Sığınmacılara yönelik açıklama ve saldırılar Esad'ın kontrolündeki topraklarda nasıl yankılanıyor?

Yazan  13 Ağustos 2021

Yazan: Ceren Askindil

Suriyeli sığınmacılara yönelik açıklamalar ve yaşanan son olaylar, Suriye'de Beşar Esad yönetiminin hakim olduğu yerlerde nasıl yankılanıyor?

Esad yönetimi ve hakim olduğu bölgelerde yaşayanlar, sığınmacıların ülkeye dönüşüne sıcak bakıyor mu?

Sığınmacıların Suriye'ye gönderilmesi mümkün mü?

Bu soruları Suriye'de Esad yönetiminin kontrolündeki Lazkiye'de yaşayan gazeteci Somer Sultan ile Şam'da ikamet eden gazeteci Sarkis Kassarjian yanıtladı.

"Yurtdışında belli süre kalanlara bedelli askerlik imkanı verildi"

Somer Sultan, Suriye'de devletin egemenliği altındaki bölgede yaşayanlar arasında yurtdışına çıkan Suriyelilerle ilgili iki farklı ve zıt görüşün geliştiğini söyledi.

Bunun ilkinin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın benimsediği söylem olduğunu ifade eden Sultan, "Mültecilerin savaşın kurbanı olduğunu savunup ana  vatanlarına  dönmeleri için devamlı mesajlar gönderildi. Hatta göndermekle kalmayıp bazı yasal kolaylıklar getirildi. Örneğin yurtdışında belli bir süre kalanlara bedelli askerlik imkanı verildi ve bazen kısmi aflar çıkartıldı" dedi. 

"İkinci bakış açısındakiler mültecilere ülkelerini satan kitle olarak bakıyor"

"İkinci bakış açısında olanlar ise mültecilerin ülkelerini satan bir kitle olduğu görüşünde" diyen "Bu bakış açısı resmi olarak organize olmamasına rağmen varlığını değişik yollarla göstermektedir.

"Her ailede neredeyse bir mülteci var"

Gazeteci Sarkis Kassarjian da Suriyeli göçmenlerin durumunun ülkede de tartışıldığını ancak ana gündemin ekonomik yaptırımlar nedeniyle yaşanan sıkıntılar ve bunların etkilerinin nasıl azaltılabileceği olduğunu belirterek, "Mülteci konusunun sosyal yönü var. Çünkü her ailede neredeyse bir mülteci var. Ancak bu konu şu an Suriye'de öncelikli mesele değil" ifadelerini kullandı.

"Mültecilerin yaşadıkları sorunları hak ettiklerini düşünenler var ama çoğunluk saldırıları kınadı"

Kassarjian da Sultan gibi Suriye'de ülke dışındaki özellikle de Türkiye'deki sığınmacılara yönelik iki zıt görüşün belirtti.

"Hükümet yanlısı bazı kişiler arasında mültecileri, yaşadıkları sorunları hak ettiklerini düşünenler var" diyen Kassarjian şunları kaydetti:

"Ülkelerini sattıklarını ve şartlara dayanamayıp gitmekle suçlayanlar var. Ancak diğer kesim ise mültecilerin de Suriyeli olduğunu belirterek, onlara karşı kötü tavırları kınıyor. Hak ettiklerini düşünenler de var onlara sahip çıkanlarda.

"Dönmesi halinde kimse sırf mülteci olduğu için ceza almaz ama suça karışanlar hariç"

"Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmeleri halinde cezaya maruz kalırlar mı?" sorusuna Kassarjian, şu cevabı verdi:

Burada her bir mültecinin durumu birbirinden farklı. Kimse sırf mülteci olduğu, yurtdışına gittiği için ceza almaz. Ama diyelim ki karşılığında ceza gerektiren suç işlemiş ise bunun cezası olabilir. Çünkü kaçanlar arasında dolandırıcılık yapan, bankadan kredi alıp ödemeden giden, silahlı çete kurup komşularını çevreyi soyup yağmalayan ve insan öldürenler oldu. Devlet süreç içerisinde kendine yönelik suçlara aflar çıkardı ise de kişilere yönelik işlenen suçlar kapsam dışında kaldı. Birinin evini silah zoruyla soymuşsan o kişi de senden şikayetçi olduysa tabii ki dönersen ceza alırsın. Çünkü mağdurların şikayetleri sonucu yürüyen davalar var. Ama sırf mülteci olduğu için kimse ceza almaz. Zaten mültecilerin bir kısmı da özellikle Avrupa ülkelerinden mültecilik alan çok sayıda kişi ülkeye gelip gidiyor, akrabalarını ziyaret ediyor.

"90 günde Suriye'ye dönmeyenlerin malvarlığına el konulacağı iddiası doğru değil"

Geçtiğimiz haftalarda Esad, ülke dışına gidenler yönelik ülkeye dönenlere bir çağrı yapmıştı.

Bu açıklamadan günler sonra sosyal medyada bazı kişiler, Esad'ın çağrıya uymayıp 90 gün içinde dönmeyenlerin malvarlığına el konulacağını emrettiği yönünde iddialar ortaya attı.

Gerek Sultan, gerekse Kassarjian, bu iddianın doğru olmadığını ve bu yönde bir düzenlemenin olmadığını belirtti.

Bugün Suriyeli sığınmacıların içinde bulunduğu durum tam manasıyla bir "düşmüş olma" halini anlatmaktadır. Hiç beklemedikleri bir anda evlerinden, yurtlarından olmuş, kendilerini bir anda komşu ve uzak ülkelerde sığınmacı konumuna düşmüş halde bulmuşlardır. İşin en acı tarafı da yurtlarına yakın bir zamanda döneceklerine dair bir fikirlerinin olmamasıdır. Türkiye insan hakları bağlamında sorumlu davranmış, fakat milyonları aşan sığınmacı sayısıyla da bu yükü taşıyamaz bir konuma düşmüştür. Dünyada en fazla Suriyeli sığınmacı kitlesini barındıran Türkiye açısından bu sorunun eksiksiz şekilde idare edilmesinin beklenmesi elbette mümkün değildir. Özellikle  uyguladığı açık kapı politikasından ötürü sorun insani bir sorun olmaktan çıkmış, Türkiye için sosyolojik ekonomik ve milli güvenlik sorununa dönüşmüştür. 

     

Kaynak: ındependent

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display