İhvan Odaklı Ortadoğu Politikası İran Karşıtlığına Dönüşebilir


İhvan Odaklı Ortadoğu Politikası İran Karşıtlığına Dönüşebilir

Yazan  14 Aralık 2021

İsrail medyası, savunma ve diplomatik kaynaklara atıfta bulunarak, İsrail ordusunun İran’a olası bir saldırı hazırladığını bildirdi.

Tel Aviv planlarını ABD’ye bildirdi. İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, ABD’yi ziyareti sırasında ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’e ülkesini İran’a karşı potansiyel bir askeri saldırı hazırlıkları hakkında bilgi verdi. Gantz, Dışişleri Bakanı Antony Blinken de dahil olmak üzere üst düzey ABD’li yetkililerle bir araya geldi.

İsrail Ordu Radyosu’nun aktardığına göre üst düzey bir güvenlik kaynağı, “Savunma bakanı Amerikalılara orduya askeri seçeneğe hazırlanma talimatı verdiğini söyledi” bilgisini verdi. İsrail defalarca İran’ı nükleer silah elde etmeye çalışmakla suçlarken, Tahran nükleer programının yalnızca sivil amaçlara hizmet ettiğini ileri sürerek bu tür iddiaları sürekli olarak reddetti. Ayrı bir diplomatik kaynak İsrail basınına yaptığı açıklamada; Amerikalı yetkililerin İsrail’in planına karşı herhangi bir itirazda bulunmadığını açıkladı [1].

ABD’nin Ortadoğu’daki tek stratejik ortağı ve müttefiki olan İsrail’in güvenlik endişelerini göz önüne alarak İran’a yönelik saldırı planına zımni destek vermesi aslında beklenen bir husustu. Bu hususu manidar kılan ise Viyana’da gerçekleşen Nükleer Anlaşma görüşmelerinin çıkmaza doğru ilerlemesidir. Ortadoğu’da nükleer silah üretme kapasitesine sahip ve İsrail’i hedef alan açıklamaları bulunan İran’ın varlığı İsrail ve dolaylı olarak ABD’nin çıkarlarıyla bağdaşmamaktadır. İran, uranyum zenginleştirme oranını şuan ki %60 seviyesinden %90’a çıkarması halinde nükleer silah üretme kapasitesine ulaşmış olacak ve bu durum bölgedeki denklemleri önemli ölçüde değiştirecektir.

Nükleer silaha sahip olduğu düşünülen İsrail bölgede kendisine rakip başka bir devletin nükleer silah üretme kapasitesine ulaşmasına izin vermeyecektir. Trump sonrası dönemde Ortadoğu’daki ittifaklar denkleminin değiştiğini ve her geçen gün daha da karmaşık hale geldiğini düşünürsek, değişken olan siyasi ortamın birçok yeni gelişmeye zemin hazırladığını söyleyebiliriz. Arap Devletlerinin 2022 yılında Suriye’yi tekrar Arap Birliğine alabileceğinin ve söz konusu devletlerin Suriye yönetimi ile temansa geçtiğini unutmamak gerekir. Bunun yanında BAE ve Suudi Arabistan ittifakının dağıldığının ve bu ikili ittifaka mensup devletlerin İran ile normalleşme adımları attığının da altının çizilmesi gerekmektedir.

Türkiye’nin değişmeye başlayan Ortadoğu politikasını da bu eksende değerlendirmek yararlı olacaktır. Arap Baharının ardından Ortadoğu’daki demokratikleşme hareketlerini destekleyen ve politikalarının ana eksenine Müslüman Kardeşler hareketine destek şeklinde oturtan Türkiye başta Mısır, Suudi Arabistan ve BAE olmak üzere birçok ülke ile diplomatik ilişkilerini kesmek zorunda kalmıştı. 2018 yılında ABD’nin Kudüs’e büyükelçilik açmasını protesto eden Filistinlilere yönelik gerçekleşen sert müdahaleyi protesto eden Türkiye, İsrail ile diplomatik ilişkilerini kesmişti.

Joe Biden’in ABD Başkanı olmasının ardından Körfez ve Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere Türkiye’nin de bölge politikası değişmeye başladı. Türkiye’nin; BAE ve Mısır ile atılan normalleşme adımlarının ardından Suudi Arabistan ve İsrail ile de normalleşme sinyalleri vermesi oldukça önemli. Bu doğrultuda Mısır ile normalleşme adımlarının atılması ve Türkiye’deki Müslüman Kardeşler hareketine mensup isimlerin propaganda faaliyetlerine son verilmesi Suudi Arabistan ile de olası bir normalleşmeye zemin hazırlamaktadır. Zira Suudi Arabistan ve Türkiye arasındaki ilişkilerin bozulmasının temel nedeni; darbeci Sisi yönetimine destek veren Suudi yönetimi ile İhvan’a destek veren Türkiye arasındaki derin görüş ayrılığıydı.

İran’ın nükleer silah üretme kapasitesine sahip olmasının sadece İsrail için değil bölgedeki diğer ülkeler içinde ciddi riskler oluşturacağı unutulmamalıdır. Türkiye’nin de sınır komşusu olan İran’ın nükleer faaliyetleri Türkiye açısından ciddi riskler oluşturabilir. Bu kapsamda bölgedeki ittifaklar denkleminin çeşitlenmesi ve Türkiye’nin bölgede attığı normalleşme adımlarını birlikte değerlendirecek olursak Türkiye’nin, İhvan odaklı politikalarının yerine İran karşıtlığını merkezine alan yeni bir Ortadoğu politikası geliştirmesi gerekebilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘’BAE olan benzer bir sürecin İsrail ile de olabileceğine’’ ilişkin açıklamalarda bulunması İsrail ile Türkiye arasında muhtemel bir normalleşme adımlarının sinyalleri olarak değerlendirilmelidir.

Türkiye’nin Mısır, BAE, Suudi Arabistan ve İsrail gibi Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilerini normalleştirmesi Doğu Akdeniz’den İran siyasetine kadar birçok senaryonun değişmesine neden olacaktır.

 

KAYNAKÇA:

https://m5dergi.com

 

Barış Yüksel

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Uzman

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display