İran Krizi PKK’nın İştahını Kabartıyor


İran Krizi PKK’nın İştahını Kabartıyor

Yazan  04 Ocak 2018

 

İran’da Protesto Gösterileri

İran İslam Cumhuriyetinde, 2017 yılının son günlerinde ekonomik sıkıntıları neden olarak gösteren toplumsal eylemler, protesto yürüyüşleri baş gösterdi. 2009 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından, seçimlerde usulsüzlük iddiası nedeniyle yaklaşık sekiz ay süre ile yaşanan protesto gösterileri bu kez, yüksek enflasyona tepki ve yumurta fiyatlarının bir haftada iki katına çıkması sebebiyle ülkenin kuzeydoğusundaki Meşhed kentinde başladı. Ekonomik sıkıntıların halkı sokağa taşımasının ardından yaşanan toplumsal eylemler kısa bir süre içerisinde ülkenin neredeyse tamamına yayılarak, rejim karşıtı gösterilere dönüştü.     

Uzun yıllardır uygulanan yaptırımlar nedeniyle ekonomik sıkıntılar yaşadığı bilinen İran’da, işsizliğin bu yılın resmi rakamlarına göre yüzde 12,4’e çıktığı, gösterilerde İran’ın iç politika yerine dış politikaya ağırlık vermesi ve Irak, Yemen, Suriye’de askeri harekâta katılmasının getirdiği mali yüklerin de eleştirildiği [i] ifade ediliyor.

Protestoların üçüncü gününde sosyal medya üzerinden konuyu değerlendiren ABD Başkanı Donald J. Trump mesajında; “Rejimin yolsuzluklarından ve ülkenin varlığını yurt dışında terörizme harcamasından bıkmış olan İran vatandaşlarının barışçıl protestolarıyla ilgili bilgiler geliyor. İran yönetimi, kendini ifade hakkı da dahil kendi halkının haklarına saygı göstermelidir. Dünya bu süreci izliyor.” ifadelerini kullandı.[ii] Yeni yılın başlangıcında ise Trump; “İran, Obama yönetimi ile yaptığı berbat anlaşmaya rağmen her düzeyde başarısız oluyor. Büyük İran halkı çok uzun yıllar boyunca baskı altında tutuldu. Gıda ve özgürlüğe açlar. İnsan haklarıyla birlikte İran’ın zenginlikleri de yağmalanıyor. DEĞİŞİM ZAMANI!” mesajını yayımladı.[iii] İran’daki protestolara ilişkin ardı ardına açıklamalar yapan ABD Başkanı Trump 3 Ocak 2018 tarihinde; “Çürümüş İran hükümetini ele geçirmeye çalışan İran halkına saygı duyuyorum. Uygun zamanı geldiğinde ABD’den büyük destek göreceksiniz.” diyerek zamanı geldiğinde yaşanan olaylara ABD’nin müdahil olabileceğini, İran rejiminin değiştirilmesi gerektiğini ve protestoları desteklediğini ima etti.

Protestoların altıncı gününde konuşan İran dini lideri Hamaney ülke ismi vermeden; “Son günlerde İran’ın düşmanları para, silah, siyaset ve istihbarat gibi değişik araçları kullanarak İslam Cumhuriyetini karıştırmaya çalışıyor” dedi.[iv] İran Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Şamhani; doğrudan ABD, İsrail ve Suudi Arabistan’ı hedef aldı.[v] İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise parlamentoda yaptığı konuşmada; günlerdir ülkede protesto gösterilerine neden olan işsizlik, enflasyon sorunlarının çözümüne yönelik çabaları yoğunlaştırma sözü verdi.[vi] Söz konusu olaylara dair Rusya Dışişlerinden yapılan yazılı açıklamada, olayların İran’ın iç meselesi olduğu vurgulandı. Açıklamada; “İran’da ki durumu istikrarsızlaştırabilecek dış müdahaleler kabul edilemez.” ifadesine yer verildi.[vii]

İsrail Başbakanı Netanyahu, İran halkına hitaben yaptığı konuşmada; “Bugün İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin, İsrail’in, İran’daki gösterilerin arkasında olduğu yönündeki açıklamalarını duydum. Bu sadece bir yalan değil aynı zamanda gülünç de." ifadesini kullandı. Netanyahu ayrıca, “İran rejimi düştüğünde İranlılar ile İsrailliler samimi dostlar olacaklardır. İran halkının özgürlük yolundaki bu mücadelesinde başarılı olmasını temenni ediyorum.” şeklindeki ifadesi[viii] ile şimdiye dek yaklaşık 20 kişinin hayatını kaybettiği İran’daki protestolara destek verdi.

Dışişleri Bakanlığımızca yapılan açıklama ile de; “Türkiye, dost ve kardeş İran’ın toplumsal huzur ve istikrarının korunmasına büyük önem atfetmektedir. Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Ruhani’nin halkın barışçıl gösteri yapmaya hakkı olduğu, ancak kanunların çiğnenmemesi ve kamu malına zarar verilmemesi gerektiği yolundaki açıklaması dikkate alınarak şiddetten kaçınılması ve provokasyonlara kapılınmaması lazım geldiğine inanıyoruz.” denilerek[ix] İran’daki olaylara ilişkin Türkiye’nin endişelerine vurgu yapıldı.

 

PKK Terör Örgütünden İran’da Yaşanan Olaylara İlişkin Açıklamalar

İran’da ekonomik nedenlerle başlayan ve kısa bir süre içerisinde ülkenin hemen hemen geneline yayılan protestolar PKK terör örgütünün iştahını kabartmış gibi görünüyor. İran’da yaşanan gelişmelere paralel olarak kamuoyu konuyla ilgili devletlerin yaptığı açıklamalara kulak kesilirken, bölgedeki karışıklıklardan nemalanmasını iyi bilen PKK terör örgütünün, İran’daki olaylara yönelik tutumu ve ifadelerini de gözden kaçırmamak gerekiyor.

PKK terör örgütünün İran kolu Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (PJAK) tarafından 2014 yılında kurulan ve amacının “İran’la siyasi diyalog kurmak” olduğu belirtilen Doğu Özgürlük Örgütü (KODAR)[x], olayların baş göstermesinden iki gün sonra bir açıklama yaptı. Açıklamada; “İran kentlerinde ayağa kalkan halklar birleşik, bütünlüklü, ortak değer ve talepler etrafında kenetlenerek, İran tarihine has çok renkli, çok yönlülüğüne denk bir şekilde eylemlerini İran’ın tüm kentlerine taşıyarak bir devrime götürmesi gerekir.” deniliyor[xi]. Protesto gösterileri örgüt jargonuyla “serhildan” olarak ifade edilirken, protestolara etnik kimlik ayrımı yapılmaksızın tüm İran halkının katılması, gösterilerin tüm ülkeye yayılması ve bu gösterilerin bir “devrime” dönüşmesi çağrısı yapılıyor.

KODAR’la birlikte aynı gün başka bir açıklama yapan PKK/PJAK terör örgütü; benzer ifadelerle “İran’da köklü bir değişim için yapılacak eylemlerin meşru olduğunu,  İranlıların ortak mücadele etmesi gerektiğini, protestoların temel nedeninin ekonomik değil siyasi olduğunu, başta Kürtler olmak üzere tüm İranlıları “özgürlük için” verilen mücadeleye çağırdığını” söylüyor.

Benzer bir açıklamada sözde “Kürdistan Ulusal Kongresinden” (KNK) geliyor. KNK açıklamasında; “İran halkının rejime karşı sesini çıkardığı, kara çarşafla özgürlüğü elinden alınan kadınların, öğrencilerin, işçilerin, emekçilerin kendilerinden çalınan yaşamı geri istedikleri, kısaca İran halkının özgürlüğünü istediği,“serhildan” ile İran’da büyük bir değişim yaratılabileceği” belirterek ABD Başkanının “Değişim Zamanı” açıklamalarını destekliyor.

 

PKK’nın İran Kolu: PJAK

KCK’nın bir parçası olarak, PKK terör örgütü tarafından 2003 yılında İran’da kurulan PJAK terör örgütünün, İran’ın Türkiye ve Irak sınırında terör eylemleri düzenlemeyi hedeflediği, 2011 yılı Ağustosunda İran silahlı kuvvetleriyle yaşanan çatışmalarda aldığı ağır kayıplar nedeniyle silah bırakma noktasına geldiği, bu tarihten itibaren İran-Irak sınır hattına çekilerek varlığını sürdürmeye çalıştığı biliniyor.

PJAK terör örgütü; İran Kürtlerinin aralarındaki anlaşmazlıklar, mezhepsel farklılıklar, Kürt aşiretlerinin birbirlerinden kopuk olması, İran’da uzun yıllara dayalı köklü siyasi oluşumların varlığı, İran’ın PKK’ya yönelik yeri geldiğinde cezalandırıcı sert yaklaşımları nedeniyle siyasi alanda kendisine taban oluşturamamış, terör eylemlerini İran’da yaygınlaştıramamıştır.

İran Kürtlerinin KOMELE ve İran Kürdistan Demokrat Partisi (KDP-İ) gibi oluşumları, PJAK’ın faaliyetlerinin Kürtlere zarar verdiğini ve İran rejiminin bu çatışmaları bahane ederek Kürt bölgelerini askeri bölgeye çevirdiğini iddia etmektedir. Ayrıca İran Türkleri de, PJAK’ın İran rejimi ve PKK’nın ortak mahsulü olduğunu düşünmekte ve PJAK terör örgütünün amacının Türkiye-İran sınırında bir Kürt bölgesi oluşturarak, bir Kürt-Türk savaşı çıkarmak olduğunu düşünmektedir.[xii]

İran’da halk tabanında kendisine büyük bir yer edinemeyen PKK/PJAK terör örgütü, bu bölgede az sayıda terör örgütü mensubu bırakarak varlık göstermeye gayret etmiş, çoğunlukla terör eylemi düzenleyememiş, 2017’de İran sınır muhafızlarına karşı yaşandığı gibi küçük vur-kaç eylemleri ile sesini duyurmaya çalışmıştır.[xiii]

 

İran’da PKK’ya Vekâlet Veren Olur mu?

İran’da meydana gelen gelişmelerin hemen ardından yaşanan olayları fırsata çevirmek isteyen PKK/PJAK’ın yaptığı açıklamaların, İran kamuoyunda hatta İran’lı Kürtlerde büyük bir etki yaratmayacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Ancak burada asıl tehlikeyi yaratan durum, İran’da yaşanan protestoların seyrine göre PKK terör örgütünün bir taşeron olarak kullanılıp kullanılmayacağı sorusunda yatmaktadır. İran’ı iç karışıklıklar sayesinde kaosa sürüklemek isteyen, kaosun artarak şiddete dönüşmesini amaçlayanlar tarafından PKK/PJAK’a vekâlet verilebileceği her zaman için göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca İran’ın kaosa sürüklenmesi durumunda, PKK terör örgütünün Irak kuzeyindeki otorite boşluğunu istismar etmesine, Barzani’nin bağımsızlık referandumu girişiminde kaynaklanan istikrarsızlık nedeniyle bölgede söz sahibi olma yönünde adımlar atmasına da neden olabileceği unutulmamalıdır.

Hâlihazırdaki konumu ve şu andaki terör örgütü mensubu sayısı açısından PKK/PJAK’ın İran’a yönelik bir hamlesini beklemek de gerçekçi olmayacaktır. Peki ya PKK İran’a yönelik olası bir vekâlet alması durumunda “kendisine verilen görevleri” hangi güç ile yerine getirecek? Irak kuzeyinde yaklaşık 3.000 kişilik teröristi barındıran PKK terör örgütü, bu vekaletin gereğini Irak kuzeyindeki terör örgütü mensuplarının bir kısmını İran’a yani PJAK’a kaydırarak yerine getirebilir mi? Bölgede IŞİD terörü minimum seviyeye indiğine ve uzun süredir operasyon da yapılmadığına göre, Suriye kuzeyinde ABD desteği ile büyüyen ve sayıları kimilerine göre 30.000, kimilerine göre daha da fazla olan PKK/PYD terör örgütü mensupları; kendilerine vekâlet verilmesi halinde İran’a karşı kullanılır mı?

 

Sonuç

İran’ın, Suriye’de ABD’nin karşısında yer alması, İran’a yönelik Suud tehdidi, İsrail’in bölge ülkelerine ve özellikle İran’a karşı tutumu, İran’da protestoların başlamasının ardından yapılan resmi açıklamalar İran’da meydana gelen protestoların kimler tarafından desteklendiğini, bu olayların hangi yöne doğru gidebileceğini ya da “yumurta enflasyonu” nedeni ile yaşanan olaylar bastırılsa bile orta ve uzun vadede İran’da meydana gelmesi muhtemel gelişmeleri gözler önüne seriyor. Rusya’nın da desteğiyle Suriye Yemen, Lübnan ve Irak’ta askeri varlığını ve yeteneklerini artıran İran’ın kendi içişleriyle meşgul edilerek bölgedeki yayılmasının önüne geçilmek istenildiği açıkça görülmektedir.

Üzerinden yaklaşık bir hafta geçmesine rağmen devam eden olayların seyrinin ne yönde olacağını kestirmek şimdilik pek de mümkün görünmüyor. Bazı kamu binalarının ve askeri birliklerin göstericiler tarafından ele geçirilmesine çalışıldığı yönündeki haberler olayların protestodan daha çok bir ayaklanmaya evrildiği izlenimi verse de, bunun bir ayaklanma olduğunu ve İran rejimini yıkıma götürebilecek bir etki yaratacağı da şimdilik söylenemez.

Ancak kısa vadede İran rejimi halkı tatmin edecek demokratik adımlar atmadığı ve halkın refahı için yeni tedbirler geliştirmediği sürece başka bir sebeple ülkenin karışabileceğini, halkın hassasiyetlerinin istihbarat servislerince kullanılabileceğini, İran’ın yaşanan test niteliğindeki olaylardan ders çıkarmadığı takdirde kısa sürede kaynayan kazana dönebileceğini öngörmekte mümkün.

Sonuç olarak varılmak istenilen nokta İran’ın haklılığı ya da haksızlığını savunmak, ekonomik sıkıntılar çeken İran halkının taleplerini “demokratik” yollardan dile getirmesini eleştirmek değildir. Bölgede dizayn edilmeye çalışılan yeni düzen içerisinde terör örgütlerine verilen vekâletler ve bunun neticesinde PKK/PJAK gibi terör örgütlerinin Suriye’deki gibi sahneye sürülebileceğine dikkat çekmektir.

Suriye’de yaşanan gelişmeler neticesinde bir anda en güvenilir kara gücü haline getirilerek silahlandırılan ve eğitilen PKK/PYD terör örgütü gibi PJAK’ın da İran meselesinde bir manivela olarak kullanılmak istenebileceği, bu vasıtayla Türkiye’nin doğu ve güneyinin “meşrulaştırılmış ve vekâlet verilmiş” terör örgütleri tarafından tamamen kuşatılabileceği, PKK/PJAK’ın yaptığı açıklamalardan iştahının kabardığı ve İran’a yönelik bir hazırlık içinde olabileceği, Suriye’de yaşanan olaylardan en çok etkilenen Türkiye’nin İran’da yaşanabilecek bir karışıklık nedeniyle büyük zararlar görebileceği gerçeğini gözler önüne sermektir.

 

 

 


[i]http://www.hurriyet.com.tr/iranda-neler-oluyor-iste-cevabi-40695480

[ii]https://twitter.com/realDonaldTrump/status/946949708915924994

[iii]http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-42541951

[iv]https://www.cnnturk.com/son-dakika-irandaki-olaylarla-ilgili-hamaneyden-ilk-aciklama

[v]http://www.haberturk.com/irandaki-protestolarin-6nci-gununde-siddet-tirmaniyor-1780416

[vi]http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/896762/12_kisinin_oldugu_eylemlere_iliskin_Ruhani_den_aciklama.html

[vii]http://medyascope.tv/2018/01/02/hamaney-irandaki-olaylari-yorumladi-yabanci-dusmanlarimizin-isi/

[viii] https://www.takvim.com.tr/dunya/2018/01/02/iranda-bilanco-agirlasiyor

[ix]http://www.mfa.gov.tr/no_-1_-iranda-devam-eden-protesto-gosterileri-hk.tr.mfa

[x]http://www.milliyet.com.tr/pjak-kodar-i-kurdu/gundem/detay/1877857/default.htm

[xi]http://aryenhaber55.xyz/kodar-es-baskani-tanya-ayaklanmalar-anti-demokratik-ic-ve-dis-politikalarin-urunudur/

[xii]http://www.21yyte.org/tr/arastirma/orta-dogu-ve-afrika-arastirmalari-merkezi/2010/08/06/5171/pjak-pkk-ve-iran-arasinda-neler-oluyor

[xiii]http://www.hurriyet.com.tr/iranda-catisma-8-iran-askeri-oldu-40633420

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display