AKP iktidarı Türkiye'yi taşıyamıyor!

Yazan  15 Nisan 2009
Türkiye’de olaylar takip edilebilir olmaktan çıkmıştır. İnanılmaz hız ve yoğunlukta gündem değiş(tiril)iyor.

Meydana gelen olaylardan daha birisini insanlar anlamaya çalışırken birden bir başka bir olayın sarsıcı etkisiyle karşı karşıya kalıyor. Birileri gündem yapıyor, gündemden düşürüyor, gündem değiştiriyor. İkame ve sanal olaylarla toplum serseme çevriliyor.

Çok değil iki haftalık gündemi özetleyelim: Önce Londra'da "ekonomik kriz" için G-20 zirvesi toplandı. Bu toplantıda yeni bir dünya düzeninden söz edildi. IMF'nin yetenekleri güçlendirildi. Bu arada iktidar yetkilileri seçim öncesi "Ümüğünü" IMF'ye sıktırmayacağını" söylerken birden IMF ile yeni bir anlaşmanın yapılacağını açıkladılar. Ardından Avrupa'da NATO toplantısı yapıldı. Türkiye Başbakanı, Danimarka Başbakanı Rasmussen'in genel sekreter olmasına bir takım haklı gerekçeler ileri sürerek karşı çıktı. Türkiye'nin Cumhurbaşkanı ise "Biz kimsenin genel sekreterliğine karşı değiliz" diyerek adeta bu karşı çıkışa karşı çıktı. Sonunda Rasmussen'in NATO Genel Sekreterliği'ne Türkiye'nin bir takım tavizler alarak "evet" dediği açıkladı. Roj TV kapanacak ve Rasmussen özür dileyecekti. Rasmussen, genel sekreter olduktan sonra Roj TV'yi savcılara havale etti, özürü ise bir başka bahara erteledi. Türkiye de muhtemelen Rasmussen'i Allah'a havale etti. Tam da bu esnada İstanbul'da "Medeniyetler İttifakı toplandı". Obama, bu bağlamda Avrupa üzerinden Türkiye'ye geldi. TBMM'de konuştu. Türkiye, ABD Başkanı Obama'nın ağzından çok önemli bir ülke olduğunun teyidini aldı. Obama, mükemmel bir iş çıkararak ülkesinin Türkiye'de yerlerde sürünen imajını bir anda ayağa kaldırdı. Türkiye'ye bu arada "Ermenistan sınırını aç ve diplomatik ilişkiler kur!", "Ruhban Okulunu aç ve Patrik'i ekümen olarak tanı", "Kuzey Irak'taki yönetimle iyi ilişki içinde ol" vb. deyiverdi.

Stratejik kopuş!

Bu olaylar bağlamında Türkiye'nin Ermenistan sınırını açmak için hazırlıklar yaptığı ortaya çıktı. Bu durum haklı olarak Türkiye'nin can ve kan kardeşi olan Azerbaycan halkını ayağa kaldırdı. Türkiye, yaptığı bu ters manevra ile adeta yeniden Azerbaycan'ı Rusya'nın kucağına itti. Çok kısa süreç içerisinde inanılmaz sözler, tavırlar ve duruşlar ortaya çıktı. Türkiye ile Azerbaycan arasında yaklaşık yüz yıl süren ayrılıktan sonra ilk kez tarihin kendilerine sunduğu bir araya gelme imkânını, bir anda kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.

Bu arada Türkiye'deki AKP iktidarıyla Türk halkı arasında ilk kez bu kadar büyük bir stratejik kopuş yaşandı. Türk ve Azerbaycan halkı; Ermenistan'ın Azeri topraklarındaki işgali mi bitti, Dağlık Karabağ'ı Ermeni işgalciler terk mi etti, soykırım safsatasını Ermenistan kullanmaktan vaz mı geçti, hangi gelişme oldu da sınırı açıyorsunuz, sorularını birbiri peşi sıra yüksek sesle sormaya başladı. Halk tam da AKP iktidarının kime ve neye hizmet ettiğini sorgulamaya başlamıştı ki birileri düğmeye bastı ve Ergenekon Operasyonu'nun 12. dalgası başladı. Böylece olay geçici de olsa gündemden düşürülmüş oldu. Türk halkı, "Ermenistan", "sınır", "kapı" derken, birden kendi kapısı önünde vuku bulan gelişmelerle yüz yüze kaldı. 12. dalganın, Azerbaycan konusunda en hassas olan kesime yönelik olarak gerçekleştirilmesi manidardır. Türkiye'nin en saygın bilim adamları "darbeci" ve terör örgütü mensubu iddiasıyla gözaltına alındı. Bütün bu olayların birbiri ardı sıra gelmesi rastlantı olamaz. İktidar gündem peşinde koşmaktansa, gündem değiştirmek ve gündem inşa ederek gündemde kalmaya çalışıyor. Olanlar, Türkiye'nin geleceğine oluyor. Olanın bitenin bir anlamı vardır o da şudur: AKP iktidarı Türkiye'yi taşıyamıyor, sorunların altında eziliyor.

Özcan Yeniçeri

1954 yılında Gümüşhane'nin Şiran ilçesinde doğdu. İlk ve orta tahsilini Gümüşhane'de, yüksek tahsilini Ankara'da tamamladı. 1987 yılında Uludağ üniversitesi Sosyal Bilimler Ensti-tüsü'nde Yüksek Lisansını tamamladı. 1991 yılında ise Erciyes üni-versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Yönetim Organizasyon dalında “örgütlerde çatışma ve Yabancılaşmanın önlenmesinde Yönetime Katılmanın Rolü” adlı tezinin kabul edilmesiyle de doktor unvanını aldı.

1998 yılında doçent, 2004 yılında da profesör oldu.

Prof.Dr. özcan Yeniçeri, Niğde üniversitesi'nde çeşitli aralıklarla Kamu Yönetimi Bölüm Başkanlığı, Meslek Yüksek Okulu Mü-dürlüğü, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü yaptı.

1999 yılında Kazakistan'daki Ahmet Yesevi üniversitesi'nde görev aldı. Bu üniversitede “Uluslararası İlişkiler Bölümü”nü kurdu ve bir yıl süreyle de başkanlığını yaptı. 2004 yılında AYSAM (Ahmet Yesevi Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanlığına getirildi. İki yıl bu görevi yapmış olup halen Niğde üniversitesi'ndeki görevine de-vam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri'nin yazdığı eserlerden bazıları şunlardır: Yeniden Türkleşmek, örgütsel Değişmenin Yönetimi, Küre-selleşme Karşısında Milliyetçilik ve Kimlik, Küresel Kıskaç ve Türkçülük, Bilgi Yönetim Stratejileri ve Girişimcilik, Dokunanlar, İtirazlar, Bugünden Yarına Türk Dünyasına Stratejik Bakış, Yönetimde Yeni Yaklaşımlar. ölüler Nefes Almaz (Roman), örgütlerde çatışma ve Yabancılaşma Yönetimi

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 2003 yılı “Prof. Dr. Osman Turan Kültür Araştırmaları” ödülünü almıştır.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, Ortadoğu, Ayyıldız, Millet, Hergün ve Siyaset Ekseni gazetelerinde çeşitli aralıklarla köşe yazarlığı yapmıştır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde köşe yazarlığına devam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri ile Milliyetçi Hareket Partisi Ankara milletvekili olmuştur. Ankara Milletvekili Yeniçeri aynı zamanda TBMM Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesidir.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display