< < Türkiye-Suriye İlişkileri Üzerine


Türkiye-Suriye İlişkileri Üzerine

Yazan  09 Temmuz 2012
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Ortadoğu Masası Araştırmacı Sibel Kalemdaroğlu’nun Ermenistan Haber Ajansına verdiği röportaj...

- 22 haziranda Suriye tarafından Türk Hava Kuvvetleri'ne ait F-4 uçağının düşürmeden sonra Türkiye ve Suriye arasında savaş olur mu? Çünkü bu olaydan sonra Türkiye 30'a yakın askeri aracı Suriye sınırına doğru gönderdi ve sınır hattındaki karakollara yerleştirilen stinger füzelerinin namluları Suriye'ye çevrildi.

Suriye tarafından Türk RF-4E Phantom tipi keşif uçağının düşürülmesi iki ülke arasında Mart 2011'de başlayan halk ayaklanmaları ile birlikte bozulan ilişkileri daha da gerginleştirmiştir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Suriye'nin Türk savaş uçağını düşürmesinden sonra Şam yönetiminin artık Türkiye için tehdit haline geldiğini belirterek Suriye'yle ilgili askeri angajman kurallarının değiştirildiğini açıklamıştı. Buna göre "Suriye'den Türkiye sınırına yaklaşan her askeri unsur tehdit olarak değerlendirilecek." Bunun ardından gerekli askeri önlemler de alınmaya başlamıştır. Yeni askeri angajman kuralları çerçevesinde 30'a yakın askeri araç, Suriye sınırına doğru gitmiş, Şanlıurfa, Hatay ve Gaziantep'te sınıra yakın bölgelere tanklar ve füze bataryaları sevk edilmiş, sınır hattındaki Stinger füzelerin namluları Suriye'ye çevrilmiştir.

Türkiye'nin aldığı bu önlemler uluslar arası hava sahasında uçağı saldırıya uğrayan bir ülke için normal ve anlaşılırdır. Bundan sonra Suriye'nin benzer bir eylemi Türkiye tarafından meşru müdafaa hakkı çerçevesinde uluslar arası hukuka uygun bir şekilde karşılık bulacaktır ve bulmalıdır da. Ancak Suriye'nin bu krizi daha fazla tırmandıracağını öngörmüyorum. Bu nedenle Suriye'nin yeni bir saldırgan adımı olmadığı taktirde iki ülke arasında savaş çıkmayacaktır.

Zaten Suriye Devlet Başkanı Esad Cumhuriyet gazetesine yaptığı açıklamalarda da bu Türk uçağının düşürülmesinden dolayı yüzde yüz pişman olduğunu dile getirmiştir.

 

- Türkiye bu olayın ardından Suriye'den özür ve tazminat talep etmişti. Sizce Suriye bundan sonra ne yapacaktır?

Suriye'nin Türkiye'den özür dilemesi ve tazminat ödememesi halinde Suriye ile ilişkiler yoluna girmez. Esad yönetiminin Türkiye'den özür dilemesi ve tazminat ödemesini beklemiyorum. Ancak Esad sonrasında yeni gelecek olan yönetim ve bu yönetimin Türkiye ile ilişkilerini yoluna koyma iradesi bu konuda belirleyici olacaktır.

 

-Orta Doğuda Suriyenin çok önemli rolu var, Türkiye bu ülkede Esad rejimi devirmek istiyor mu? Bugün Türkiye-Suriye ilişkileri nasıl Rusya ve Iran ile Türkiye'nin nasıl ilişkilerini etkiler?

Batı Ortadoğu'da Suriye ve İran yönetimlerinin değişmesini, Lübnan'daki Hizbullah etkisinin kırılmasını istemektedir. Batının ve Suudi Arabistan gibi Şii azınlığa sahip bazı bölge ülkelerinin büyük korkusu İran'ın etkisindeki bir Şii Hilali'dir. Bu bağlamda Türkiyediğer bölge ülkeleri olan Suudi Arabistan, Katar ile birlikte Suriye karşıtı kampta yer almaktadır.

İran için Suriye en önemli stratejik müttefiklerden bir tanesidir. Irak Savaşının ardından ABD Sünni direnişinin etkisini dengelemek için Irak'ta Şii bir yönetimi desteklemişti. Fakat bu stratejik bir hata olmuştur. Maliki'nin İran'a olan yakınlığı ABD'nin bölge politikalarını tehdit etmektedir. Suriye'de de İran'a yakın olan Esad yönetiminin iktidardan uzaklaştırılması yine İran'ın çevrelenmesi ile ilgilidir.Batının Ortadoğu'da öngördüğü düzen serbest piyasa ekonomisini benimseyen, uluslararası enerji akışlarının istikrarını bozmayacak, açık ve batıya yakın rejimlerin yerleşmesidir. İran bu tanıma hiç uymamaktadır. Dolayısıyla da hedeftedir. Suriye de, Saddam Irak'ı da bu bağlamda değerlendirilmelidir. Batı ve özellikle ABD bu konuda kendisine yakın gördüğü ülkelerle işbirliği yapmaktadır. Suudi Arabistan da bu ülkelerden biridir ve özellikle mali desteği ile batının politikalarını desteklemektedir.

Türkiye Suriye konusunda Suriye karşıtı kampta, batı ile işbirliği içerisindedir. Türkiye Ortadoğu ülkeleri için İranla karşılaştırıldığında çok iyi bir örnektir. Bölgede etkili olması Batının çıkarlarınadır.

Türkiye'nin batı kampında yer almasının nedeni de yine Türkiye'nin kazanan tarafta olma isteği ile ilgilidir. Ortadoğu'da taşlar yerinden oynamıştır. Türkiye yeni düzendeyeni rejimlere yol gösterici olmayı istemektedir.

İran, Suriye'nin hedefte olmasının aslında kendisinin hedefte olması anlamına geldiğini bilmektedir. Bu nedenle ve özellikle de Malatya Kürecikte kurulan füze savunma sistemi nedeniyle Türkiye ile açıktan olmasa da bir çatışma içindedir.

Rusya ile Türkiye ilişkileri ise daha pragmatik bir zeminde ilerleyerek bozulmayacaktır. Mersin Akkuyu'da kurulacak olan nükleer santral ve Güney Akım gibi projeleri Rusya tehlikeye atmak istemeyecektir.

 

- Türkiye dış politika için Suriye krizi dönüm noktası mıdır? Yani Türkiye bu krizden ya başı eğik çıkılacak ve Türkiye son on yıllık 'Küresel güç' olma iddiasından vazgeçerek sınırları içinde pasif dış politika günlerine dönecek ya da Dışişleri Bakanınızın dediği gibi, Ortadoğu'da 'değişim dalgasını yönetecek' aktif güç olacak. Size göre bunlardan hangisi gerçekleşecektir?

AKP hükümeti Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından geliştirilen ve Komşularla Sıfır Sorun adı verilen bir dış politika anlayışı geliştirmiştir. Bu politika özellikle Ortadoğu ülkeleri ile olan ilişkilerin geliştirilmesine dayanmaktaydı. Ancak gelinen bu noktada bu politikanın çöktüğünü görüyoruz. Öyle ki, İran ile Malatya'ya kurulan füze savunma sistemi ilişkileri zedelemiş. Irak ile Maliki-Haşimi krizinde Türkiye'nin açık bir şekilde Maliki karşıtı bir tutum izlemesi Irak yönetiminin Türkiye'yi düşmanca tavırları nedeniyle suçlamasına neden olmuştur. İsyanların başlamasından önce Ortak Bakanlar Kurulu toplantıları yapılan Suriye ile gelinen durum da ortadadır.

Hükümetin özellikle Arap Baharı sürecine hazırlıksız yakalandığını görmekteyiz. Ancak ben hükümetin kısa sürede bu durumu lehine çevirmeye çalışarak Ortadoğu bölgesinde ve özellikle komşu ülkelerde isyanların ardından kurulacak olan yeni düzende etkili olmaya çalışacağına inanıyorum. AKP hükümetinin yaptığı hesap, bu yönetimlerin nasıl olsa değişeceği ve yeni hükümetler ile sıfır sorun politikasını tekrar tesis etmek olabilir. Bu pragmatik bir yaklaşımdır. Ortadoğu'da dengelerin değiştiği bir geçiş dönemindeyiz. Ortadoğu'da yerinden oynayan taşların tekrar yerleştiğinde Türkiye yine aktif bir rol arayışı içerisinde olacaktır. Ancak bu yine batı ile işbirliği içerisinde olacaktır.

 

- Suriye krizi Türkiye'nin Kafkasya politikasını nasıl etkiler?

Ortadoğu'daki Suriye krizi Kafkasya'ya sıçrama potansiyeline sahiptir. Çünkü İran-Azerbaycan arasında bir gerilim vardır. Bu nedenle Azerbaycan İran'ın en önemli stratejik müttefiki olan Suriye konusunda Türkiye'yi desteklemektedir. Bu bağlamda Azerbaycan Türkiye'nin Suriye politikasına olan desteğini ifade etmiş ve "Suriye krizinde Türkiye'nin tam arkasındayız" demiştir. Suriye karşısında Türkiye'nin arkasında olmak İran'ın da karşısında olmak anlamına gelmektedir. Azerbaycan-İran krizi Ermenistan-Azerbaycan krizini de tetikleme potansiyeline sahiptir. Ermenistan-Azerbaycan krizi bir bakıma İran'ın işine gelecektir. Çünkü İran kendisinin üzerindeki baskıyı azaltacak başka krizlerin çıkmasını da istemektedir.

 

http://1in.am/arm/regional_turkey_95425.html

Sibel Kalemdaroğlu

sibelkalemdaroglu@gmail.com

Uzmanlık Alanları

Ortadoğu, Ortadoğu siyasi tarihi, Körfez ülkeleri

Biyografi

Sibel Kalemdaroğlu 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nde Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi’nde Araştırmacı olarak görev yapmaktadır.

İlköğretimin Arı Koleji, orta ve lise eğitimini TED Ankara Koleji’nde tamamladıktan sonra 1998 senesinde Bilkent Üniversitesi’ndeki lisans eğitimine başlamıştır. Uluslararası İlişkiler alanında lisans diplomasını 2003 senesinde aldıktan sonra Marka ve Patent vekili olarak çalışan Kalemdaroğlu 2010 yılından bu yana düşünce kuruluşlarında çalışmaktadır. 2012 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden yüksek lisans diplomasını aldıktan sonra yine aynı sene içinde Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde doktora çalışmalarına başlamıştır.

2011 Haziran ayından bu yana 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’ndeki görevine başlamıştır. Kalemdaroğlu’nun bazı makaleleri 21. Yüzyıl internet sitesi ve Dergisi’nde yer almaktadır.

Yabancı Diller

İngilizce KPDS : 90

Almanca (Başlangıc seviyesi)

İtalyanca (Başlangıç seviyesi)

Arapça (Başlangıç Seviyesi)

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display