BREXIT ile sarsılan AB, Coronavirüs sonrasında "ITALEXIT" ile dağılmaya devam eder mi?

Yazan  30 Mart 2020

İlk olarak Aralık 2019 ayında Çin’in Wuhan Şehrinde ortaya çıkarak tüm dünyaya yayılan Coronovirüs salgını olarak da bilinen COVİD-19 hastalığı, BM Dünya Sağlık Örgütü (WHO)  tarafından 11 Mart 2020'de pandemi (salgın) olarak sınıflandırıldı.

Virüsün, Aralık ayında Çin'de ortaya çıkışından bu güne kadar (30 Mart 2020) dünya genelinde 700 binden fazla insan virüse yakalanmış 30 binden fazla kişi enfeksiyondan hayatını kaybetmiştir. Toplam olay sayısında sırasıyla en fazla ABD, İtalya ve Çin görülürken, hayatını kaybedenlerin sayısında en fazla İtalya başı çekmekte, bu ülkeyi İspanya ve Çin takip etmektedir.

Gelecek için bir öngörüde bulunmak gerekirse, geçmiş dönemde konvansiyonel ve nükleer savaşlara bağlı konvansiyonel ve nükleer güç üstünlüğü üzerine kurulu küresel kuvvet üstünlüğü dengesi,  korona virüsü salgını sonrasında biyolojik harp kapasitesinin üstünlüğüne dayanan doktor, tıbbi malzeme ve tıbbi aşı üretimine dayalı bilimsel üstünlüklerin ortaya çıkacağı bir dengeye dönüşebilir.

Uluslararası ilişkiler literatüründe, koronavirüs salgınının, küreselleşme sürecini sona erdiği ve yeni uluslararası düzende Çin'in küresel lider ülke konumuna yükselme olasılığının yüksek olduğunu ileri süren yayınlar artmaktadır.

Bu görüşlere kısmen de olsak katılmak mümkün olmakla beraber artık yenidünya düzeninde savaşların ve bu savaşlara yönelik kapasitenin de bu salgın sonrası sorgulanması gerekecektir.

ABD ile Çin arasında koronavirüs enfeksiyonlarının sayısı kontrolden çıktıkça, küresel liderlik meselesi, ABD ve Çin arasında karşılıklı suçlamalar ile kendini göstermeye başlamış, Trump Çin'i virüs konusunda “Çin virüsü” terimini kullanarak suçlamaya devam etmiştir. Pekin Yönetimi ise değişik yetkilileri aracılığı ile virusun Wuhan’a Dünya Ordular Olimpiyatları için gelen Amerikalı askerler tarafından getirildiğini ileri sürmüştür.

Virüsün nereden kaynaklandığına dair tartışmaları bir tarafa bırakacak olursak herkes tarafından yaygın olarak kabul edilen görüş, küçücük bir virüsün dünyayı değiştirdiği artık hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı, yeni bir dünya kurulacağı gibi görüşler ortaya çıkmaktadır. Hatta bu olağanüstü olayların toplumu ne kadar değiştirebileceği geçmişe bakıldığında, siyasi, ekonomik ve jeopolitik hususlar başta olmak üzere birçok alanda “coronavirüsten önce ve coronavirüsten sonraki zaman gibi büyük bir ayrım yapmak zorunda kalacağımız” dahi ifade edilmektedir.

BREXIT ile parçalanmaya başlayan AB ITALEXIT ve/veya SPALEXİT ile devam eder mi?

Korona salgınının orta uzun vadede ciddi jeopolitik sonuçları olacağı bilinmektedir. Ancak kısa vadede  ilk jeopolitik sonucun  Avrupa Birliği’nde  ortaya çıkacağı görülmektedir.  Tarihin en büyük ve başarılı ulusüstü yapısı olarak tanıtılan ve Soğuk Savaş sonrasında hızlı bir bütünleşme süreci içerisine giren Avrupa Birliği 2008 finansal krizi sonrasında İngiltere’nin birlikten ayrılması süreci olan Brexit ile ilk ağır darbeyi aldıktan sonra korona krizi sırasında üzerine kurulu olduğunu iddia ettiği bütün ilkelere adeta ihanet ederek kriz sonrasında yaşanacak yeni parçalanmalara gebe hale gelmiştir.  Korona salgınından ağır şekilde etkilenen İtalya ve İspanya AB üyesi ülkeler tarafından tamamen yalnız bırakılmışlardır. 

Aslında İtalya AB içindeki dayanışma eksikliğini zaten daha önceden de fark etmişti. Aslında geçmişe bakıldığında, İtalya ve İspanya’nın Yunanistan’da dâhil olmak üzere AB tarafından, yalnız bırakılmasında ilk olay olmadığı görülecektir. Özellikle İtalya ve Yunanistan çok yakın geçmişte AB topraklarına olan göç akınında yalnız bırakılmış, 2015 Yılındaki göçmen krizi sırasında, çoğu İtalya ve Yunanistan'da yaklaşık 1,7 milyon insan AB toprakları olarak bu ülkelere gelmiştir. Ancak 2017'de bazı AB üye ülkeleri birliğin dayanışma programı kapsamında bu göçmenleri kabul etmeyi reddetmiş, göç sorunu AB’nin sorunu olmaktan ziyade göçmenlerin ilk geldikleri güney kanadı ülkelerinin bir sorunu olarak görülmüştür.

Son yıllarda İtalya'nın Avrupa Birliği üyeliği konusu, İtalya’daki siyasi partiler tarafından düzenli olarak gündeme getirilmiştir. İtalya’nın AB’den ayrılma düşüncesi (ITALEXIT) aslında İngiltere’nin birlikten ayrılma sürecinde de gündeme gelmiş, ancak bu konuda yapılan anketler, İtalyanlar arasında konuyla ilgili bir referandum yapılması fikri, gümrük kontrolleri, sınır geçişlerinin kontrolü ve işsizlik gibi sebeplerle İtalyan medyasında veya kamusal yaşamda fazla kabul görmemiştir.[1]

Ancak son dönemde meydana gelen Coronavirüs salgınında İtalya’nın bugün düştüğü duruma sadece başlangıçta sadece Çin, Rusya, Küba ve Vietnam yardım elini uzatmıştır. Peki ya Avrupa Birliği ne yaptı? diye sorulduğunda; birlik bunun için Çin ile karşılaştırıldığında, İtalya'nın Avrupalı komşularının desteğinin beklenenin çok altında kaldığı açıktır. Bahse konu bu hastalık şu anda ölüm vakaları dikkate alındığında en fazla iki AB üyesi İtalya ve İspanya’yı etkilemiştir. COVID-19 hastalığı İtalya'da hızla yayılmaya başladığında, İtalya Acil Müdahale Koordinasyon Merkezi aracılığıyla yardım talebinde bulundu. İtalya'nın AB'ye daimi temsilcisi Maurizio Massari buna karşın, “Tıbbi malzeme temini istedik ve Avrupa Komisyonu temyizi üye ülkelere iletti, ama işe yaramadı” şeklinde açıklama yapmıştır. İtalya Başbakanı Giuseppe Conte’de, Avrupa Birliği’nden İtalya’nın pandeminin ekonomik etkisini azaltmak için 500 Milyar Euroluk AB Acil Kriz Fonundan yararlanmasını istemiş[2] ancak İtalya’nın bu talebine de AB tarafından karşılık verilmemiş, AB ülkeleri yardımlaşmak bir yana kapılarını kapatarak İtalya’yı yalnız bırakmışlardır.

İtalya'dan sonra AB içinde coronavirüsten en çok etkilenen ülke İspanya olmuştur. Ölü sayısı ile Çin'i bile geçen İspanya coronavirüsü kontrol altına almakta zorlanıyor. Aynı İtalya gibi birlikte gerekli desteği alamayan İspanya’da, coronavirüs (Covid-19) salgınıyla mücadelede kullanmak üzere NATO'ya bağlı Avrupa-Atlantik Afet Yanıt Koordinasyon Merkezi'nden (EADRCC) sağlık malzemesi yardımı talep etmiştir.[3]

AB ülkeleri şimdiye kadar İtalya'nın koronavirüsle savaşma yardımını yeterli seviyede karşılamamış, ulusal hükümetler kendi vatandaşlarına, görevlilerine ve diplomatlarına yardım etmek için yüz maskeleri ve diğer tıbbi malzemeleri stoklamak zorunda kalabileceklerinden endişe ettiklerini ifade etmişlerdir. Bu gün itibarıyla dokuz binden fazla bir ölüm olayı görülen ve ciddi personel sıkıntısı altında çalışan sağlık personeli ihtiyacı bulunan İtalya ve İspanya açısından trajik bir durum ortaya çıkarmıştır.

Avrupa Parlamentosu Sosyal Demokratlar Grubu üyesi  Elisabetta Gualmini de yaptığı açıklamada, "Pandemi’nin başlangıcında AB'nin geç kalan ve yavaş tepkisi bizi oldukça hayal kırıklığına uğrattı” demektedir.

Avrupa liderleri, coronavirüs konusunda borçlanmaya yönelik ekonomik bir tepki vermekte bile anlaşamamışlardır.  Bu konuda Fransa, İspanya ve diğer yedi avro bölgesi tarafından desteklenen İtalya, üye devletleri durgunluktan kurtarmak ve sağlık harcamalarını artırmak için AB destekli bir borç  tahvili olan “Avrupa tahvil bonosu” veya “koronabondlar” istemiştir. Ancak ortak borç fikri, birkaç yıl önce avro bölgesi krizi sırasında benzer “eurobond” kavramından kaçınan Almanya, Avusturya ve Hollanda’nı karşı çıkması nedeniyle halen gerçekleşmemiştir.

Hatta AB Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı da yaptığı açıklamada, AB'nin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) krizinin başlangıcında üye ülkelerin tek taraflı davranmasından dolayı "boşlukta" kaldığını, kabul ederek bundan sonraki süreç içinde birliğin bu krizde kendini yeniden keşfetme şansı olduğunu söylemekte, birliğin bu konuda yara aldığını kabul etmektedir.[4]

Bu durumun, AB’nin kurucu anlaşması sayılan Avrupa Birliği Anlaşmasının başlangıç hükümleri arasında yer alan “Tarih, kültür ve geleneklerine saygı çerçevesinde halkları arasındaki dayanışmayı güçlendirmeyi ARZU EDEREK” maddesinin sorgulanmasına yol açacağı düşünülmektedir.

AB ülkelerinin başta İtalya olmak üzere birliğin diğer ülkeleri ile utanç verici dayanışması daha büyük bir soruna işaret etmektedir. Görünen şu ki AB Anlaşması ile kâğıt üzerinde çok iyi ifadelerle anlaşılan birliktelik ve yardım, gerçek durumda bir dayanışma olarak görülmemektedir. Hatta İtalya ve İspanya başta olmak üzere AB ülkelerinde, insanların birliğe duyulan öfke ve tepkileri, AB bayraklarını yakma noktasına kadar gelmiştir.

Bu konuda Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuciç gazetecilere verdiği mülakatta, Çin Cumhurbaşkanı “Xi Jinping'e tıbbi yardım isteyen bir mektup gönderdiğini[5]” belirterek, “bize yardımcı olabilecek tek ülke Çin'dir. Diğerleri için hiçbir şey” demektedir. Yardım istegi konusunda, Xi Jimping tarafından da Sırbistan'ın virüse karşı mücadelesini sağlam bir şekilde destekleyen Çin’in, Sırbistan'a koruyucu maske ve tıbbi ekipman yardımı sağlayacağı ve Çin'den gerekli malzemelerin satın alınmasını kolaylaştıracağı ifade edilmiş, Sırbistan'a daha etkili bir koruma sağlamak ve insanların sağlığını ve esenliğini korumak için tıbbi bir uzman ekibi göndereceği açıklanmıştır.

Bu noktada şunu da ifade etmek gerekir ki şu anda için erken sayılsa bile Çin bu virüs salgını sonrasında başta İtalya olmak üzere birçok ülkeye yardım yaparak, dünyadaki virüs salgını sonrasında küresel liderlik için ekonomik ve ticari açıdan bir rüzgâr yakalamış görünüyor. Geleceğin savaşlarının nükleer ve konvansiyonel olamayacağından bahisle biyolojik savaş ve bu savaşa karşı koyma kapasitesinin güçlendirilmesi geleceğin üstünlük alanları olarak ortaya çıkacağı görülüyor.

Son olarak Rusya tarafından İtalya’ya yapılan yardım kapsamında, Rusya tarafından İtalya’ya gönderilen askeri uzmanlar, Bergamo kentine ulaşmış ve İtalyan uzmanlarla birlikte koronavirüs (Covid-19) ile mücadele kapsamında İtalyan-Rus Koronavirüsle Mücadele Merkezi kurulması için çalışmalara başlamışlardır.[6] Çin gibi Rusya’nın da İtalya üzerinde virüs üzerinden etki kurmaya çalıştığı görülmektedir.

Bu durum AB açısından parçalanma sürecini başlatacak olan birliğin dağılma sürecine gireceğine işaret etmektedir. Bu konuda Avrupa Birliğinin, mülteci krizi ve 2008'in finansal çöküşü ve Brexit'ten kurtulmuş olabileceğini, ancak coronavirüs salgınının yarattığı güven kaybına dayalı olumsuz etkiden kurtulmasının kolay olmayacağı gerçeğidir.

Coronavirüs salgınının, AB üzerinde yıkıcı küresel sağlık problemlerinin ötesinde, ekonomik gerilemeye neden olacağı açıktır. Bu durum ekonomik krizin birleşik etkisi ile AB üzerinde olduğu gibi dünya çapında jeopolitik ve siyasi olarak köklü bir değişime yol açabileceği,

Virüs salgını nedeniyle, sadece İtalya’da binlerce insanın hayatını yitirdiği bir ortamda, AB kurumlarının yardım etmediği hissi ve yukarıda açıklanan popüler endişeler bir araya gelerek AB’den ayrılma yolunda birçok ülke üzerinde güçlü bir çekim alanı oluşturabileceği,

Bu krizin aşılmasından sonra başta İtalya halkı olmak üzere, birçok AB üyesi ülke tarafından geçmişte yaşanan tecrübelerden alınan dersler dikkate alınarak, AB Üyeliğinin sorgulanmaya başlanacağı, İtalya başta olmak üzere (ITEXIT) ve İspanya (SPAEXIT) gibi birçok AB üyesi ülke için AB ayrılık sürecinin başlayacağı değerlendirilmektedir.

Son olarak Türkiye Cumhuriyeti olarak biz bu durumda ne yapmalıyız? sorusuna cevap olarak, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ayarlarına dönerek, Atatürk İlke ve inkılaplarının rehberliğinde, olayları takip eden değil, yönlendiren bir anlayış ile farklı gelecek senaryolarının şimdiden belirlenmesi, senaryolar içindeki en iyi stratejilerin uygulanması gerekiyor.              

               

               

 

[1] https://www.thelocal.it/20191206/most-italians-want-to-be-part-of-the-european-union-poll-finds, Erişim Tarihi:26.03.2020

[2] https://www.cnbc.com/2020/03/20/italy-conte-calls-for-eu-crisis-fund-as-coronavirus-death-toll-rises.html , Erişim tarihi:26.03.2020

[3] https://www.nato.int/cps/en/natohq/topics_117757.htm https://www.nato.int/cps/en/natohq/topics_117757.htm, Erişim Tarihi:27.03.2020

[4] https://www.haberturk.com/ab-den-koronavirus-ozelestirisi-2627996, Erişim Tarihi: 28.03.2020

[5] https://www.fmprc.gov.cn/mfa_eng/zxxx_662805/t1759393.shtml, Erişim Tarihi:26.03.2020

[6] https://www.hurriyet.com.tr/dunya/rus-ordusu-italyada-bergamoda-kurulmaya-baslandi-41480175, Erişim Tarihi:28.03.2020

Mehmet Zeki Bodur

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Enstitü Başkanı

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display