Dr. Tuğçe Varol

Dr. Tuğçe Varol

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Amerika Araştırmaları Merkezi Başkanı

 

3 Kasım 2020 ABD Başkanlık seçim yarışı tam bir kaos içerisinde devam ediyor.

Amerika Birleşik Devletleri’nde 25 Mayıs tarihinde Siyahi Amerikalı George Floyd’un Beyaz bir Minneapolis polisi tarafından telefon kameraları tarafından kaydedilen öldürülme anı ülke de tam bir infial yarattı.

Koronavirüs, tüm dünyada olduğu gibi ABD’de de böylesi büyük bir krizi yönetmek konusunda devletin gücünü ve otoritesini hem uygulama teknikleriyle hem de sınırlarıyla tartışmaya açtı. Virüs, ABD’nin New York eyaletini çok sert bir şekilde vururken, beklenmedik şekilde 2020 Başkanlık seçimleri için New York Valisi Andrew Cuomo’nun adı geçmeye başladı.

Tarihsel olarak ırkçılık meselesiyle mücadele eden Amerika Birleşik Devletleri (ABD), ‘White Supremacy ya da White Nationalism’ gruplarını (Beyaz ırkının üstünlüğüne inananlar anlamında kullanılmaktadır) ilk kez bir iç tehdit konusu olarak görmeye başladı.

Özet

2000 yılından beri Rusya’yı yöneten (2008-2012 Başbakan) ve geldiği günden itibaren Rus dış politikası ile Rus enerji politikalarını iç içe geçirerek adeta bir satranç ustası gibi jeopolitik hamleler Rusya’nın kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına hakimiyet alanları kurmaya çalışmaktadır.

2016 yılında göreve başlayan Cumhuriyetçi Başkan Trump’ın göçmenler, sağlık sigortası, vergi, LGBTQ hakları ve son olarak da ABD Yüksek Mahkemesine tartışmalı bir şekilde atanan Yargıç Kanavaugh süreci neticesinde, ABD Kongresinin iki ayağından birini oluşturan Temsilciler Meclisinde Demokratlar çoğunluğu Cumhuriyetçilerin 198 sandalye sayısına karşılık 231 sandalye ile ele geçirdi.

2016 yılı Kasım ayında Trump’ın yeni ABD Başkanı seçildiğinde AKP yönetimi ve onlara bağlı gazeteciler ile uzmanlarda müthiş bir sevinç yaşanmıştı.

AKP döneminde hızla gelişen Türkiye-İsrail ilişkileri hem Mavi Marmara hem de İsviçre’nin Davos kentindeki Erdoğan’ın ‘One Minute’ çıkışıyla birlikte diplomatik düzeyde en düşük seviyeye inmiş ancak ekonomik düzeyde her hangi bir sarsılma yaşanmamıştır.

2002 yılında AKP hükümetinin kurulmasının ardından Türkiye ve Rusya siyasi ve ekonomik ilişkilerinin gelişmeye başladığı bir gerçektir.

Türkiye ve Rusya arasındaki 2002-2014 yılları arasındaki ekonomik ve siyasi ilişkiler, Erdoğan ve Putin ikilisinin de kişisel katkıları sayesinde giderek gelişme göstermiştir.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display