Çin İsrail İlişkilerine Bakış


Çin İsrail İlişkilerine Bakış

Yazan  17 Ekim 2011
Çin’in Yahudiler ile olan ilişkilerinin tarihi Song Hanedanı dönemine kadar geriye gitmektedir.

İpek Yolu üzerinde ticaret yapan Yahudi Tüccarlar Çin'in Kai Feng[1] şehrinde büyük bir Sinagog inşa etmişler ve burada Yahudi nüfusu uzun yıllar varlık göstermiştir.[2] Kai Feng Yahudileri günümüze değin geçen süre zarfında tamamen Çinlileşmişlerdir.[3] Ancak son yıllarda yapılan araştırmalar neticesinde bölgede Yahudi kökenden geldiği ortaya çıkan ya da bu kökenden geldiğini düşünen çok sayıda insan eski geleneklerini yeniden yaşamaya başlamıştır. [4] Bu bin yıllık ilişkilerde Çin'e gelen Yahudilerin amaçları Çin'de ticaret yapmak olmuştur. 20. Yüzyılın başında özellikle Çin'in kuzeyinde bulunan Ha Er Bin ve Çin'in en önemli liman kenti olan Shang Hai'a Yahudi tüccarların akın ettikleri bilinmektedir. Özellikle 2. Dünya Savaşının başladığı 1939 yılında Çin'e mülteci olarak çok sayıda Yahudi gelmiş hatta dönemin Çin Hükümeti, Çin'in Yun Nan bölgesine yüz bin kadar Yahudi mülteciyi yerleştirmeyi düşünmüş ancak savaş şartları ve Almanya ile olan ilişkiler sebebiyle bu plandan vaz geçilmiştir. 1948'de başlayan Arap – İsrail savaşında Çin tarafsız kalmıştır. 1 Ekim 1949'da Çin Halk Cumhuriyetinin kurulmasının ardından 1 Ocak 1950'de İsrail henüz Birleşmiş Milletlerde temsil edilmemesine rağmen yeni Çin Hükümetini tanıdığını bildirmiştir. Aynı ayın 9'unda İsrail Dışişleri Bakanı dönemin Çin Halk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Zhou En Lai'a İsrail'in Çin Halk Cumhuriyetini resmen tanıdığını ileten bir telgraf göndermiştir. Aynı yıl taraflar Moskova'da bir araya gelmiş Çin tarafı İsrail'in büyükelçi ve diplomatlarını Çin'e gönderebileceğini bildirmiş ancak Kore Savaşının patlak vermesi nedeniyle İsrail tarafı ekonomik zorlukları öne sürerek tarafların ilişkilerini Moskova'da bulunan büyükelçileri vasıtasıyla devam ettirmesini istemiştir. [5]İlişkiler bu tarihten sonra devam etmiş olsa da karşılıklı bir tanıma olmamıştır ve 1956 yılında İsrail'in Süveyş Kanalına yaptığı harekatın ardından Çin İsrail arasındaki ilişkiler tamamen kopmuştur.

Bu dönemden sonra Çin bilindiği gibi İsrail – Filistin anlaşmazlığında Filistinlilerin tarafında olmuştur ancak İsrail var olma hakkını da kabul eden bir politika izlemiştir. Çin, İsrail'in uygulamakta olduğu politikalara karşı olduğunu ancak İsrail'in varlığına veya İsrail Halkına bir düşmanlığı bulunmadığını en üst düzeyde dile getirmiştir. [6] Çin ve İsrail arasında bu dönemde resmi ilişkiler tamamen dondurulmuş olsa da bazı ilişkiler örneğin; Çin Komünist Partisi ile İsrail Komünist Partisi arasındaki ilişkiler devam etmiştir.

1980'de başlayan Dışa Açılma Politikasının ardından daha önce Shang Hai, Ha Er Bin, Tian Jin gibi bölgelerde yaşamış olan Yahudi İş Adamları da Çin'de yatırım yapmaya başlamışlardır. 80'li yıllarda karşılıklı ilişkiler özellikle ticaret ve yatırım alanlarında devam etmiştir. Bu gelişmelerin ardından Çin ve İsrail 1990 yılında Karşılıklı Büyükelçilik açma ve diplomatik misyon bulundurma kararını almıştır. Bunun ardından İsrail Çinli turistlerin ziyaret edebilecekleri ülkeler kapsamına alınmıştır. Bu dönemde İsrail ve Araplar arasında devam eden görüşmeler sonucunda tarafların birbirlerini tanımalarının ardından Çin de İsrail ile olan ilişkilerini normalleştirme yoluna gitmiştir. Çin ve İsrail ancak 1992 yılında resmi olarak karşılıklı tanıma deklarasyonunu ilan etmişlerdir. Bu tarihten sonra Çin ve İsrail arasında birçok alandaki ilişkiler hızla gelişmiştir. Özellikle tarım alanında İsrail'in Çin'de aralarında Pekin'in de bulunduğu birçok kentte eğitim merkezleri bulunmaktadır. Bütün bunlara ek olarak Çin'de eğitim için bulunan İsrailli öğrencilerin sayısı sürekli 100 kişi civarında bulunmaktadır.Çin'de halihazırda yüzlerce İsrailli firmanın faaliyet gösterdiği bilinmektedir.[7]

 

ABD ve AB'nin Çin'e Silah Ambargosu ve İsrail'in Çin'e Silah Satışı:

1989 yılında yaşanan Tian An Men olaylarının ardından ABD ve AB Çin'e silah satışına ambargo uygulamaya başlamışlardır.[8] Çin bu nedenle yeni teknoloji silahlara ve silah teknolojilerindeki yeniliklerden yeteri kadar istifade edememiştir. Çin her ne kadar kendi imkanları ile milli silah üretimini devam ettirmiş olsa da dışarıdan gelecek yeni silah ve silah teknolojilerine ihtiyacı bulunmaktadır. Söz konusu ambargonun uygulanmaya başlanmışının ardından Çin'in geleneksel olarak silah temin ettiği Rusya ile olan ilişkileri de az da olsa etkilenmiştir. Rusya bu aşamada Çin'in askeri teknoloji transferi gerçekleştirdiği en önemli ülke konumuna gelmiştir. Rusya dışında Çin'in silah teknolojilerine ulaşmasını sağlayan en önemli ülke İsrail'dir. Her ne kadar İsrail Çin'e satmayı planladığı bazı askeri sistemleri sonradan ABD'nin baskısı nedeniyle iptal etmiş de olsa İsrail halihazırda Rusya'dan sonra Çin'in ikinci en büyük silah tedarikçisi durumundadır ve toplam silah satışının 4 milyar doları bulduğu ileri sürülmektedir[9]. ABD İsrail'in Çin'e kendi askeri sırlarını sattığını ileri sürmekte ve birçok askeri işbirliğinin önünü kesmeye çalışmaktadır. ABD'nin yoğun baskılarına rağmen İsrail'in Çin'e silah ve savunma teknolojileri satmaya devam ettiği görülmektedir. İsrail'in Çin'e savaş uçağı ve bu uçaklarda kullanılan füze teknolojileri sattığı bunun yanında Çin'in kendi üretimi olan J-10 savaş uçaklarında da İsrail teknolojisinin kullanıldığı düşünülmektedir.[10] İsrail Çin'e saldırı amaçlı kullanılabilen insansız hava aracı da satmış söz konusu araçların bakım ve yazılım yükseltilmesi için İsrail'e gönderilmesinin ardından ABD İsrail'e araçları Çin'e geri göndermemesi için baskı yapmıştır.[11]

 


 

[1]开封 şehri Çin'in He Nan 河南 eyaletinde bulunmaktadır.

[2] Ayrıntılı bilgi için bakınız: 张妥 (2001), 开封犹太人犹太教与中国 (Kai Feng Yahudileri, Yahudi Dini ve Çin), 上海三联书店.

[3]张青红(2007), "犹太教到儒教:开封犹太人同化的内在因素之研究" (Yahudilikten Konfuçyanizm'e: Kai Feng Yahudilerinin Asimile Oluşunun Nedenleri Hakkında Bir İnceleme), 世界宗教研究, sayı 1, sayfa 109 – 124.

[4] Son yıllarda Kai Feng Yahudilerinin bazıları İsrail'e gitmiş ve burada dil ve din eğitimi almaya başlamış, bazıları İsrail'de evlilikler yapmıştır. Kai Feng Yahudilerinden bazılarının kişisel hikayeleri için bakınız: The Association of Kai Feng Jews http://www.theakj.org/stories.htm (Erişim 10 Eylül 2011), Konu ile ilgili video için bakınız: http://www.youtube.com/watch?v=edhtdoPukk0 (Erişim 10 Eylül 2011).

[5]殷罡 (2010), "中国与以色列关系六十年述评" (Çin İsrail İlişkilerinin 60 Yılının Değerlendirmesi), 西亚非洲, sayı 4, s. 32.

[6] age. s. 33.

[7] Çin'deki İsrail Ticaret Misyonu ve Çin'de faaliyet gösteren İsrailli Firmalar için bakınız: http://www.israeltrade.org.cn/zhongwen/companies.php (Erişim 12 Eylül 2011)

[8] ABD Çin'e silah satışına şiddetle karşı çıksa da Avrupa Birliği Çin'in bu konuda büyük bir Pazar olduğunu bilmekte ve Çin ile stratejik ilişkilerini geliştirme çerçevesinde Çin'e silah satışını değerlendirmektedir. Çin bu konuda Avrupa Birliğine baskı yapmaktadır. Bakınız: CRS Report for Congress "European Union's Arms Embargo on China:İmplications and options for US" (Avrupa Birliğinin Çin'e Silah Ambargosu: ABD'ye etkileri ve ABD'nin seçenekleri), s. 5-6.

[9] Asia Times, Sudha Ramachandran 21.12.2004, "US up in arms over Sino-İsrael Ties" (Çin – İsrail silah ilişkileri üzerinde ABD etkisi) http://www.atimes.com/atimes/Middle_East/FL21Ak01.html (Erişim 10 Eylül 2011).

[10] Bakınız: ABD kongresine sunulan ilgili rapor: http://www.access.gpo.gov/congress/house/hr105851-html/ch1bod.html#anchor4159848 (Erişim 14 Eylül 2011)

[11] Haaretz, Ze'ev Schiff, 22.12.04, "Don't return drones to China, US tells İsrael" (ABD İsrail'e insansız hava araçlarını Çin'e geri göndermemesini söylüyor), http://www.haaretz.com/print-edition/news/don-t-return-drones-to-china-u-s-tells-israel-1.144880 (Erişim 14 Eylül 2011)

 

 

Giray Fidan

 06.04.1980 Ankara Doğumlu

Eğitim:

İlkokul ve Ortaokul eğitimini Özel Yükseliş Kolejinde, Lise eğitimini Gazi Anadolu Lisesi ve Mustafa Kemal Lisesinde tamamlamıştır. 1998-2000 yılları arasında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Klasik Arkeoloji Bölümünde eğitim görmüştür. 2001 – 2005 yılları arasında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Sinoloji Ana Bilim dalında ve 2002 – 2003 yılları arasında Beijing Language and Culture University (北京语言文化大学) lisans eğitimini tamamlamıştır. 2005 – 2007 yılları arasında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Sinoloji Ana Bilim Dalında yüksek lisans eğitimini “Qin Devrimleri: Qin Shi Huang Dönemi Çin’de yapılan Devrimler ” konulu teziyle tamamlamıştır. 2007 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Sinoloji anabilim dalında doktora eğitimine başlamış; 2007 – 2008 tarihleri arasında Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla Min Zu University of China (中央民族大学) Tibetoloji bölümünde araştırma yapmış ve Tibetçe eğitimi almıştır. Doktora çalışmasını 2010 yılında “Çin Kaynaklarına Göre 16. Yüzyılda Osmanlı – Çin İlişkileri ve Çin’de Osmanlı Ateşli Silahları” konulu teziyle tamamlamıştır.

 

Yabancı Diller:

Çince

İngilizce

Tibetçe

 

Yayınlar:

Kitaplar:

Kanuni Devrinde Çin’de Osmanlı Tüfeği ve Osmanlılar, Yeditepe Yayınevi, 2011, İstanbul.

Çin Dili ve Çince Dilbilgisi, Efil Yayınevi, 2011, Ankara.

Makaleler:

Giray Fidan,"Ming Tarih Kayıtlarına Göre 16. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu-Ming Çin'i İlişkileri", Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türkiyat Araştırmaları Dergisi, Sayı 30, Güz 2011, ss. 276-287.

Giray Fidan, "Tibet ve Türk Geleneklerinde Bozkurt Sembolü", Uluslararası Asya ve Kuzey Afrika Çalışmaları Kongresi (ICANAS) konferansı dâhilinde "38. ICANAS Doğubilim Çalışmaları" bildiri kitapçığında s. 151-155, Ankara, 2009.

Giray Fidan, “Ulus Devlet Olma Yolunda Bir Medeniyet: Çin”, 21. Yüzyıl Dergisi, Nisan 2011, Sayı 28, ss. 55-59.

Giray Fidan, “Türk Çin İlişkilerinde 40 Yıl”, 21. Yüzyıl Dergisi, Ocak 2011, Sayı 25, ss. 91-97.

Giray Fidan, “Çin – Arap Dünyası İlişkileri: Eski Köye Yeni Adet”, 21. Yüzyıl Dergisi, Mart 2011, Sayı 27, ss. 53-59.

Giray Fidan, “Irak’ın Yeniden Yapılanmasında Çin’in Politikaları”, 21. Yüzyıl Dergisi, Ağustos 2010, Sayı 20, ss. 69-74.

Giray Fidan, “Pekin’in Yüksek Rakımlı Sorunu: Tibet” 21. Yüzyıl Dergisi, Eylül 2010, Sayı 21, ss. 79-86.

Giray Fidan, “Çin Halk Cumhuriyeti Japonya İlişkileri: İşbirliği Yapan Devletler Düşman Halklar”, 21. Yüzyıl Dergisi, Ekim 2010, Sayı 22, ss. 29-34.

Giray Fidan, “21. Yüzyılda Çin: Büyük gücün büyük sorunları” 21. Yüzyıl Dergisi, Kasım 2010, Sayı 23, ss. 45-50.

Giray Fidan, “Türk Silahlı Kuvvetleri Çin Halk Kurtuluş Ordusu İlişkileri”, 21. Yüzyıl Dergisi, Aralık 2010, Sayı 24, ss. 17-23.

Giray Fidan, “Japonya’da Nükleer Felaket”, 21. Yüzyıl Dergisi, Mayıs 2011, Sayı 29, ss. 63-67.

Giray Fidan, “Pakistan: Çin’in İsrail’i” 21. Yüzyıl Dergisi, Haziran 2011, Sayı 30, ss. 17-23.

Giray Fidan, “Çin’in Orta Asya Enerji Politikası” 21. Yüzyıl Dergisi, Temmuz 2011, Sayı 31, ss. 23-29.

Giray Fidan, “Çin’in ABD Stratejisi: Yeni Bir Soğuk Savaşa Doğru” 21. Yüzyıl Dergisi, Ağustos 2011, Sayı 32, ss. 49-57.

Giray Fidan, “Ejderha Kara Kıta’da: Çin’in Afrika Ajandası” 21. Yüzyıl Dergisi, Eylül 2011, Sayı 33, ss. 83-90.

         2010 yılından itibaren Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Yabancı Diller Bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display