29 Nisan 2025
21YYTE.ORG Fikir Tankı Nükleer İhracat Anlaşması Nükleer Yayılma Endişesi Yaratıyor

Nükleer İhracat Anlaşması Nükleer Yayılma Endişesi Yaratıyor

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Abe hükûmetinin, nükleer santral ihracatının gereği olan Türkiye ile yapılacak nükleer enerji anlaşmasına, atom yakıtının tekrar işlenmesini onaylayan açıklama da dâhil edildi. Dışişleri Bakanı, Parlamentoda bunu reddetmeliydi. Nükleer silah kurbanı olan Japonya’nın nükleer yaygınlaşmayla ilgili duyduğu endişe artarsa iyi mi olur? Nükleer malzeme ve nükleer enerji ile ilgili ekipmanların ihracatı yapılacağı zaman ihracatın yapılacağı ülke ile nükleer enerji anlaşması yapılır. Nükleer yayılmanın önlenmesi için barışçıl kullanımla sınırlamak için anlaşma imzalanır. Nükleer enerji ile ilgili olarak her zaman askerî kullanım tehlikesi vardır. Japonya’nın; ABD, Güney Kore, Çin gibi 12 ülke ve kuruluş ile anlaşması bulunuyor. Nükleer ihracatını “büyüme stratejisi”nin önemli bir öğesi olarak ortaya koyan Abe hükûmeti, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ardından Türkiye ile çift taraflı anlaşma imzaladı ve bunu Meclisten geçirmek için acele ediyor. Hindistan ve Brezilya ile de görüşmeler devam ediyor. Türkiye’de Mitsubishi Heavy Industry ve Fransız Areva tarafından oluşturulan kartelin 100 bin kilovat çıkışlı 4 ünite nükleer reaktörü Sinop’ta inşa etmesi planlanıyor. Projenin toplam bedeli 2 trilyon yen tutarında olduğu söyleniyor. En büyük sorun anlaşmadaki “Her iki hükûmetin yazılı onayıyla nükleer malzemelerin zenginleştirilmesi veya yeniden işlenmesi mümkündür.” hükmü. Diğer bir değişle eğer istenilirse plütonyum üretilerek kendi nükleer silahlarını oluşturma gücüne sahip olunuyor. Türk tarafının güçlü talebiyle anlaşmaya konulan madde BAE ile yapılan anlaşmada kabul edilmedi. Sebebi de Türkiye’ye olan özel muamele. Dışişleri Bakanı Fumio Kişida, Temsilciler Meclisinin Dış İşleri Komitesinde, Japonya’nın bunu kabul etmeyeceğini ileri sürdü. Eğer öyleyse anlaşmanın içeriğiyle ilgili düzeltme yapılması gerekli değil mi? Gelişmekte olan ülkede, gelişmenin getireceği enerji sıkıntısının gidermek için nükleer santral planı hızlandırılıyor. Nükleer silah kurbanı tek ülke olan Japonya’nın nükleer yayılmaya yardım etmemeli. Dahası, Türkiye de Japonya gibi dünyanın önde gelen deprem ülkelerinden. 17 bin kişinin hayatını kaybettiği 1999 Ağustos depremi hâlâ hafızalardaki tazeliğini koruyor. Fukuşima kazasının hâlâ birçok bilinmezi bulunduğu gibi iyileştirici önlemler alınamıyor. Ülke içinde genişleme umudu kalmadığı için yurt dışına açılmak “büyüme stratejisi” ise burada Japon hükûmeti göğsünü kabartmalı mı? Ciddi kazaların ve savaşların sıkıntısını çeken her zaman halk oluyor. Hiroşima, Nagasaki ve Fukişima dikkate alınarak tehlikenin yayılması engellenmelidir. (Kaynak:Editör Yazısı,Tokyo Shimbun,Japonya,15 Ocak 2014) YORUM:Sinop'ta yapılması kararlaştırılan Nükleer Santral için yapılan anlaşma kimilerini rahatsız etmiş görünüyor.Nükleer güçlerin, bölgesel ve küresel güç oldukları da ortada.Türkiye'nin de bölgesel ve küresel güç olma iddiası varsa bunu destekleyecek her türlü imkanı da elinde bulundurması doğaldır. İran'da, İsrail'de olan nükleer gücün Türkiye'nin de elinde olması barışın tesisininde ve idamesinde önemli olacaktır.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *