Türkiye’nin Halep Kuzeyinde PKK/PYD’yi Vurması ve ABD/Rusya/Suriye’nin Tepkileri

Yazan  21 Ekim 2016

TSK’nın Fırat Kalkanı harekatı kapsamında 19 Ekim 2016 akşam saatlerinde Halep kuzeyinde Mare yakındaki bölgede PKK/PYD’yi vurduğunu ve 200’e yakın teröristin öldürüldüğünün açıklamasından sonra ABD’nin ne tepki vereceği merak konusuydu. Ne de olsa Türkiye Suriye’nin kuzeyinde ABD’nin Türkiye’ye tercih ettiği müttefiğini yani PKK/PYD’yi vurmuştu.

İlk açıklama ABD Savunma Bakanından geldi. Carter, konuyla ilgili soruya önce “Birlikte yürüttüğümüz DEAŞ karşıtı çabalar çok güçlü, genel olarak ortaklığımız çok güçlü” dedi ve peşinden “bu haberler hakkında hala bilgileri topluyoruz, bu yüzden yorum yapamam ya da teyit edemem” dedi.

Sonraki açıklama ABD Dışişlerinin günlük basın brifinginde sözcü Kirby‘den geldi. Kirby konuyla ilgili soruya “koalisyon dışında koordinesiz hareket edilmemeli ve Türkiye ile SDG IŞİD’le mücadele etmeli” şeklinde cevap verdi. Carter’ın bu saate kadar net bilgiye ulaşamamış olması mümkün değil. Anlaşılan o ki ABD esas cevabını Savunma Bakanı Carter’ın Türkiye ziyaretinde verecek. Ama görünen o ki ABD Türkiye’nin PKK/PYD’yi vurmasını koalisyon dışı koordinesiz bir faaliyet olarak görüyor, yani IŞİD’e karşı mücadele eden iki ortağın birbirini vurması olarak değerlendiriyor ve kendisini Fırat Kalkanı harekatının bir ortağı olarak gördüğünden o bölgede yapılacak operasyonların bir koalisyon faaliyeti olduğunu koalisyonla  mutabakata varılarak yapılmasını istiyor. Carter’ın öncelikle bu bağlamda bir mesaj vermesini bekleyebiliriz.

Bunun yanında Carter’ın ayrıca, CB Erdoğan’ın önceki gün yaptığı açıklamasıyla yeniden gündeme gelen muhtemel Rakka operasyonunda işbirliği konusunu gündeme getirerek (ki bu ziyaretinin ana gündem maddelerinden biri de Rakka operasyonu olacaktır) Rakka’da işbirliği yapılabilmesi için bu tür koordinesiz hareketlerin tekrar edilmemesini istemesi ve ilave olarak büyük ihtimalle bu tür hareketlerin Türkiye’nin Musul operasyonuna dahil edilmesini de engelleyecektir demesini bekleyebiliriz. Yani ABD tarafından, Türkiye’nin PKK/PYD’yi vurmaması Türkiye’nin Musul ve Rakka operasyonları bağlamında istediği şeylerin karşılanmasında ön şart olarak öne sürülecektir.

Yukarıdaki satırları yazdıktan sonra haber sitelerine düşen bir haber ABD’nin yapabilecekleri olarak bahsettiğimiz muhtemel öngörüleri destekleyecek nitelikte. Suriye ordusu tarafından Türkiye’nin PKK/PYD hedeflerini vurmasıyla ilgili yapılan açıklamada “Suriye hava sahasını bir kez daha ihlal etmeye çalışacak Türk savaş uçaklarının icabına bakılacak ve tüm imkanlar kullanılarak düşürülecektir” ifadesi yer alıyor, operasyonda ölenlerin ise siviller olduğu belirtiliyordu.

Açıklamanın zamanlaması dikkat çekici. Ve Türkiye’nin PYD’yi vurmasından sonra gelmesi anlamlı. Suriye’nin şuanda hava sahasını koruyan Rusya’dan habersiz böyle bir açıklama yapabilmesi pek mümkün gözükmemektedir. Dolayısıyla Rusya Türkiye’nin PYD’yi vurması olayı üzerinden Türkiye’nin ABD’nin mi yoksa Rusya’nın mı yanında olacağını netleştirmesini, Türkiye’ye “ya Rusya ya ABD, tercihini yap” mesajı vermek istemiş olabilir. Çünkü yukarıda da ifade ettiğimiz gibi Musul operasyonu şuanda ilk sırada yer alsa da Rakka’ya yönelik olarak Türkiye’nin ABD ile ortak operasyona hazırlanacağının ifade edilmesi Suriye ve Rusya’yı rahatsız etmiş olabilir. Çünkü Rakka’yı kontrol edecek taraf Suriye’nin geleceği üzerinde söz sahibi olacaktır. Eğer ABD koalisyonu Rakka’ya önce girerse bu Suriye’nin bölünmesini hızlandıracak gelişmelere yol açacaktır.

Bütün bunların yanında Suriye’den gelen bu açıklama, sözde kalıp fiiliyata geçirilemese bile,  PKK/PYD’nin vurulması bağlamında yukarıda ifade ettiğimiz muhtemel mesajları vermeye hazırlanan ABD’nin elini de Türkiye’ye karşı güçlendirecektir. ABD muhtemelen Türkiye’den Rusya/Suriye ile yeniden mutabakata varıncaya kadar Türk uçaklarının Suriye hava sahasını kullanmamasını isteyebilecektir. Buna gerekçe olarak da sıcak çatışmaya dönüşebilecek ve Türk savaş uçaklarının düşürülmesiyle sonuçlanabilecek gelişmelerin bölgedeki krizi/savaşı daha da derinleştireceği, IŞİD’le mücadelenin aksayacağı gibi hususları gösterecektir.

Bunlardan sonra eğer Türkiye Suriye’nin açıklamasının ciddi olduğunu düşünüp hava operasyonlarını askıya alırsa bu durum Fırat Kalkanı harekatının güneye gelişmesini engelleyerek Türk hükümetince açıklanan 5.000 km karelik güvenli bölge oluşturulması hedefini de boşa çıkaracaktır. Bu da Afrin/Menbic’ten El Bab’a yönelecek PYD/YPG operasyonlarının dolayısıyla PKK/PYD koridorunun önünü açacaktır.

Bu gelişmeler Türkiye’yi yönetenlere şu hususu bir kez daha hatırlatmaktadır. Hem Irak hem de Suriye’de terör örgütleriyle mücadelede merkezi yönetimlerle işbirliği esas olmalı, her iki ülkede bölge bölge, şehir şehir değil ülkenin geneli üzerinde toprak bütünlüğünü sağlamaya yönelik tek bir çözüm planı çerçevesinde ortaklık tesis edilmelidir.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display