menzili vardır. Bu sayede Rus kıyılarının coğrafi görüntüsü hakkında sinyal istihbaratı yapar ve bu durumu Ruslar da aşağıdan tespit edebilirler.

Foto- Türk Hava Kuvvetlerine Ait Boeing 737 AEW&C uçağı (gövde üzerindeki MESA radarı)

 

Harita1- Türk F-16larını ve Türk Boeing 737 AEW&C uçağını devreye sokarak alabileceğimiz aktif karşı önlemler

 

  Sonuç

Türkiye-Rusya ilişkileri tarihinin en iyi dönemlerinin birisinden geçmektedir. İlişkiler sadece devletler arasında değil aynı zamanda milletler arasındadır. Türk Milleti barış sever bir millettir ve Rus Milleti ile iyi ilişkileri daha da geliştirmek istemektedir. Türk Milleti, Türkiye Cumhuriyetinin de Atatürk’ün “Yurtta Barış, Dünyada Barış” ilkesinden de asla sapmamasını istemektedir. Bunu Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler karşısında Türk Milletinin bir bölgesel savaşa çok büyük oranda karşı olduğunu gösteren kamuoyu araştırmalarının sonucundan da görmekteyiz. Bununla birlikte sadece tarihin sayfalarına bakmak, Türklerin kendilerine yönelen tehdide ve düşmanlıklara karşı neler yaptıklarını görmeye yeterlidir. İyi komşuluğun devamı Rusya ve Türkiye gibi iki büyük devletin; Rus ve Türk iki köklü milletin ortak çıkarları gereğidir.

 


[2]Weapon System Officer

[3]F-14, F-111 ve Tornado

[4]Her iki motorun toplam itki kuvveti

[5]Afterburner: Türbin çıkışındaki artgazların içine direk yakıt enjekte ederek motorun itkisini arttırma tekniğidir. Geçici süre uygulanabilir. Isıl yönden dayanıma ve yakıt sarfiyatına olumsuz etkileri vardır.

[6]Art yanmasız

[8]IL-20 gibi Turboprop

[10]Airborne Early Warning&Control: Havadan Erken İhbar ve Kontrol kelimelerinin kısaltılmışı

[11]Electronic Intellegence: Elektronik İstihbarat kelimelerinin kısaltılmışı

[13]Envanterimizde 4 adet vardır.

Fazıl Esad Altay

Meslek: Makina Yüksek Mühendisi

 

Yabancı Dil:

İngilizce- İyi

İtalyanca-İyi

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display