Umutlandıran Özbekistan Seçimleri

Yazan  04 Ocak 2010
Özbekistan’daki Müslümanların tamamı Sünni Müslüman’dır. Rus Çarlığı ve Sovyetler Birliği dönemlerinde uygulanan İslamiyet’ten uzaklaştırma politikası Özbekler içinde geçerli olmuştur.

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra İslamiyet bağımsızlığa kavuşan diğer devletlerde olduğu gibi Özbekistan'da da serbest bir şekilde yaşanmaya başlamıştır. Ancak farklı bir güçlükle karşılaşılmıştır o da radikal İslam tehdididir.

İslam dünyası bölgeyle ilgili politik planlar yaparak bunları uygulamaya koymak istemiştir. Bu konuda İran, Afganistan ve Pakistan'ı başrolde görüyoruz.

Özbekistan'da 1990 yılında kurulan, bu ülke için çok büyük bir tehdit haline dönüşen ve uzun süre Afganistan'daki Taliban ile iş birliği içerisinde bulunan Özbekistan İslami Hareketi, İslam' ın Yeniden Doğuş Partisiyle ortak hareket etmiştir. Diğer cumhuriyetlerin başkanları gibi geniş yetkilere sahip olan İslam Kerimov muhalefetin her türlüsünü sert bir şekilde bastırmıştır. Abdülrahim Pulatov tarafından kurulmuş, en büyük muhalefet olan Birlik Partisi'nin dağılmasını sağlamış, ardından Muhammed Salih tarafından kurulan Erk Partisi'nin tüm faaliyetlerine yasak getirmiştir. Özbekistan' da faaliyetleri yasaklanan Salih' in uzun süre Türkiye' de kalması üzerine Özbek yönetimi, Türkiye'nin bu tutumunu dostane bulmamış ve iki kardeş ülke arası ilişkiler kötüleşmiştir. Özbek yönetimi Salih ve diğer bazı muhaliflerin Özbekistan rejimi aleyhtarı faaliyetlerde bulundukları, Türkiye' de eğitim gören Özbek öğrenciler üzerinde bu yönde propaganda yaptıkları ve bu konularda Türkiye'deki bazı çevrelerden destek gördüklerini ileri sürmüşlerdir.

Yaşanan gerginlik sonrası Kerimov, Haziran 1994' de Türkiye'yi ziyaret etmiştir.

Bu esnada Türk Cumhurbaşkanı ve Başbakanı, Kerimov' a, Türkiye' de Özbekistan rejimi aleyhi faaliyetlere izin verilmeyeceği garanti edilmiştir. Salih' in Türkiye'yi terk etmesi sonrası Özbekistan ile Türkiye arası ilişkiler düzelmeye başlamıştır.

Özbekistan,11 Eylül 2001 saldırılarının ardından ABD'nin Orta Asya'daki yakın müttefiki haline geldi. Aynı yıl Afganistan'daki Taliban rejimine yönelik yapılan saldırılar için bir hava üssünü ABD güçlerine kullandırdı. ABD'nin lojistik destek karşılığında Kerimov rejiminin insan hakları ihlallerini görmezden gelmesi pek çok insan hakları kuruluşunun tepkisini çekti.

2005'de meydana gelen Andican olayları sırasında hükümet güçlerinin sert müdahalesi ABD hükümeti tarafından eleştirildi bunun üzerine Kerimov ABD güçlerini sınır dışı etti. Rusya'ya daha yakın bir politika izledi.

Özbekistan'da ve komşularında yaşanan bütün bu olaylar, tehditler şüphesiz Özbekistan'ı belli politikalar izlemeye mecbur ediyor. Ancak Özbekistan'da bağımsızlığın ilanından beri demokratikleşme konusunda somut adımlar atılmadığı düşüncesi hakim.Uluslar arası gözlemcileri bu düşünceye sevk eden en belirleyici konu ülkede yapılan seçimler.Ülke bağımsızlığını ilan ettiğinden bu yana devlet başkanı olarak Kerimov'un bulunması. Kerimov, 1989 ' da Özbekistan Komünist Partisi Genel Sekreteri, Kasım 1990' da cumhurbaşkanı, 1 Eylül 1991' de bağımsızlığın ilanından sonra 29 Aralık 1991 de yapılan seçimlerde tekrar cumhurbaşkanı olmuştur. 1995' de tartışmalı bir referandumla görev süresini 2000 yılına kadar uzattı. 9 Ocak 2000'de tek ve zayıf bir rakibe karşı yarıştığı devlet başkanlığı seçimlerini kazandı. 27 Ocak 2002' de devlet başkanlığı süresini 5 den 7 yıla uzatan ikinci bir referandumdan da istediği sonucu aldı. 2007 de ana yasaya göre üçüncü kere aday olamayacağı tartışılsa da seçim komisyonu Kerimov' un adaylığını kabul etti.

23 Araklık 2002 de yapılan seçimlerde yalnız Kerimov' un adaylığı değil seçimlerde tartışıldı. Gözlemci gönderen uluslar arası kuruluşlar seçimlerin demokratik standartlara uygun olmadığını söylerken Şangay İşbirliği Örgütü Bağımsız Devletler Topluluğu gözlemci heyetleri seçimlerin "özgür, açık ve şeffaf bir ortamda geçtiğini öne sürmüşlerdir".

"Kerimov muhalefeti "köktendincilik"le suçlarken, kendi kişiliğine dini bir imaj kazandırmaya çalışmaktadır. Ülkenin Müslüman kimliğini sık sık vurgulayan lider bağımsızlığın ilanından sonra Cumhurbaşkanı seçildiğinde Anayasa'nın üstüne Kuran'ı koyarak yemin etmiştir. Bunun yanında camii ve mescitlerin yapılması ve yenilenmesi için yoğun çaba gösterilmektedir. 1989'da 300 olan mescit sayısı bugün 5000'e yükselmiştir.

Ekonomik olarak gelişme sağlandığı sürece toplumun büyük bir çoğunluğunun bu rejime karşı harekete geçmeyeceği de düşünülebilir. Ancak Kerimov' un her türlü muhalefeti aynı potaya koyma politikasının önemli bir risk taşıdığını belirtmek gerek. Bir yandan "köktendinci" tehditten söz ederken diğer taraftan dinin toplum yaşamındaki rolünün arttırılmasına yönelik çabaların amacının "uysal bir Müslüman toplumu yaratmak" olduğu söylenebilir. Ancak, baskı ortamında muhalefetin en kolay örgütlenebileceği mekanların camiiler olduğunu ve muhalefetin liderliğini din adamlarının yapabileceğini İran deneyimi göstermiştir." (1)

Özbekistan'da en son seçim 27 Aralık 2009 tarihinde yapıldı. Özbekistan Merkez Seçim Komisyonu Başkanı Mirza Uluğbek Abdülselamov, yaptığı açıklamada, ülkede toplam 17 milyon 215 bin 700 kayıtlı seçmenin 15 milyon 108 bin 950' sinin, yani toplam seçmen sayısının yüzde 87.8 inin oy kullandığını bildirdi.

Abdülselamov, ülkedeki seçimleri AGİT, ŞİÖ, BDT ve İKÖ gibi uluslar arası kuruluşlar ile aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 36 ülkeden 270'den fazla uluslar arası gözlemcinin yanı sıra yerli ve yabancı olmak üzere toplam 650 basın mensubunun izlediğini dile getirdi.

Seçimlerde 4 siyasi partiden 506 milletvekili adayı yarıştı. Seçimlerde, parlamentonun alt kanadı olan yasama meclisine ilk kez 150 milletvekilinin seçilmesi öngörülürken, bunların 135'i siyasi partilerden, 15'i ise Özbekistan Ekoloji Hareket'inden olacak.

Açıklanan sonuçlara göre Liberal Demokrat Partisi, Milli Diriliş 29, Halk Demokrat 28, Adalet ve Sosyal Demokrat Parti 10 sandalye kazanmışlardır. Bu partilerin dışında

Özbekistan Yeşiller Hareketi'ne 15 sandalye ayrıldı.

Kerimov seçimle ilgili ;" Ülke olarak çok partili siyasi hayatın geçiş sürecinde olduklarını söyledi. Kerimov, siyasi alandaki hedeflerinin ise demokratik devlet ve sivil toplum olduğunu belirtti.

Kerimov bu seçimin çok partili siyasi hayatta mesafe kat etme adına önemli olduğunu belirterek, şimdilik dört siyasi parti ile başlanan bu sürecin gelecekte çok daha çekişmeli geçeceğini söyledi. Bu seçimin Yeşiller Hareketi'nin ilk defa parlamentoya taşınmasıyla da farklılık arz ettiğini kaydeden Kerimov, bu hareketin gerek bölgesel ve gerekse uluslar arası düzeyde ekoloji alanında ciddi mücadele vereceğini kaydetti.

Kerimov: Özbekistan'da güçlü devletten güçlü sivil topluma geçme sürecinde gün görmekteyiz. Ülke olarak bu amaç için mücadele veriyoruz. Sivil toplumun Özbekistan'da hakim olması için mücadele verirken, bu uğraşımız sadece bir istekten ibaret değil. Aynı zamanda fiili olarak da uğraş veriyoruz" diye konuştu.

Kerimov'un bu açıklamalarının yanında birden fazla partinin seçimlere girmesi, Yeşiller Hareketi'ne kontenjan tanınması Özbekistan'da demokratikleşme açısından umut verici adımlardır. Bu adımların büyük ve güvenli atılması yalnızca Özbekistan'da değil Orta Asya coğrafyasına da demokrasinin gelmesine örnek teşkil etmesi bakımından şüphesiz etkili olacaktır.

Bu seçimlerde gözlemcilerin seçimin sağlıklı yapıldığı konusundaki açıklamaları da umutlarımı artırdı. İKÖ' nün temsilcisi de sağlıklı seçim yapıldığı düşüncesini taşıyor.

Yine bu seçimlerde gözlemcilik yapanlar "Yeşiller Hareket"nin 15 milletvekilinin genel kurul toplantısına katılan delegelerin gizli oylarıyla seçildiklerini gözlediler. Burada seçimin şeffaflığı kadar çevreyi koruma, çevrenin içinde bireye önem verme konusunda örnek bir hareketle 15 milletvekilliğini bu işe ayırmışlardır. Orta Asya coğrafyasında birçok çevre sorunun olduğu bir bölgede böyle bir adımın atılması son derece önemli. Diğer devletlerde bu konuda aynı adımı attıkları takdirde uluslar arası platformda bölgenin çevre sorunlarının çözülmesine büyük katkı sağlayacaklarına şüphe yok.

Türkiye dünyada bazı Avrupa ülkelerinden bile daha önce kadınlara seçme ve seçilme hakkını vermiş olmakla övünür ama Özbekistan yaptığı yasal düzenlemelerle %30'lara varan oranda kadınlara parlamentoda temsil hakkı vermiştir.

Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra bağımsızlığını ilan eden devletlerde siyasi ve ekonomik dönüşüm eski dönemden beri iktidarda olan liderler ve kadrolarla gerçekleştirmeye çalışılıyor. Gerçi bugünün liderleri halka karşı soğuk ve mesafeli olan eski tip liderlerden farklı ve halk desteğine önem veriyorlar.

Bu devletler gerek kendi bölgelerindeki güçlü devletlerden gerekse ABD ve AB'den gelebilecek tehditleri dikkate alarak iç ve dış politikalarını belirlemek zorunda kaldıkları için sıkıntılarını atlatabilmiş değillerdir. Ancak son seçimler, seçimlerin şeffaf olması açısından iyi bir sınav olmuştur.

_______________________________________________

 

[*] 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Türk Dünyası Araştırmaları Bölümü Bilimsel Danışmanı.

_______________________________________________

[1] Nihal İncioğlu; "Yeni Türk Cunhuriyetlerinde Toplumsal Bölünmeler, Siyasi Güçler ve Yeni Siyasi Yapılanma", Bağımsızlığın İlk Yılları, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1994, s.140-141

 

 

Doç. Dr. Meşküre Yılmaz

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışmanı

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display