Afganistan’dan Ukrayna’ya: Tarih Ve Tekerrür

Yazan  11 Mart 2014

Sovyetler Birliği’nin 1979 yılı sonunda Afganistan’a askeri müdahalede bulunması uluslararası alanda şaşkınlık ve tepki ile karşılanmıştı. Birçok ülke bu girişimi protesto ederken bazı sosyalist ülkeler ise Sovyet müdahalesini destekleyen açıklamalar yapmışlardı. Bu dönemde ABD, Sovyetler Birliği’ne karşı oluşan cepheyi güçlendirmek ve bu ülkeyi yalnızlaştırarak politik ve ekonomik açıdan zor durumda bırakmak amacıyla, ticaretten spora birçok alanda boykot ve yaptırım uygulama çağrısı yapmıştı. Yaklaşan Moskova Olimpiyatları iyi bir boykot konusuydu ve ABD Başkanı Carter, Sovyet askerlerinin kısa sürede Afganistan’dan çekilmemesi durumunda olimpiyatların ertelenmesi ya da başka bir ülkede yapılmasını teklif etmiş, bu teklif, İngiltere Başbakanı Thatcher başta olmak üzere uluslararası alanda destek bulmuştu. Sovyet bilim adamı Andrei Saharov da bireysel olarak boykot fikrini destekleyenler arasındaydı.

Carter 23 Ocak 1980 günü yaptığı “Birliğin Durumu” konuşmasında, “Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgal etmesinin bedelini ödemesi” gerektiğini vurgulamış ve bu ülkeye uygulanacak yaptırımlardan bahsetmiştir.[1] Bunlar arasında; Sovyetler Birliği’ne stratejik nitelikli malzeme satışına son verilmesi, yapılması planlanan tahıl satışının 18 milyon tonluk bölümünün iptal edilmesi, soya fasulyesi satışının durdurulması, Amerikan sularında Sovyet balıkçılarının avlanma haklarının tonaj bakımından kısıtlanması gibi yaptırımlar öne çıkmıştır.[2]

Ancak ABD’nin yaptırım çağrıları ve bu yönde aldığı kararlar Sovyetler Birliği üzerinde çok etkili olmamıştır. Moskova Olimpiyatlarının boykot edilmesi konusunda dönemin Olimpiyat Komitesi Başkanı Killanin, “politika ve sporun birbirine karıştırılmaması gerektiği” yönünde bir açıklama yapmış ve boykot düşüncesini doğru bulmadığını ifade etmiştir.[3] Uluslararası Spor Federasyonları ise 1980 yılı Nisan ayında İngiltere Prensi Philip’in de katıldığı toplantıda, olimpiyatlara katılmama yönünde sporcularına baskı yapan ülkeleri kınadıklarını açıklamışlardır.[4] Sonuçta Moskova Olimpiyatları, bazı ülkeler tarafından boykot edilmesine rağmen 19 Temmuz-3 Ağustos 1980 tarihleri arasında, “spor ve siyaseti birbirinden ayrı tutma” tavrını benimseyen seksen beş ülkenin katılımı ile gerçekleştirilmiştir.

Sovyetler Birliği’ne tahıl ambargosu uygulanması kararı da Sovyet ekonomisi üzerinde beklenen büyük etkiyi yapmamıştır. Ambargonun daha çok psikolojik etkisi olmuştur.[5] ABD’nin ambargo çağrısı hilafına Arjantin 1980 yılından itibaren Sovyetler Birliği’ne tahıl satmaya başlamıştır.[6] Arjantin’in ardından AET, Kanada ve Avustralya da Sovyetler Birliği’ne tahıl satışı yapmayı sürdürmüşlerdir.[7] Öte yandan ABD, ambargo kararı almasından yaklaşık bir yıl sonra Reagan döneminde bu kararı iptal etmiş ve Sovyetler Birliği’nin ABD’den yeniden tahıl alması konusunda ikna edilmesi gündeme gelmiştir.[8]

Bugün ise, Ukrayna olayları ardından Kırım’da gelişen durum nedeniyle Rusya’ya uygulanması planlanan yaptırımlar konusunda benzer bir manzara ortaya çıkmıştır. ABD Başkanı Obama, Rusya’nın Kırım’daki askeri müdahalesini sonlandırması konusunda yaptığı konuşmasında, bu ülkeye yönelik bazı vize sınırlamalarından ve ekonomik yaptırımlardan bahsetmiştir. Bu yaptırımların sınırlı olarak uygulanacağı açıklanmakla birlikte Obama yönetiminin müttefikleri ile bir dizi yaptırım üzerinde çalıştıkları da kamuoyuna duyurulmuştur. Öte yandan ABD, Rusya ile ticari görüşmelerini ve askeri işbirliğini askıya almıştır. Ayrıca Rusya’nın Soçi’de ev sahipliğini yapacağı G-8 zirvesinin boykot edilmesi ve ABD’nin daha fazla doğal gaz satışı yapmak suretiyle Rusya’nın doğal gaz satışlarının azaltılması gündeme gelmiştir. ABD’deki Rus varlıklarının dondurulması ve Rus firmalarının ABD’de iş yapmalarının engellenmesi de yaptırım seçenekleri arasındadır.[9] Genel olarak, Rusya’nın Kırım’a askeri müdahalesi konusunda ABD ile paralel bir tutum benimseyen Avrupa Birliği cephesinde ise, vize ve yatırım görüşmelerinin askıya alınabileceği, diplomatik bir ilerleme olmaması durumunda kapsamlı bir ticari ve ekonomik çatışmanın yaşanabileceği düşüncesi öne çıkmıştır.[10]

Öte yandan, ABD ve Avrupa Birliği’nin Rusya’ya yaptırım uygulanması girişimine ilk itiraz Çin’den gelmiştir. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Qin Gang, yaptırımların uluslararası ilişkilerde bir tehdit aracı olarak kolayca kullanılmasına ülkesinin her zaman karşı olduğunu açıklamıştır.[11] ABD’nin Asya Pasifik’teki müttefiki Japonya da Rusya’ya yönelik yaptırımlara destek vermekten kaçınmıştır. Rusya ile son dönemde yakın ilişkiler kurmaya çalışan Japonya, Batı ülkeleri tarafından Rusya’ya ekonomik yaptırım uygulanmasından endişe duymaktadır. Japonya Ticaret Bakanı Toshimitsu Motegi ülkesi ve Rusya arasındaki ekonomi ve kaynaklar diplomasisinin gidişatında bir değişiklik olmadığını açıklamıştır.[12] BRICS yapısı içerisinde Rusya ile birlikte bulunan Brezilya ve Hindistan’ın ise başlangıçtan itibaren Rusya’nın Kırım’ı işgali konusunda sessiz kaldıkları görülmektedir.[13] Ancak yaptırımlar gündeme geldikten sonra Hindistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Shivshankar Menontarafından yapılan açıklamada, Rusya’nın Ukrayna’daki meşru çıkarları olduğu ve taraflarca sorunun barışçıl yöntemlerle çözülmesi gerektiği dile getirilmiştir.[14] Öte yandan Avrupa Birliği’nin tüm ülkelerinin Rusya’ya uygulanacak yaptırımlar konusunda hemfikir olmadıkları da anlaşılmaktadır. Bu bağlamda İngiltere’de, ticari yaptırımlara iştirak edilmemesi ve Londra finans merkezinin Rusya’ya kapatılmaması düşüncesinin hâkim olduğu görülmektedir.[15] Ayrıca Rusya’ya doğal gaz bağımlılığı olan Avrupa Birliği’ne üye bazı ülkeler, yaptırım uygulanması durumunda Rusya tarafından doğal gazın kesilmesine bağlı olarak ekonomilerinin olumsuz etkilenebileceği endişesi ile yaptırımlar meselesine sıcak bakmamaktadırlar[16]

Ukrayna’da ortaya çıkan olaylar ve Rusya’nın Kırım’ı işgal etmesiyle uluslararası gerilimin artması, Soğuk Savaş döneminde sıkça yaşanan bloklar arası krizleri hatırlatmaktadır. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra belki de ilk defa böyle bir politik krize bağlı olarak ciddi yaptırımlar gündeme gelmiştir. Ancak günümüzde uluslararası konjonktür değişmiş durumdadır ve Rusya, geçmişin aksine enerji gibi oldukça etkili bir silaha sahiptir. Öte yandan, Afganistan’ı işgali nedeniyle SSCB’ye karşı tavır alan Çin ve geçmişteki Bağlantısızlar Bloğu ülkelerinden Hindistan bugün BRICS yapısı bağlamında Rusya’ya yakın bir politika izlemektedirler. Çin ve Hindistan gibi BRICS yapısı içerisinde bulunan Latin Amerika’nın güçlü ekonomisi Brezilya da Rusya’ya yönelik yaptırımlar konusunda ABD ve AB safında yer almayacaktır. Bu defa yaptırımların Afganistan’ın işgali dönemindeki gibi psikolojik etkisi bile olmayabilir. Öte yandan, Rusya’nın ABD ve AB’nin bu girişimiyle oluşacak gerginlikten daha güçlü ve kazançlı çıkma ihtimali de yüksektir. Ortaya çıkan sorunun çözümü, güç gösterisinden ziyade diyalog ve müzakere ile yani diplomasi yoluyla bulunmalıdır.

 

 

 


[1]Jimmy Carter, “State of the Union Adress 1980”, January 23, 1980, www.jimmycarterlibrary.goc/documents/speeches/su80jec.phtml, Erişim: 11.03.2014

[2]Cumhuriyet, 06.01.1980, s. 3; 11.01.1980, s. 3.

[3]Milliyet, 04.01.1980, s. 14.

[4]The Spokesman-Review, 23.04.1980, s. 89.

[5]Zhores Medvedev, “Russia Learns to live without American Grain”, New Scientist, 8 January 1981, Vol. 89, No.1235, s. 59.

[6]Nicola Miller,  Soviet Relations with Latin America: 1959-1987, 1st Publishing, Cambridge University Press, Great Britain, 1989, s. 161,164.

[7]Soledad Gallego-Díaz, “Cifra "Record" en las Importaciones Cerealistas de la URSS a Pesar del Embargo Decidido por Estados Unidos” El Pais, 25 OCT 1980, http://elpais.com/diario/1980/10/25/internacional/341276404_850215.html, Erişim: 10.03.2014

[8]Nicola Miller,  a.g.e., s. 164.

[16]Carrie Lennard, “EU Members are Unlikely to Issue Serious Sanctions to Russia over Ukraine”, http://blog.euromonitor.com/2014/03/eu-members-are-unlikely-to-issue-serious-sanctions-to-russia-over-ukraine.html, Erişim: 10.03.2014

Dr. Kubilayhan Erman

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışmanı

 

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display