11. Türk Strateji Günü Dedeman Otel'de Gerçekleşti

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü tarafından düzenlenen 11. Türk Strateji Günü, 9 Cumartesi 2013'de Ankara Dedeman Otel'de yapılan panel etkinliği çerçevesinde gerçekleştirildi.

Her yıl geleneksel olarak Muzaffer Özdağ anısına düzenlenen Türk Strateji Günü'nün bu yılki konusu son günlerin en çok tartışılan konusu olan İmralı Görüşmeleri oldu. Eski Devlet Bakanı Agah Oktay Güner'in oturum başkanlığı yaptığı panele Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Prof. Dr. Ümit Özdağ, Eski Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu ve Emekli Albay Erdal Sarızeybek konuşmacı olarak katıldı.

Panelin ilk konuşmacısı olan Prof. Ercilasun, Göktürk Kitabeleri, eski İslam coğrafyacıları ve Avrupalı seyyahların kaleme aldıklara eserlere atıfta bulunarak "Türk adının" cumhuriyetin kuruluşundan çok önceleri bir kimlik olarak kullanıldığını ifade etti. Şimdi ise siyasal iktidarın Türk kelimesini bütün yasal mevzuattan çıkartmak istediğini belirterek sözlerine devam eden Ercilasun, anayasanın milletin nüfus cüzdanı olduğunu söyleyerek anayasadan Türk adının kaldırılmasının nüfus cüzdanından kendi adımızı kaldırmak anlamına geleceğine dikkat çekti.

Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun'ın ardından kendisine söz verilen Prof. Dr. Ümit Özdağ, PKK ile mücadelenin bir müzakere aşamasına geldiğine işaret ederek "Malazgirt'te Alparslan'la Diyojenden aldığımızı Erdoğan'la Öcalan'a teslim ettiğimizi ifade etti. PKK ile müzakereleri sürdürenler iki temel argümanla ortaya çıkmaktadır. Bu sorunu Türkiye Cumhuriyeti ortaya çıkarttı diyorlar. İki siz güvenlikçi önlemler aldınız da ne oldu? Sizin güvenlikçi önlemlerle yapamadığınızı biz müzakereyle sağlayacağız diyorlar. Birinci yalan bölücülük sorununun Türkiye Cumhuriyeti ile doğduğu tespitidir. Halbuki ilk isyan 1806 Baban Aşireti, Abdurrahman Paşa isyanı, sonra 1830 Mir Muhammed isyanı, 1836, Cizre'de Bedirhan Bey isyanı, 1880 Ubeydullah isyanı var. Yani bölücülük sorununu cumhuriyet çıkartmamıştır. İkinci mesele ise mücadelenin başarılı olamadığı bunun müzakerelerle çözülebileceği yalanıdır. Halbuki, Türkiye'nin 92'den 98'e kadarki mücadelesinde PKK'nın Türkiye içerisindeki altyapısı çökertilmiş, örgütün ikinci adamı yakalanmış, örgüt Kuzey Irak'a çekilmek zorunda kalmış, Öcalan mağlup olduklarını görerek bu işin bir sene içinde biteceğini söylüyor, Öcalan yakalanmıştır. Türkiye'ye getirilen Öcalan benim annem de Türk'tü, Türkiye cumhuriyeti'ne hizmet etmek istiyorum demiştir. Şimdi bu Öcalan mı güçlü yoksa bugünkü Öcalan mı güçlü? Güvenlikçi önlemler mi başarısız olmuş, müzakere mi başarılı olmuştur? Bunu millet görmektedir" dedi.

Panele Özdağ'ın ardından Eski Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu devam etti. Somuncuoğlu, "Türk çocuğu Türk olmakla iftihar edemez bir hale gelmiştir. Tek taraflı bir psikolojik saldırıyla o muhteşem milletin adını anmaktan çekinir hale gelmiştir" dedi. Somuncuoğlu sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'nin bir paşa fermanıyla bir günde kurularak devlet Türkün devleti oldu. Halbuki öteki etnik kimliklerin de ortak olması lazımdı bugünde o devlet kurulmalıdır diyorlar. PKK'da AB'de ABD'de bunu istiyor. Osmanlı böyle değildi Osmanlı gibi yapmalıyız diyorlar. Osmanlıya nasıl yapmış diye bakıyoruz. 1876'da anayasa yapılmış biliyorsunuz, bakıyoruz anayasaya. Orada dokuz madde var ve o dokuz madde devletin hangi millete ait olduğunu gösteriyor. Ne demiş anayasa? Devletin dili Türkçe diyor. Türkçe okuma yazma bilmeyen memur olamaz. Türkçe bilmeyen mebus olamaz diyor. 1876 anayasası üniter milli devleti tarif ediyor."

Panelin son konuşmacısı olan emekli Albay Erdal Sarızeybek, terörün giderek siyasallaştığına dikkat çekerek, terörle mücadele ile teröristle mücadelenin birlikte yürütülmesi gerektiğinin altını çizdi, Sarızeybek, bölge halkının Türk Devleti ve Bayrağıyla sorunu olmadığı ifade ederek, Türkiye'nin yapması gereken ilk önlemin bölge halkının canını, malını ve namusunu korumak olduğunu söyledi. Toplantı, dinleyicilerin soru ve cevap kısmındaki yorumları ve sorularıyla sona erdi.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display