Kendi ırkının tarihini bilmeyen veya bilmezlikten gelen bir devlet başkanının başka bir milletin tarihiyle bu kadar yakından ilgilenmesi gerçekten çok ilginç. Türk milletinin şanlı tarihini karalamaya çalışan Obama'ya kendi atalarına yapılanları ve Avrupa kökenli Amerikalıların yaptığı soykırımları hatırlatalım...

Afrika'dan Amerika Kıtası'na Köle Ticareti

Köle ticareti,1500 ile 1900 yılları arasında Batı Afrika ve Orta Batı Afrika'dan milyonlarca insanı Avrupalıların sömürge alanlarındaki ucuz iş gücü ihtiyacının karşılanması için yapılan bir insanlık suçudur. Avrupalı sahipleri tarafından yaşamlarından, geçmişlerinden, kültürlerinden ve vatanlarından koparılan yaklaşık 13 milyon –bir diğer veriye göre 25-28 milyon- Afrikalı hayatları boyunca köle ticaretinin insafsız pazarlarında bir mal gibi satıldılar. Yapılan köle ticareti ırkçı bir ideolojiyi yansıtıyordu. Hatta bu ticareti insanlara öyle bir benimsetiyorlardı ki ünlü İskoçyalı filozof David Hume'nin "Siyah insanın akılları ancak bir orangutan (maymun) aklı kadardır" sözüyle kendilerini haklı çıkarmaya çalışıyordu. Diğer taraftan köle ticaretinde kadın köleler erkeklerden daha fazla rağbet görüyorlardı. Çünkü kadınlar hem ev işlerinde hem de tarlalarda çalıştırılıyordu. Ayrıca doğurganlıkları sayesinde daha fazla köleye ulaşılıyordu. Son olarak Avrupalılar bu insanlık suçuyla kendi ekonomilerini, siyasi, sosyal, askeri ve kültürel yapılarını geliştirmişler, tehcir edilen ve köleleştirilen insanların vatanlarında ise büyük ekonomik, kültürel ve demografik kaoslara sebep olmuşlardır.

Avrupa Kökenli Amerikalıların Yerli Halka Karşı Soykırımı

Kristof Kolomb ve diğer Avrupalı sömürgeciler Amerika kıtasına ulaştıklarında binlerce yıldır kıtada yaşayan yerli halklarla karşılaştılar.(Bu da kıtanın Kolomb tarafından keşfini çelişkilendirmektedir.) Avrupalı sömürgecilerin karşılaştıkları yerli halklar, Avrupalılar daha kıtaya ayak basmadan 20 bin yıl önce Asya'dan Bering Boğazı-Alaska üzerinden ve diğer rivayete göre de eski Mali'den, Afrika'dan geldiler. Yerliler Kuzey Amerika'da yerleştikleri bölgelere göre kültürel, ekonomik, siyasi, askeri, kültürel oluşumlar ve sosyal ilişkiler geliştirdiler. K. Kolomb anılarında "Ben elli kişiyle bu insanları fethettim ve canımın istediği şekilde de yönettim." diyebiliyordu. Bir diğer bilgi de "Bu insanlara herhangi bir konuda ellerinde olan bir şeyi sorduğunuz zaman size hiçbir zaman yok demezler;elindeki maddi varlığı ile kalbini sizinle misafirperverlikle ve severek paylaşırlardı."diye ekliyor. Eldeki araştırma sonuçları ve belgelere dayanarak, adada hüküm süren 22 yıllık İspanyol egemenliği sonunda, 8 milyon Arawaks yerlisinden sadece 28 bin kişi kaldı. Elli yıllık İspanyol egemenliği sonrasında çeşitli metotların kullanıldığı soykırımla adalardan fiziki olarak tamamen silindiler. Bu yok etme sürecinde yerliler alışkın olmadıkları ve sömürgeciler tarafından bilinçli olarak yayılan hastalıklardan kırıldılar. Daha ileri giderek yerlileri 13'er 13' er sehpalara bağlayıp altlarından ateşi tutuşturarak bu masum insanları yakmışlardır. Ayrıca İngilizler kendilerine karşı çıkan Delaware ve Shawnee yerlilerini katletmek için çiçek hastalığı mikrobu bulaştırdıkları battaniyeleri tüccarlar aracılığıyla yerlilere verdiler. Dönemin yerlileri için ölümcül olan çiçek hastalığını yerliler arasında yaydılar. ABD'nin kanlı tarihini oluşturan, yeni Amerikalıların yerlilere karşı kullandıkları soykırım yöntemlerinden bazıları şunlardır:

* Toplu soykırımlar
* Hastalık yayarak oluşturulan soykırımlar
* İşkencelerle hedefe varılan soykırımlar
* Zorla kadınları kısırlaştırarak oluşturulan soykırımlar
* Yerli halk aç bırakılarak oluşturulan soykırımlar...

Amerikan devlet adamı George Washington yerlileri vahşi kurtlara benzeterek, "Bu vahşi hayvanların tamamen imha edilmesi gerekiyor" deyip yetkililere imha talimatı vermesinde de görüldüğü gibi ABD'li yetkililerin yerlilere ölümü layık gördüğü açıkça görülmektedir. Sonuç olarak; geçmişinde gerek yerlilere gerek Afrika topluluklarına yaptıkları katliamlardan, tehcirlerden ve köle ticaretinden bihaber yaşayan veya öyle yaşamak isteyen Amerikalı ve Avrupalı yöneticiler nasıl oluyor da TBMM'de "Tarihinizle barışın, Ermenistan'la ilişkilerinizi sağlamlaştırın (Azerbaycan ile ilişkilerinizi yıpratın)." diyebilme cüretini gösterebiliyorlar? Yine nasıl oluyor da millet vekilleri(miz) bu densiz adamı ve konuşmasındaki dayatmayı ayakta alkışlayabiliyorlar? İster AP ister ABD senatosu isterse de AKP sözde Ermeni soykırımını tanısın asil Türk kanı tanımadıkça hiçbir şeyden sorumlu değiliz. Şimdi sınır kapısını açma vakti değil Karadağ'ın işgaline son verdirme zamanıdır. Artık bu dik duruşu sergileme vakti gelmiştir.

Her şey Türk için, Türk'e göre, Türk tarafından…