- "Biz 'tek millet', 'tek bayrak', 'tek vatan', 'tek devlet' dedik. Buna kim karşı çıkabilir yahu? Buna karşı çıkabilenin bu ülkede yeri yok. Beğenmeyen buyursun istediği yere gitsin."

Bu çağrıyı, "Ya sev, ya terk et" olarak yorumlayan 'liboş' ihanet odaklarının, toplu hücuma geçmesi üzerine ne yapacağını şaşıran Erdoğan, 11 Kasım 2008 tarihinde partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, aynen şu ifadeleri kullandı:

- "Tayyip Erdoğan hiç bir zaman 'ya sev ya terk et' demedi. Bu sözün patenti MHP'ye aittir."

Sözleri beğenmeyen AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, arkasına dahi bakmadan çekti gitti.

Ama MHP yöneticileri, patente sahip çıkmıyor.

Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, kesip atıyor:

- "Ya sev, ya terk et diye bir sloganımız yok."

Genel Başkan Başdanışmanı Vedat Bilgin, Milliyet gazetesine verdiği mülakatta şu tespiti yapıyor:

- "Ya sev, ya terk et gibi yaklaşımları milliyetçilik olarak algılamak yanlıştır. Bu laflar Ergenekonvari anlayışların ifadesidir."

Aynı zamanda MHP ArGe'de görev yapan Vedat Bilgin, soruları 'siyasi' değil, 'akademisyen' kimliği ile yanıtladığının altını çiziyor.

Kullandığı ifadelere bir daha bakar mısınız?

Sanırsınız, 'milliyetçi' bir partinin başdanışmanı değil de, AKP veya DTP milletvekili konuşuyor.

Peki kim doğruyu söylüyor?

Erdoğan mı, yoksa Bahçeli'nin emir kulları mı?

"Ya sev ya terk et" sloganı ilk defa Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş'in genel başkan olduğu dönemde ortaya atılmadı mı?

Orhan Çetinkol'un MHP İl Başkanı olduğu yıllarda teşkilatlar tarafından hazırlatılarak İstanbul'un dört bir yanına asılan yüzbinlerce 'afişin' ve 'pankartın' üzerinde o slogan yer almadı mı?

- "Ya sev, ya terk et."

O slogan, daha sonraki seçimlerde de tekrar tekrar kullanılmadı mı, Ülkü Ocakları'nın çıkardığı dergilerin 'parolası' haline gelmedi mi, MHP'yi destekleyen gazetelere defalarca manşet olmadı mı?

Nereden mi biliyoruz?

Çünkü, zamanında biz o afişlerden çok astık.

Peki, çok sayın 'emir kulları' neden bilmiyor?

Tabii bilemezler, nereden bilsinler ki?

Çünkü, bugün Dr. Devlet Bahçeli'nin grup başkanvekilliğini yapan Mehmet Şandır, o zamanlar Turgut Özal'ın partisi ANAP'tan milletvekili adayı oluyor, 'Türkiye' Cumhuriyeti'nin adının 'Anadolu' olarak değiştirilmesi çabalarına hizmet ediyordu.

Çünkü, bugün Dr. Devlet Bahçeli'nin başdanışmanlığını yürüten Vedat Bilgin, o zamanlar, Mümtaz'er Türköne ağabeyi ile birlikte Tansu Çiller'e danışmanlık yapıyor, meşhur 'konuşma metinlerinin' hazırlanmasına katkıda bulunuyordu.

Kendi kafalarına göre yeni bir 'milliyetçilik' tezi geliştirip, 35 yıllık geçmişi topyekun inkar etmeye kalkışan 'bahçe' çiçeklerinin, ilk gördüğünüz yerde yakalarına asılın ve deyin ki:

Ne yani, sen o sloganı sevmiyor musun?

O zaman, daha ne bekliyorsun bre ...?

Ya sev, ya da MHP'yi terket.