Tacikistan Tercih Yapmada Zorlanıyor

Yazan  01 Şubat 2010
Jeopolitik, tarih boyunca hem evrensel hem de bölgesel güç oluşturma bakımından son derece önemli bir etkendir. Doğal olarak önemli olaylar bu jeopolitik mücadelede belirleyici rol oynamıştır.

Soğuk Savaş sonrasında, Orta Avrupa'dan Orta Asya içlerine kadar olan geniş coğrafyada irili ufaklı yirmiye yakın bağımsız devlet ve birçok özerk bölge ortaya çıkmıştır.

Bu devletlerden biri de Tacikistan'dır. Sınırları diğer komşu ülkeler gibi daha önceki Sovyet yönetimi tarafından belirlenmiştir. Orta Asya'nın can damarı Fergana Vadisi'nin bir kısmı Tacikistan topraklarında kalmaktadır. Çin, Afganistan, Özbekistan ve Kırgızistan ile komşudur. Pakistan, Hindistan ve İran ile sınırı olmamasına rağmen Tacikistan bu devletlerin etkisini hissetmektedir.

Orta Asya şüphesiz sahip olduğu enerji kaynakları nedeniyle bütün dünya devletlerinin ilgisini çekmektedir. Enerji kaynakları ne kadar önemli olursa olsun bölgenin jeostratejik önemini etkileyen yegâne faktör olmaktan uzaktır. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından itibaren burada ekonomik ve siyasi nufüs uğruna mücadele devam etmektedir.

Tacikistan bulunduğu konumdan dolayı özellikle Afganistan'a açılan Orta Asya Devletlerinden biri olduğu için Rusya, Çin, ABD ve Avrupa arasında güç bir denge kurmaya çalışıyor. Her ne kadar denge kurmaya çalışsalar da Orta Asya Cumhuriyetleri'nin yaşadıkları en önemli problemlerden bir tanesi Rus sömürüsünden kurtulup batı sömürgesi durumuna düşmeleridir. Buna rağmen ABD'nin bu durumu çok tatmin edici bulduğunu söylemek mümkün değil.

Amerika'nın sesi radyosu Orta Asya ile ABD arasında kurulması istenen ortaklığın aksine Çin'e yaklaştığını söylüyor. Çin ekonomik olarak Sovyetler Birliği'nin dağılmasından memnun. Daha önce giremediği geniş bir pazara sahip oldu. Ancak siyasi olarak rahatsız. Doğu Türkistan'daki Uygurların diğer Orta Asya ülkelerindeki soydaşları ile ilişkiye geçebileceğinden ve onlargibi bağımsızlık isteyeceğinden endişe duyuyor. Çin yine de Orta Asya Cumhuriyetleri ile özellikle ticari alanda iyi ilişkiler kurmaya özen gösteriyor. Çin ile Tacikistan ortak kurdukları Zarafşonşirketi aracılığıyla bu ülkede altın çıkarmaktadır. Sovyetler Birliği döneminde Tacikistan'da 3 ton altın üretiliyordu. Çin 2010 yılı hedefini 2 ton olarak açıkladı. Geçtiğimiz yıl 1 ton 670 kğ altın üretildi.

Tacikistan Orta Asya'daki Türk Cumhuriyetlerinden biri olan Kazakistan ile de iyi ilişkilere özellikle de ticari ilişkilere çok önem veriyor. İlişkilerini çeşitlendiriyor. İlişkilerini çeşitlendirse de diğer iki Türk Cumhuriyeti Kırgızistan ve Özbekistan ile Tacikistan arasında Fergana Vadisi yüzünden sınır sorunları vardır. Bu bölge coğrafi yapısından öte Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov'u ve rejimini yıkmaya yönelik "Özbekistan İslami Hareketi" gibi radikal İslami terör gruplarını barındırmasından dolayı rahatsızlığa neden olmaktadır. Söz konusu terörist gruplar Tacikistan'a ait Fergana Vadisin'de konuşlanmışlar ve Özbekistan'a bu bölgeden girerek şiddet eylemlerinde bulunmuşlardır. Bunun üzerine Kerimov, Tacikistan yönetimini terör örgütlerini desteklememe kapsamında kararlı hareket etmeleri için uyarmış ve suçlamıştır. Hatta Pamir dağlarını bombalamıştır. 11 Eylül 2001 olaylarının ardından ABD'nin Afganistan harekâtı sonucunda terör örgütü mensuplarının öldürülmesi ve dağıtılması ile iki ülke arasındaki ilişkiler iyiye doğru gitmeye başlamıştır.

Sovyetler Birliği 1979 yılında Afganistan'ı işgal ederek tüm dünya kamuoyunun tepkisini çekmişti. ABD ve İslam ülkeleri başta olmak üzere, anti Sovyet ülkeler Afganistan'daki direnişçileri Sovyetlere karşı desteklemeye başlamıştı. Mihail Gorbaçov Sovyet liderliğine geldikten sonra 1985'de Afganistan'dan çekileceklerini açıklamış ve 1989'da 10 yıllık Sovyet işgali sona ermişti.

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra bağımsızlığını ilan eden Tacikistan'daki liderlik için bir mücadele başlamıştır.Tacikistan parlamentosu İmamaliRahmanov'u devlet başkanlığına seçti.Ülke de durum sakinleşse de Afganistan'a yakın güney bölgelerinde silahlı çatışmalar başladı.Sovyetlerden boşalan bölgeye yerleşmek isteyen bölge dışı güçler eski komünist yönetime karşı oluşan siyasi oluşumları desteklemek suretiyle bölgeye nüfus etmek istediler. Özellikle radikal İslamcı eğilimler, iç savaş, Pakistan, İran, Suudi Arabistan hatta Afganistan gibi devletlerin bazı gruplara destek vermesi Tacikistan'ı Rusya'ya yaklaştırdı. İç savaşı da Rusya'nın desteği ile bastırdığı için, Rusya'da bu ülkeyi kontrol altında tutmak istediği için bir enstrüman olarak kullanıyor. Tacikistan'da hala 20 bin Rus askeri bulunuyor. Rusya her ne kadar ABD'nin Afganistan'a yönelik operasyonuna başlangıçta destek vermiş olsa da; kendi "arka bahçesi" olarak kabul ettiği Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin ABD'ye yanaşmasından duyduğu rahatsızlığı her fırsatta dile getiriyor. Bağımsızlık sonrası Tacikistan'da yaşanan askeri ve siyasi olaylar ister istemez Rusya'ya yaklaşmasına sebep olmuştur. Tacikistan'da yaşayan etnik grupların özellikle Özbeklerin ileride nasıl hareket edebileceklerini tahmin etmek zordur. Afganistan'da üretilen uyuşturucu maddenin Tacikistan üzerinden Rusya'ya ticaretinin yapılması ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bütün bunlardan dolayı Tacikistan Rusya'ya yaklaşmak zorundadır. Fakat çok ilginçtir Tacikistan Farsçanın yanı sıra resmi dil kabul ettiği Rusçanın resmi dil olmaktan çıkarıldığını açıkladı. Ekonomik olarak zor durumda olan Tacikistan son dönemde Rusya'dan beklediği desteği göremediği için yüzünü ABD'ye çevirebilir. Çin ile ilişkileri iyi olmasına rağmen Pekin Özbekistan'dan çekindiği için Tacikistan'ı ekonomik olarak rahatlatacak projelere destek vermek istemiyor. Tacikistan içinde bulunduğu ağır ekonomik şartlar nedeniyle tercih yapmakta zorlanacağa benziyor.

_________________________________________________

[*] 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Türk Dünyası Araştırmaları Bölümü Bilimsel Danışmanı.

Doç. Dr. Meşküre Yılmaz

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışmanı

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display