
Irak Kürdistan devleti, İran ve Türkiye’nin bölgede uygulamak istediği projelere coğrafi ve siyasi bakımdan karşı koyabilir. Bu da bu ülke ile çıkarlarımızı ortak menfaat temelleri üzerine kurabildiğimiz takdirde gerçekleşebilir. Bundan daha fazlası ise bu ülkenin daha becerikli bir şekilde kullanılması hâlinde İran’ın boğazında duran bir dikene dönüşmesi olur.
Musul’un 2014 yılında Irak-Şam İslam Devletinin (IŞİD) eline geçmesi Orta Doğu bölgesini derinden etkileyen bir olaydı. Orta Doğu bölgesinin Musul’dan önceki dönemi, Musul’dan sonraki dönemine benzemiyor ve asla o döneme de dönmeyecek.
Aslında bölgenin dengesi artık Irak’a bağlı. Irak’taki karışıklık, İran’ın bölgeye girmesini sağlayan başlangıç noktası oldu.
Irak meselesi, bölgesel girişimlere bakıldığı zaman ılımlı Arap ülkelerinin hatalarını ortaya koyuyor. Irak meselesinde ayrıca ABD gibi büyük ülkelerin hataları ve ihmalleri de gündeme geliyor. Bunun yanı sıra bölgedeki mezhepçilik, aşırıcılık ve siyasi idare beceriksizlikleri her alanda kendini gösteriyor.
Irak Kürtleri kendi iklimlerini fırtınalı çöl içinde bir vahaya çevirmeyi başardı. Kürtlerin bu becerisi, kendi meseleleriyle ilgilenmelerinden, uluslararası ve bölgesel siyasete fazla zaman ayırmayıp kulaklarını tıkamalarından kaynaklanıyor.
Kürtlerin devlet kurmak hususunda sarf ettiği çabalar hiç durmadı. Bu çabalar herhâlde zamanla daha da artacak. O zaman Kürdistan’ın bağımsızlığı bizim menfaatimize mi olacak?
Irak Kürtleri 1. Körfez Savaşı’ndan sonra uygulanan uçuş yasağından faydalanarak özerkliklerini sağlayacak kazanımlar elde ettiler, bugün ise daha fazlasına sahipler. Mesut Barzani birçok kez Kürdistan’ın bağımsızlığından asla vazgeçmeyeceklerini, bu hususta egemenlik hakları için referanduma gideceklerini söyledi.
IŞİD’in oluşması yeni bölgesel şartları beraberinde getirdi. 2005 yılında Kürtlerin Kerkük’ü ele geçirmesi hâlinde askerî operasyon düzenleyeceğini belirten Türkiye, bugün anılan şehri IŞİD’den kurtarmak için Kürtleri destekleyen ülkelerin başında yer alıyor.
Türk siyasi analisti Soner Çağaptay “Kürtler bağımsızlığını ilan etse tek kabul eden ülke Ankara olmayacak. Zamanla Kürdistan’ın Türkiye’nin tek müttefiki olduğunu görmemiz ironik.” şeklinde konuştu.
Türkiye ile Kürtler arasındaki tarihî düşmanlığın kapanmasının sebebi bölgesel şartlar ve Irak Kürt liderlerinin pragmatik düşünceleri. Irak ve Suriye Kürtleri, iki ülke ile Türkiye’nin sınırlarının yüzde 90’ını koruyor. Irak Kürtleri ile IŞİD’in 1000 km’lik temas hattı bulunuyor. Türkiye’nin bölgesel istekleriyle birlikte bölgesel şartlar Türkiye’yi Kürdistan’da ekonomik ilişkiler bakımından bir rol almaya mecbur bıraktı.
Türkiye, Kürdistan için hayat cephesi oldu; Kürdistan’ın petrolünün ihracı ve uluslararası ürünlerin ithali buradan yapıldı. İki ülke arasındaki ticaret hacmi 8 milyar dolara çıktı.
Irak Kürdistan devletinin ekonomisi rantiyeye dayalı bir ekonomidir. Bu nedenle petrol Kürdistan için çok önemlidir. Kerkük’ten 2013 yılında günlük 180 bin varil petrol ihraç edildi, sağlanan gelir yaklaşık 6 milyar dolardı.
Irak Kürdistan devletinin bağımsız olmak için elinde her şey var.
Kürdistan’ın böyle bir ilanda bulunması özellikle Türkiye ve İran için çok büyük gelirler sağlayacaktır.
Ancak bölgenin haritasının değişmesinin ve yeni bir oluşumun ortaya çıkmasının Suudi Arabistan için ne faydası var, bir getirisi olacak mı?
Siyasi bir bakışla Irak Kürdistan devleti, İran ve Türkiye’nin bölgedeki projelerine karşı coğrafi ve siyasi bariyer olarak durabilir.
Bu da bu ülkeyle çıkarlarımızı ortak menfaatler üzerine kurabildiğimiz takdirde gerçekleşebilir.
Kürtlerin etkisiyle İran Devleti içinde egemenlik isteyen muhalif ve güçlü gruplar oluşmaya başladı.
Bu arada bu devlet; fırtınalı bir ortamda, kararlı bir şekilde bağımsızlığını elde ettiği takdirde, Suudi Arabistan’ın siyasi çıkarları ve terörizmle mücadelede Suriye ve Irak’ta önemli bir role sahip olacaktır.
Irak Kürtlerinin elini kolunu bağlayan en zorlu konu mali durumdur. Irak Kürdistan ekonomisi bütçe açığı veriyor ve borç yükü altında bulunuyor.
Bu, Suudi Arabistan için siyasi çıkarlarını temin etmek hususunda bir fırsat penceresidir.(Kaynak:Saud Kablı, Al Vatan,Suudi Arabistan,25 Mart 2015)
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *