Kürdistan Projesinin Küresel Dinamikleri

Yazan  02 Mart 2015

Türk Milleti gerçekleri öğrenmelidir. Bugüne kadar büyük resmi oluşturan küçük parçalar üzerine çok yazılıp çizildi. Bu yazıda birbirinden ayrı düşündürülmeye çalışılan bu parçaları tekrar toplayacağız. Sonuçta gelinmek istenilen durum gayet nettir. Bu durumu değerlendirmeye davet etmekteyiz.

1.)    Çözüm Süreci:

PKK’nın Türkiye’den çekileceği, PKK’nın silah bırakacağı, artık şehit verilmeyeceği ve anaların ağlamayacağı söylemleri ile Türk Milletine “çözüm” adı altında bir süreç olacak denildi. PKK’ya nelerin vaat edildiği net olarak açıklanmadı. Bu süreci ABD destekledi. ABD, PKK’yı Irak'ın ve Suriye'nin Kuzeyi’nde bugün maşa gibi kullanırken, silah, mühimmat, ABD ordusundan subay desteği vererek taktik komuta desteği sağladı. Türk Ordusu'nun ise PKK’yı vurmasına elbette ki karşı çıktı.

Peki o zaman neden çözüm süreci var ve neden iyi şeyler olacak diye TÜRK Milleti'ne yalan söyleniyor? Tabi mevcut durumu TÜRK Milleti'ne söylemek yani "ABD PKK’nın Türkiye’de vurulmasına karşı çıkıyor o yüzden biz PKK ile askeri mücadele yapamayız" demenin, TÜRK Milleti'nden bir daha oy alamama anlamına geleceği çok iyi bilinmektedir. Bu gerçeği TÜRK Milleti'ne söylemek yerine TÜRK Milleti'ne “çözüm” süreci var denilmektedir. Hükümetin çözüm süreci bitti dediği gün, ABD Türkiye’de iktidarı değiştirecek eylemlerin düğmesine basacaktır. Bunlar ekonomik kriz çıkartma, uluslararası medya kampanyaları ile hükümeti yıpratma ve toplumsal olayları körükleme şeklinde tezahür edecektir.

Peki, “Çözüm” sürecinde aslında neler olmuştur ?:

-       PKK’nın Türkiye’den terörist yapmak için silah zoru ile eleman kazanması ve bu elemanları Irak-Suriye Kuzeyinde kullanması sağlanmıştır.

-       PKK’lı teröristler Irak-Suriye kuzeyinde IŞİD terör örgütü ile çatışma içinde iken Türkiye’de Türk askeri tarafından vurulmadan rahat bir dönem geçirecek ve bu sayede Irak-Suriye bölgesine yoğunlaşmalarının imkanı sağlanmıştır.

2.)    IŞİD Terör Örgütü Ne Yapıyor ve PYD Terör Örgütü Kimdir?:

ABD’nin 2011 sonunda Irak’tan çekilmesi ile önce Arap Baharı süreci diye Suriye’nin mezbahaya dönmesi ve IŞİD terör örgütünün piyasaya çıkması birbirinden bağımsız konular değildir.Suriye, Arap Baharı sürecinde parçalanma aşamasına getirilirken, Irak’ta mezhep farklılığını derinleştirerek, bölünmenin IŞİD terör örgütü kullanılarak hızlandırılmak istendiği çok belirgindir. ABD, IŞİD ve Arap Baharı fırtınaları eserken aniden en sıcak bölge olan Irak’tan askerini çekivermiştir. IŞİD’in üst düzey yönetiminin ABD tarafından yönlendirildiği bilgisi ABD’den kaçan ajan Snowden tarafından zaten açıklamıştır[1]. Amaç IŞİD’i kullanarak Irak Merkezi hükümetini Irak Kuzeyinden uzaklaştırmak bu sayede Barzani’ye oksijen vermek ve IŞİD terörünü bahane göstererek PKK/PYD’ye Irak-Suriye kuzeyinde genişleme sahası açarak bu bölgenin temel askeri unsuru olması sağlanmaktadır.

IŞİD ile savaşıyor bahanesi ile başta ABD olmak üzere batılı ülkeler PYD/PKK’ya açıkça ağır ve modern silahlar teslim etmekte ve PKK/PYD bir terör örgütü hüviyetinden çıkarılarak özgürlük savaşçısı hüviyeti kendilerine verilmektedir.ABD, PKK’nın Suriye şubesini olan PYD’nin terör örgütü olmadığını söylemiştir[2].

IŞİD’e ne olacak diye soran olursa elbette ki PYD/PKK iyice güçlendirildikten sonra IŞİD tasfiye edilecektir.Yani ABD’nin kendi kurduğu ve tüm üst yöneticilerinin yerleri ABD tarafından bilinen IŞİD terör örgütünün yöneticilerinin sonu da uygun zaman geldiğinde aynen Pakistan’da vurulan El-Kaide lideri Usame Bin Ladin gibi olacaktır. Bilindiği gibi ABD, Usame Bin Ladin’i Sovyetler Afganistan’ı işgal ettiğinde kullanmak için bizzat yetiştirmiştir. Aynen bugün IŞİD’in de ABD tarafından kurulduğu gibi. ABD, PKK/PYD’ye uygun ortamı hazırlamak için IŞİD’i piyasaya sürerken, işi bittiğinde fişini çekecektir. O yüzden IŞİD ne zaman kademe atlasa ABD hemen hava saldırısı ile o kademeyi geriye çekerek IŞİD’in belirli sınırlarda kalmasını sağlamaktadır.

Foto1: PYD/PKK’lı Teröristlerin Kullandığı Güdümlü Tanksavar Milan Silahı (Fransız-Alman üretimidir)

Foto2: PYD/PKK’lı Teröristlere Yardıma Gelen ABD’li Eski! Asker: Jordan Matson

Foto3: PYD/PKK’lı Teröristlerle Birlikte Savaşan ABD’li Eski! Asker: Jeremy Woodard(ortada)

Foto4: PYD/PKK’lı Teröristlerle Birlikte Ayn El-Arap’ta Bulunan ve Bombardıman desteği veren ABD Uçaklarına Hava-Yer İrtibat Subaylığı Yapan ABD Hava Kuvvetlerinden Emekli! Asker:Brian Wilson

ABD Uçaklarının yer hedeflerine lazer işaretlemesi yaptığı değerlendirilmektedir.

Foto5: PKK/PYD’ye yardıma koşan İsrail’li Bayan Asker Gill Rosenberg İsrail Ordu Üniforması ile

Foto6: PKK/PYD’ye yardıma koşan İsrail’li Bayan Asker Gill Rosenberg Ayn El Arap’ta (İsrail Ordusunun Kullandığı Tipik Kahverengi Botlar Halen Ayağında!)

3.)    ABD PYD/PKK Terör Örgütünü Neden Türkiye’ye Tercih Etti? Aksi Olamaz!

ABD bu tercihi bugün yapmamıştır. 1984’den beri bugünler ve gelecekte PKK’yı kullanmayı planlamıştır.Bunun nedeni, adına BOP denilen proje için yani Nil’den Fırat’a kadar güvenli İsrail için bu tercihi yapmıştır. Irak'ın Kuzeyi'ni Barzani’ye 1. ve 2. Irak işgalinde yaptığı eylemler ile hediye eden ABD’nin, Barzani’yi Irak'ın Kuzeyi'ndeki yapının başına tesadüfen geçirdiğini düşünenler halen var mıdır? Barzani 1960’dan beri İsrail ile, Araplara karşı askeri ve siyasi ittifak içinde olan bir ailedir.[3]

Hiç merak ettiniz mi Barzani, İsrail Gazze’de bebekleri bile katlederken İsrail’i neden kınamadı? Bu şaşırtıcı olmamıştır. Esas dikkat çekici olan, AKP hükümetinden hiç kimsenin Barzani’ye sen neden İsrail’in Gazze katliamı karşısında sessizsin diye tek kelime hesap sormamasıdır. Peki Irak'ın Kuzeyi'nde Barzani yönetimi (Barzanistan), Suriye'nin Kuzeyi'nde PYD/PKK yönetimi ve bu 2 yapının askeri gücünün PKK olması neden önemlidir? Sadece Irak'ın Kuzeyi'nden çıkarılan petrolün Akdeniz’e akıtılmasına ihtiyaç olduğu için mi? Barzani petrolü bugün isterse Mersin’e taşıyacak imkana zaten sahiptir. Hayır. Tek sebep petrol değildir. Siyonist Barzani+Siyonist PKK yönetimlerindeki yapı, Suriye ve Irak kuzeyinde yer alarak Akdeniz’e ulaştığı gün, İsrail Türkiye ve İran ile kara sınırına sahip olacaktır. İsrail ile Barzani+PKK yapısı Akdeniz üzerinden birleşerek, Güvenli İsrail’i kurmuş olacaktır. Bu projeyi (yani adına BOP denilen proje) oluşturmak için ABD PKK’yı elbette Türkiye’ye rağmen destekler. İsrail Irak Kuzeyinde kurulacak bağımsız bir Barzani yönetimini hemen tanıyacağını bu sebeple ilan etmiştir. ABD ise Suriye Kuzeyinde PYD/PKK yönetiminin Barzanistan ile entegrasyonunun sağlanmadan zayıf bir Barzanistan’a karşıdır.

İsrail şuanda Gazze’den, Lübnan Güneyindeki Hizbullah tarafından, Suriye tarafından ve İran tarafından tehdit altındadır.Yani hem Araplar hem de İran’ın tehdidi Ortadoğu’daki yalnız kalmış İsrail’in karşısındadır. İsrail’e hem Arapların hem Acemlerin hem de Türklerin tehditlerini kendi üzerine çekecek ve İsrail’e müttefik bir yapı gereklidir. Aksi durumda en son 1973’de son anda ABD’nin yetişip Araplar’ın elinden Yom-Kippur savaşında kurtarılan İsrail; bugün Gazze, Lübnan Hizbullahı, Suriye ve İran ittifakına tek başına katılacağı bir savaştan asla galip çıkamaz. Tek başına Lübnan Hizbullahın’dan ciddi bir yenilgiyi daha 2006’da almış olan İsrail’in Arap ve İran ittifakı karşısında hiç şansı yoktur. Tek şansı PKK ve Barzani’nin kendisine müttefik kuracağı ve Araplarla, İran’ın düşmanlığını çekecek bir yapıdır. İsrail kendi güvenliğini sağlayan bir yapılanmayı yani Nil’den Fırat’a kadar kendine vaad edildiğine inandığı topraklara oturmayı planlamaktadır.

Harita: Barzanistan-Suriye Kuzeyi PKK/PYD ile Akdenizden Birleşmiş, Türkiye ve İran’a Genişletilmesi Düşünülen Nil’den Fırat’a Güvenli ve Büyük İsrail’in Sınırları

SONUÇ:

Oynanan büyük oyunu görmeden, ABD PKK’yı neden destekliyor diye halen anlamayanlar ve PKK’ya Çözüm süreci totemi tutacak diye boş hayaller peşinde koşanlar Türk Milletine ve Tüm Müslümanlara karşı vebal altındadır.Peki ne yapalım? diyenler…Dedelerimiz ne yaptı ise biz de aynısını yapacağız… Gerekir ise Çanakkale’de ne yaptı isek bugün de aynısını yapacağız. TÜRK Milleti bu oyunu bozacaktır. Türkiye ABD’ye karşı teslimiyetçi politikalardan vazgeçerek denge politikası kurmalıdır. ABD’nin Türkiye’deki menfaatlerini koz olarak kullanmalıyız. Malatya’da bulunan ve İran’ı gözetleyip ileriden İsrail’i koruyan radarın şalterini indirmeyi konuşmak bile ABD’nin BOP politikalarında tekrar düşünmesine neden olacaktır. Bu politikaları uygulamak için bazı bedelleri ödemeyi göze almak gerekir. 1974’de Kıbrıs Barış Harekatında da bedel ödendi. Gerekirse TÜRK Milletinin ve Türkiye’nin bekası için yine ödenir. Bu sefer ödenenden daha fazlasını biz ödettirmeliyiz. BOP’a ses çıkarmaz isek zaten bedel ödeyeceğiz, ülkemiz bölünecek. Artık her şey açık açık meydana çıkmaktadır. Önceden hareket edersek buna engel olabiliriz.

 


[1]ABD Ulusal Güvenlik Dairesi eski çalışanı Edward Snowden, Irak ve Suriye'de terör estiren IŞİD'in ABD, İsrail ve İngiltere istihbaratı tarafından eğitildiğini iddia etti.

http://www.milliyet.com.tr/edward-snowden-isid-in-arkasinda/dunya/detay/1926807/default.htm

[2]ABD Dışişleri BakanlığıSözcü Yardımcısı Marie Harf ABDkanunları altında PYD ile PKK'nın ayrı gruplar  olduğunu ifade ederek, "IŞİD ile savaşan PYD gibi Kürt grupların desteklenmesinin  çok önemli olduğuna inandığımızı Türklere açıkça belirttik" diye konuştu

http://www.milliyet.com.tr/abd-den-kritik-koridor-aciklamasi/dunya/detay/1957620/default.htm

Fazıl Esad Altay

Meslek: Makina Yüksek Mühendisi

 

Yabancı Dil:

İngilizce- İyi

İtalyanca-İyi

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display