Tek Tipleştirme Söylemi ve Sorunlu Zihniyetler

Yazan  18 Ekim 2010
Özgürlüklerin kapısı modern milli devletlerle açılmıştır. Türkiye’de Türk kimliği ile sorunlu bir zihniyet batıdaki normal gelişmelerin varlığını Türkiye’de kabul etmekte zorlanmaktadır.

Sorun Ne?

Türkiye'de, modernliğin sonuçları ve sürecin zorunlu değişim alanlarının değerlendirmesinde kullanılan yaklaşım biçimleri önemli ölçüde spekülatif bir karaktere sahiptir. Ele alınan olgular ve olayların açıklama biçimleri model alınan ve\ya kıyaslanan ülkelerin koşullarıyla aynı düzlemde gerçekleşmemektedir. Özellikle devlet, toplum, kültür gibi olgular değişim ekseninde araştırma nesnesine dönüşürken açıklama araçları, modeller ve örnekler farklı bir düzlemde ortaya çıkmaktadır. Örneğin Batıda mevcut ulus devletlerin bu noktaya gelinceye kadar ki oluşum sürecinde ortaya çıkan toplumsal, kültürel değişimler ve sorunlar analizlerde göz ardı edilmektedir. Sosyo-politik ve kültürel olgular oluşum sürecinde ortaya çıkan sancılar, sorunlar, krizlerden bağımsız olarak sonuç esaslı karşılaştırılmaya konu olmaktadır. Ve böylece aynı olguların oluşum sürecinde ki benzerlikler ve benzemezlikler bilinmemektedir. Biten olgu bitmeyen olgu ile kıyaslanmaktadır. Bu metodolojik yaklaşımdaki hata ise kıyaslamalarda varılan hükümleri geçersiz kılmaktadır.[1]

Bu bağlamda Türkiye'de siyasal ve akademi hayatında sık sık yapılan metodolojik bir hata milli devletlerin- asıl kastedilen Türkiye Cumhuriyeti- etnik, dini, kültürel farklılıkları yok ederek bütün bireyleri tek tipleştirdiği önermesidir. Buna göre, Anadolu'nun binlerce yıllık tarihinden gelen farklılıklar milli devlet olarak kurulan Türkiye Cumhuriyetinin zorla Türkleştirme ve milletleştirme adına uyguladığı asimilasyonla yok olmuştur. Etnik, dini, kültürel farklıkları yok ederek tek tipleştiren yani Türkleştiren Türkiye Cumhuriyeti bunu Ermenileri soykırıma tabi tutarak, Rumları kovarak, Alevileri asimile ederek, Kürtleri kimi zaman katlederek kimi zamanda varlıklarını inkâr ederek gerçekleştirmiştir.[2]

Türklerin bu zenginlik unsuru olan etnik, dini, kültürel farklılıkları çeşitli yöntemlerle yok ederek bir homojenleştirme, tek tipleştirme politikası izlediği iddiası milli devlet modelinin bir sonucu olarak açıklanır. Fakat bugün ABD'yi oluşturan insanların atalarının Avrupa'dan niye göç ettiği hatırlanmalıdır. ABD tarihi incelendiğinde görülecektir ki, bu topraklar öz vatanlarından sadece dini, mezhebi farklı olduğu için katliamlardan kaçabilenlerden ve Afrika'dan getirilen kölelerden oluşmaktadır. Böylece Avrupa'da kurulan milli devletlerin bu tektipleştirme tarihi bilinmezlikten gelinmektedir. Yani iddia edildiği gibi Batı milli devletleri demokratik, insan hak ve hukukuna saygılı, çok kültürlü bir yapıda oluşmamıştır.

Sorunlu Zihniyete Bir Örnek

Tarihin ve sosyolojinin yorumlanması, ciddi bilinç sorunlarının da kaynağı olan anakronik bakış açısının kolaylığına kaçmaya müsait bir konudur. Bu "sorun"u aşağıdaki görünürlük alanlarında tasnifleyebiliriz.

a) Farklı düzlemdeki örnekler aynı olguyu açıklamakta kullanılmaktadır. Batıda Avrupa Birliği çerçevesinde ortaya atılan anayasal vatandaşlık kuramı ulus-devletler arasında bir bütünleşme, dayanışma, ortak kimlik tasarımı iken tek başına bir milli devlet olan Türkiye'de mevcut bütünlüğün, entegrasyonun parçalanması, ortak kimlikten vazgeçişin ve farklılıklar yaratmanın bir aracı olabilmektedir. Keza çok-kültürcülük AB ülkelerinde göçmenlerin, yabancı kökenli işçilerin toplumla, kültürle ve siyasi sistemle entegrasyonunu amaçlarken Türkiye'de tamamen farklılık yaratmanın ideolojik gerekçesi olarak sunulmaktadır.

b) Bununla birlikte tarihin biçimlendirdiği kültür ve toplumun özgünlüğü yok sayılarak epistemolojik bir hataya düşülmektedir. Örneğin batı çok kültürlülüğün, insan hak ve özgürlüklerinin kaynağı olarak ele alınırken Almanya, İspanya, ABD, İngiliz sömürge politikalarının yok edici, asimilasyoncu, dışlayıcı kültürü yok sayılmaktadır. Oysa genel olarak Avrupalıların Amerika'da, Afrika'da, Asya'da, Hindistan'da, Avustralya vb. pek çok bölgede izlediği insanlık dışı uygulamalar tarihsel politikalarla sabittir. Bu yok edici gelenek Batı kültürünün genlerinde yer edinmiştir. Bosna, Irak, Azerbaycan vb. yaşananlar ile bu durum tescillenmiştir. Fakat bu gerçekler göz ardı edilirken asla tektipleştirici, asimilasyoncu, anti-demokratik vb. söylem ve kavramsal araçlara Batı muhatap kılınmamaktadır. Belki bu durum, Batının sömürgeleştirdiği topraklarda tektipleştirecek ve asimile edecek toplum ve kültür bırakmamasıyla açıklanabilir! Siyasal düşünce ve sosyoloji literatüründeki temel konular olan "millet olma" veya "milletleşme" olgularının Batıya değil de "biz"e özgü olduğu üzerindeki yargı bilinçli bir çarpıtma değilse çok ciddi bir aydın olma sorunudur.

Tektipleştirme: Müdahale mi Yoksa Doğal Bir Süreç mi?

Modern toplumun sosyolojisi benzerlik, eşitlik, ortaklıklar, dayanışma vb. dinamikler üzerinde şekillenmiştir. Demokrasi gibi bugünkü düşünce ve eylemlerimizin rahmi durumunda olan normatif yapıların da bu modern bütünleşme eksenli özgülükler üzerine inşa olunduğunu tarih açıkça göstermektedir. "Millet olma" veya "milletleşme" olarak ifade edilen olgu ise yine modernlik olarak tanımlanan sosyolojik, siyasal, ekonomik ve kültürel paradigma ile açıklanabilmektedir. Sanayileşmenin yol açtığı büyük değişim özünde insanları bütüncül benzerlikler yaratarak ortaya çıkmıştır. Bu bütünleşme ise bireyin dini, ırki, kültürel, cinsel farklılıklarının üzerinde bir görüntü oluşturmuştur. Mesela kentleşme olgusu sanayileşmenin sonucu olarak tezahür ederken benzemezliklerin hâkim olduğu ve geleneksel toplum olarak tanımlanan çevre aktörleri üzerinde benzer hal, hareket, davranış, düşünme gibi ortaklıkların yaratılmasına sebep olmuştur. Burada dış müdahaleden ziyade kendiliğinden bir zorunlu değişim söz konusudur. Çünkü kent kendi davranış kurallarını normatif olarak ortaya koymuş, bireysellik okullaşma ile birlikte gelenekleri rasyonel bir çerçeveye oturtmuştur.

Aynı şekilde eğitimdeki merkezileşme de devletin zorunlu kıldığı bir süreç değil aksine Sosyo-politik ve kültürel değişimlerin zorunlu kıldığı bir gelişmedir. Bu noktada göz ardı edilen bir başka durumda her devlet ve toplum modelinin kendi içerisinde bir tutarlığa sahip olduğu ve kendi içerisinde bu sistemin bozulması ile "düzen"in de kaosa sürükleneceğidir. İmparatorluklar devrinde milli devletlerin bir geçerliliği söz konusu değilken milli devletin egemen olduğu bir dünya düzeninde de imparatorluk düzenine ait yargıların, değerlerin ve kuralların geçersiz olduğudur. Hemen sorulabilecek bir soru ise artık milli devletlerin de sonunun geldiği ve yeni bir dünya düzeninin farklıklar temelinde yeniden inşa edilebileceğidir. Böyle bir sorunun zafiyeti ise toplumsal gelişmenin tarihsel açıdan milli devletlerin üzerinde kurulduğu düzene olan öykünmesidir. Yeni bir model değil. Yani kazanımların yok olduğu bir düzendir.

Özgürlüklerin kapısı modern milli devletlerle açılmıştır. Türkiye'de Türk kimliği ile sorunlu bir zihniyet batıdaki normal gelişmelerin varlığını Türkiye'de kabul etmekte zorlanmaktadır. Yoksa AB gibi projelerin bile özünde ortak bir kimlik yaratmak bulunduğunu ve bunun da bir bütünleşme stratejisi olduğunu hatırlatmakta fayda var. Siyasal düşünce tarihi farklılıklar yaratan değil ortaklıklar amaçlayan düşünce akımlarıyla doludur. Farklılıklar yaratmak hiçbir zaman ne dinlerin ne de siyasal düşüncelerin arzulanan bir amacı olmuştur.




[1] Önde gelen solcu yazarlardan Nabi Yağcı, "Benzerlikleri yakalama üstüne kurulmuş bir düşünce dünyasının siyaseti de benzeştirme veya homojenleştirme olabilirdi. Modernizmin ürünü olan millet ve devlet tarihsel temel kategorileri de bu demek değil miydi zaten? Geldikleri yer, kökenleri yani aidiyetleri farklı, gelenekleri, örf ve âdetleri, inanışları, kültürleri farklı farklı olan toplulukları bir kazana doldurup kaynatmak ve adına "millet" denen tek tip bir kalıba dökmek. Benzemezleri benzer kılmak, tek tipleştirmek yani" demektedir.

[2] Aynı şekilde örnek olarak Yağcı diyor ki: "Bizim tarihsel sürecimizde tek tipleşme, Batı'da olduğu gibi aşağıdan ve uzun süren çatışmalar sonucu değil de önce devlet kurma yoluyla yani tepeden gelme oldu. Başka deyişle Modernizm bize Tanzimat'tan, Cumhuriyet'e Batı'yı biçimsel taklit yoluyla geldiği için tek tipleşme en kaba biçimlerde tezahür etti. Örneğin Batı'da "imtiyazsız sınıfsız kaynaşmış bir kitleyiz" gibi bir toplum/ millet/ devlet tanımı yoktur. Faşizm hariç. Zira Batıda Modernizm kendi içinde düşünsel/ siyasi bakımdan güçlü akımları barındırdı; Marksizm, Liberalizm, Hümanizm. Bu akımlar tek tipleştirme mekanizmalarını zayıflattı. Bizde ise böyle olmadı. Kültürel olmaktan çok, zor yoluyla etnik ve dinsel tek tipleştirme baskın oldu. Ermeni soykırımı gibi, zorunlu mübadeleler gibi, Alevi kıyımı, Kürt isyanları gibi, laiklik meselesi gibi. Bu sorunların hepsi gördüğümüz gibi bugünün de sorunları durumunda. Yeniden tartışması alevlenen başörtüsü sorunu, anadilde Kürtçe eğitim, Alevilerin cemevlerine serbesti talepleri de bu sürecin bir parçası olan sorunlar durumunda.", "Kafayı değiştirmek mi, kafayı değiştirmek mi?", Taraf, 09.10.2010.

İkbal Vurucu

Eğitim

2006 -2009 Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyoloji Bölümü Yüksek Lisans Mezunu.

2000-2005 Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi, Hukuk-Felsefe Fakültesi, Sosyoloji Bölümü.

 

 İş Deneyimi

- Türk Dünyası Sosyologlar Birliği I. Kurultayı Bildirilerinin Yardımcı Editörü.

- Dünya Gençleri Dostluk ve Dayanışma Derneği (Türk Dünyası Gençlik Topluluğu) Danışmanı.

- 2006-2009 arasında Serhat Kitapevi Yayın Editörü.

-01.09. 2010-15.06.2011 arasında 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sosyal ve Politik Araştırmalar Merkezi Koordinatörü

- 01.10.2012- … 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Sosyal Bilimler Dergisi Yardımcı Editörü

 

Yabancı Dil

İngilizce,

Kazakça, Özbekçe, Kırgızca gibi Türk lehçeleri

 

Aldığı Ödüller

- Hoca Ahmet Yesevi Uluslar Arası Türk-Kazak Üniversitesi Rektörlüğünce Türk Dünyası Öğrencileri ile ilişkilerindeki başarıları ve kütüphane çalışmaları sebebiyle “Teşekkür Belgesi”.

- Türk Ocakları Genel Merkezi’nin düzenlemiş olduğu "Ekonomik, Siyasi ve Kültürel Alanların Türk Dünyasında Yakınlaşmayı Artırma Bakımından Önem ve Öncelik Sıraları" konulu makale yarışmasında “Türk Dünyasında Ortak Tarihin Tasarımında Bazı Zihinsel Perspektifler Üzerine”, isimli çalışma ile üçüncülük. 15.5.2008.

 

YAYINLAR

1. Kitaplar

1. A- Basılanlar

Çokluktan Birliğe: Türk Kimliğinin Yeni Boyutları,  Serhat Kitapevi, Konya, 2010.

Nominalist Aydınların Soykütüğü1: Terörizm Üzerine Bir Analiz, Gençlik Kitapevi, Konya, 2011.

Nominalist Aydınların Soykütüğü 2: Türk Kimliği Üzerine Bir Analiz, Gençlik Kitapevi, Konya, 2011.

Kamu Ruhu: Post-modern Kimliksizliğe Karşı Duruş, Ed: İkbal VURUCU-Mustafa YİĞİT, Palet Yayınları, Konya, 2011.

Doğu Raporu: Bölgede Türk Kimliği ve Türklük Algısı, Ümit Özdağ/ İkbal Vurucu/ Ali Aydın Akbaş, Kripto, Ankara, 2011.

Faili Meçhuller Dosyası, Ümit Özdağ/ İkbal Vurucu, Kripto, Ankara, 2011.

Sona Doğru Kürt Açılımı, Sarkaç Yayınları, Ankara, 2012.

Türkiye’de PKK Terörü Neden Bitmez?: Kan ve Kalem İlişkisi Üzerine Araştırmalar, Altınpost Yayınları, Ankara, 2013.

 

1. B- Basım Aşamasında ve Basıma Hazırlananlar

Türk Milliyetçilerinde Turancılık Algısı, (Yayına Hazır).

Arafta Bir Kimlik Türklük: Milli Kimlik ve Çokkültürcülük Üzerine, 2 Cilt, (Yayına Hazır).

Yurttaşlık ve Kimlik: Doğudan Batıya Örneklerle, (Ed. Gürsoy Akça-İkbal Vurucu), (Basım Aşamasında)

Türk Milliyetçiliği’nin 100 Yılı: Tarih, Hal, Gelecek, 2 Cilt, (Basım Aşamasında)

Çeviriler

- Ahmet DOĞAN, Bulgaristan: Soya Dönüş ,(Çev: Akif ŞABAN-İkbal VURUCU), [Yayına Hazır].

- Sabit ŞİLDEBAY, Kazak Bağımsızlık Hareketi, (Kazak Türkçesinden), 210 s. [Yayına Hazır]. 

- Ordalı KONIRATBAYEV, Turar Rıskılov, (Kazak Türkçesinden), 472 s. [Yayına Hazır].

- M. S. AJENOV- D. E. BEYSENBAYEV, Sotsialnaya Stratifikatsiya v Respublike Kazahstan, (Rusçadan) 160 s. [Yayına Hazır].

 Kitap İçinde Makaleler

- “Bir Bilinç Kırılması: Milli Tarih’ten Yerel Tarih’e”, Prof. Dr. Nimetullah HAFIZOĞLU’na Armağan içinde. BAL-TAM, Prizren-KOSOVA, 2012.

- “Türk Birliği Perspektifinden Kaşgarlı Mahmud’u Yeni Bir Okuma Denemesi”, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Uluslar arası II. Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu “Kaşgarlı Mahmut ve Dönemi”, 28-30 Mayıs 2008, Ankara-TÜRKİYE. Türk Dil Kurumu Yayınları, 2009, Ankara, s.717-761.

- Prof. Dr. Dr. Kâzım Yaşar Kopraman Armağanı içinde “Milli-Tarih, Çok-Kültürcülük ve Endoktrinasyon Üzerine”, (Ed. Doç. Dr. Altan Çetin), Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, 2012.

 

Uluslararası Hakemli Dergilerde Yayımlanan Makaleler

- “Türkoloji Üzerine Düşünceler”, BAL-TAM Türklük Bilgisi Dergisi, sayı: 2, Mart 2005, Prizren-KOSOVA, s. 248-252.

- “Sovyetlerden Kazakistan’a Etnik İlişkiler Sistemi”, BAL-TAM Türklük Bilgisi Dergisi, sayı: 7, Eylül 2007, Prizren-KOSOVA, s. 36-54.

- “Türk Dünyasında Kimlik ve Kavramlaştırma Sorunları”, BAL-TAM Türklük Bilgisi Dergisi, sayı: 9, Eylül 2008, Prizren-KOSOVA, s. 12-22.

-“Türk Dünyasında Demokrasiyi Anlamaya Giriş, Kazakistan Merkezli Bir Çözümleme”, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türkiyat Araştırmaları, Sayı: 8, BAHAR 2008, Prof. Dr. Cihat Özender Özel Armağanı.

- “Kaşgarlı Mahmud ve Türk Birliği”, Felsefe ve Sosial-Siyasi Elmler Jurnal, Sayı: 4 (21), Bakı 2008, s. 2-10.

“Selahaddin Halilov, Türk Birliği, Felsefe”, Felsefe ve Sosial-Siyasi Elmler Jurnal, Sayı: 5 (22), Bakı 2009.

- “Prof. Dr. Hüseyin Ayan: Türklük Bilimine Adanmış 60 Yıl”, BAL-TAM Türklük Bilgisi Dergisi, sayı: 10, Mayıs 2009, Prizren-KOSOVA, s. 120-125.

- “Türk Dünyasında Ortak Tarih Tasarımı ve Bazı Zihinsel Perspektifler”, TURAN Dergisi, 2010, Sayı: 9, s. 7-15.

- “Çok Kültürlülük Tartışmaları, Toplumsal Bütünlük Kaygısı ve Yeniden Milletleşme (Kazakistan Halkı Asamblesi Örneği”), Gürsoy Akça-İkbal Vurucu, Manas Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 12, Sayı 24 (2012)

- “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Tevarüs Edemeyen Bir Düşünce: Turancılık”, BAL-TAM Türklük Bilgisi Dergisi, Sayı: 17, Prizren, Eylül-2012, s. 105-131

- “Kimliklerin Çatıştığı Bir Alan: Ulus-Devlet ve Vatandaşlık”, Yeni Türkiye Dergisi, [Yeni Anayasa Tartışmaları Özel Sayısı], Sayı:50, Ocak-Şubat, 2013, s. 444-478.

- “Başkanlık Sistemi ve Kürt Sorunu Tartışmaları”, Yeni Türkiye Dergisi, [Başkanlık Sistemi Özel Sayısı], Sayı: 51, Mart-Nisan, 2013, s. 886-897.

- “ ‘Ulus-Devlet’ Polemiği: İbretlik Bir Panorama”, 21. Yüzyıl Sosyal Bilimler Dergisi, Nisan-Mayıs-Haziran 2013, Sayı: 3, s. 1-17. 

 

 Ulusal Dergilerde Yayımlanan Makalelerden Seçkiler

- “Sosyolojik Bir Olgu Olarak Çok Kültürlülük”, 2023 Dergisi, 15 Kasım 2007, sayı:79

- “Bir Ortaçağa Dönüş Projesi: Anayasal Vatandaşlık”, 2023 Dergisi, 15 Kasım 2008, Sayı: 91

-“Türk Dünyasında Sivil Toplum Üzerine Düşünmek ve Bir Sosyoloji Kurultayı”, Jeopolitik Dergisi, Temmuz 2008, sayı: 56

-“SovyetlerdenKazakistan’a Etnik İlişkiler Sistemi”, AsyaAvrupa, AYSAM, Temmuz 2005, sayı: 3

- “Türk Kimliği Karşısında Aydınların Bilişsel ve Sosyolojik Dünyası”, 2023 Dergisi, 15 Ocak 2009, Sayı: 93

- “Turancılık ve Türk Milliyetçiliği Arasındaki Bağ Üzerine Mülahazalar”, 2023 Dergisi, Sayı: 95.

- “Bir Orta Çağa Dönüş Projesi Olarak Anayasal Vatandaşlığı Anlamaya Giriş”, 2023 Dergisi, 15 Temmuz 2009, Sayı: 99

- “Küreselleşen Dünyada Kimliğin Yükselişi”, Konya Ticaret Odası İpek Yolu Dergisi, Şubat 2010, Sayı: 264.

- “Türkiye’de Etnik Çatışmayı Kitleselleştiren Dinamikler”, 2023 Dergisi, Kasım 2009, Sayı: 103

-  “Türk Aydını ve Kendinin Ötekileştirilmesi”, 2023 Dergisi, Aralık 2009, Sayı: 104, s. 58-69.

-  “Türk Kimliği ve Nominalist Aydınlar”, 2023 Dergisi, Şubat 2010, Sayı: 106, s. 38-47.

- “Nevruz ve Ergenekon Üzerine Düşünceler”, 2023 Dergisi, Nisan 2010, Sayı: 108, s. 76-79.

-  “Terörün Gözardı Edilen Boyutu: Aydınlar”,  2023 Dergisi 2010, Sayı: 111, s. 32-41.

- “Etnik ve Tek Tipleştirici Suçlamaları Karşısında Türk Milliyetçiliğinin Doğuşunu Yeniden Düşünmek”, 2023 Dergisi, 2011, Sayı: 122

-  “İlk Türk Milliyetçilerinde “Türk” Algısı”, Türk Yurdu, Şubat 2011, Cilt: 31, Sayı: 282

- “Anadolucu Türk Milliyetçilerinde Turancılık”, Türk Yurdu, Eylül 2011 Cilt: 31, Sayı: 289

- “Türk Milliyetçiliğinin Güncel Sorunları Üzerine”,Türk Yurdu, Mart 2012, cilt 32, sayı: 295.

- “Türk Sorununa Giriş: Ayrılmanın Psikolojik Temelleri”, 2023 Dergisi, Kasım 2011, Sayı: 121.

- “Tarihin Kötüye Kullanımına Örnek: ‘Dersim Katliamı’ ”, 2023 Dergisi, Aralık 2011, Sayı: 128.

- “Türklük”ten “Türkiyeli”liğe Bireyin Temsil İmkânı”, 21. Yüzyıl Türkiye Dergisi, 01.07.2011, Sayı: 31

 

Uluslararası Bilimsel Toplantılarda Sunulan ve Bildiri Kitabında Basılan Bildiriler

- “Sivil Toplum ve Devletin İdeolojik Bir Aygıtı Olarak Kazakistan Halkları Asamblesi”, Türk Dünyası Sosyologları Birliği’nin düzenlediği II. Türk Dünyası Sosyologları Kurultayı, 23-25 Nisan 2008, Almatı-Kazakistan.

- “Türk Birliği Perspektifinden Kaşgarlı Mahmud’u Yeni Bir Okuma Denemesi”, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Uluslar arası II. Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu “Kaşgarlı Mahmut ve Dönemi”, 28-30 Mayıs 2008, Ankara-TÜRKİYE.

- “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Tevarüs Edemeyen Bir Düşünce: Turancılık”,Türk Ocakları Genel Merkezi, "Gençlerin Gözüyle Türkiye"Sempozyumunda, 28 Mart 2009, Ankara- TÜRKİYE.

- “Türkiye’de Anayasal Vatandaşlık Tartışmaları”, Türk Ocakları Konya Şubesi, “Türk Ocakları’nın 100. Yılında Türk Milliyetçiliği ve Çok-kültürcülük” Sempozyumu, 17-20 Kasım 2012, Konya-TÜRKİYE

- “1991-2013 Yılları Arasında Balkanlar ve Ortadoğu Türklüğü Üzerine Türkiye’de Yapılmış Sosyolojik Çalışmalar”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü “1991’den 2013 Türkiye’de Türk Dünyası Araştırmalarının Durumu Sempozyumu”, 24-26 Mayıs 2013, Manisa-TÜRKİYE

 

Kendisiyle Yapılan Söyleşiler

- “Türk Dünyası ve Türkiye-Ermenistan İlişkileri”, Söyleşiyi Gerçekleştiren: Bekir FUAT, GERÇEK HAYAT Dergisi, 9.3.2008.

- KANAL 24, “Keşke Olmasaydı Belgeseli”, “1944 Turancılık-Irkçılık Davası”, 16. 05.2010.

-KANAL 24, “Unutulan Manşetler” 08.12 2011.

- “Türk Kimliği, Aydınlar ve Milliyetçilik”, Söyleşiyi Gerçekleştiren: Afşin Selim, www.haberiniz.com, 15.12.2010.

- “Kavramlar ve Türk Milliyetçiliği Üzerine”,Nisan-2012 Gencay Dergisi, Sayı: 5

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display