Kitapta AB üyeliğinin "ana dilde" eğitim ve yayın konusunda marazî bir sürece dönüşeceği ve fiiliyatta sonuçlanmayacağının da altı çiziliyor.
MHP'nin terör yahut bölücülük konusunda ise sadece tepkileri biliniyor. Sorunun çözümünde neler yapacağı pek açık değil. Terörle mücadelenin siyasi boyutunun tamamen sivil iradeye bırakılmasını 25 yıldır bütün Genelkurmay Başkanları söylüyor. Sivil iradeyi temsil eden partilerin de bu konudaki görüşlerinin açıkça bilinmesi gerekir. Ekim ayının sonunda MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı'nın ilginç bir basın açıklaması vardı: "Grup Başkanvekili Mehmet Şandır'ın bir kısım medyada yer alan " MHP'nin gerekirse Diyarbakır'da seçime katılmayabileceği " tarzındaki açıklaması tamamen kendi şahsi görüşü olup, MHP'nin resmi görüşünü ve politikasını yansıtmamaktadır." Yani grup başkanvekilinin açıklaması parti politikasını yansıtmıyormuş! Partide bu konuda kafa karışıklığı olduğuna göre MHP niçin tam teşekküllü bir "Güneydoğu Raporu" yayınlamıyor? MHP'den adaylık süreci engellenen Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın, hazırladığı "Kürt Raporu" dün gazetemizde "Özdağ'dan Kürt Raporu" başlığı ile haberleştirildi. Raporda, DTP ve PKK'nın üst düzey kadrolarının bir çoğunun Kürt ya da Zaza olmadığı kaydedilerek, devletin bu kişilerin etnik kökenlerini açıklaması isteniyor. Kürt raporunda, "Genelkurmay PKK ile muhatap olmasın, işi jandarmaya bıraksın" teklifinde bulunularak, terörle mücadelede bir Eşgüdüm Bakanlığı kurulması ve görevin Jandarma ve Emniyet'e bırakılması isteniyor.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in geçen Nisan ayında Tarhan Erdem'in KONDA şirketine sipariş ettiği anket, nedense 6 ay sonra, dünkü gazetelerde yayınlandı. O gün yerel seçim olması durumunda, ankete katılan 4 bin 228 kişinin; yüzde 49.6'sı DTP'ye, yüzde 19.5'i AKP'ye oy vereceğini, yüzde 13.5'i ise kararsız olduğunu belirtmiş. Anketten MHP dahil (yüzde 0.4) diğer partilerin her birine yüzde 1'in altında oy çıkmış.
22 Temmuz seçimlerinde MHP'nin bu ilden aldığı oy yüzde 2,86 idi. Türkiye genelinde yüzde 14.26 oy oranına sahip bir partinin bir ilde oyunu 5'te 1'e düşürmesi ciddi bir meseledir ve özel olarak ilgilenilmesini gerektirir. Söz konusu anket sağlıklıysa, oyu daha da düşmektedir. Ankette bana göre en dikkat çeken sonuç; kendini Türk kökenli olarak görenlerin yüzde 23.4'ünün DTP'ye oy vereceğini söylemesi...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bütün parti organlarıyla görüşerek 27 Ekim 2008'de genel bir değerlendirme yaptı. Bahçeli, terörle mücadelenin, "teröristin insafa, aşiret reisinin imdada gelmesi" ile çözülemeyeceğini vurgulayarak silahlı bölücülerin, "Hükümetin yanlış teşhisinin neden olduğu etkisiz ve özürlü tedbirlerin gevşekliğinden cesaret aldığını" belirtti.
Hükümetin terörle mücadelede başarısız olduğu ortada. Bunu zaten iktidar kanadı dahi ifade ediyor. Öyleyse doğru tedbirler ortaya konmalıdır? Türk milliyetçilerinin, tahrikler ne kadar ağır olursa olsun büyük bir milli sorumlulukla vakar ve sükûnetlerini koruyacaklarını kaydeden Bahçeli, 4 Kasım 2008 tarihli grup toplantısında da, "Son dönemde AKP ile DTP arasında yaşanan gerilimin çıkış nedeni ve sürdürülüş biçimi ile Başbakan'ın siyasi bölücülüğe cesaret kazandıracak bazı beyanları, Türkiye'nin karşısında yeni bir siyasi denklemin ve senaryonun çıkartılmak istendiğini göstermektedir" diyor.
Farkındaysanız yerel seçimlerle ilgili tartışma DTP ve iktidar partisi arasında geçiyor. Sorunları sadece eleştirerek sonuca gitmek mümkün değildir. Öyleyse MHP de terörle mücadele ve Güneydoğu'da yaşayan vatandaşlarımızı yeniden nasıl kazanacağına dair tekliflerini, lafı dolaştırmadan kamuoyuna sunmalıdır.
