Çözüm söylemleri tuzaktır!

Yazan  26 Mayıs 2009
Cumhurbaşkanı, “Adına ister Kürt Sorunu deyin” ile başlayan cümleyi kurduktan sonra malum medya mesajı almış oldu. Böylece ülke gündemi “Kürt Sorunu” söylemiyle ağzına kadar dolduruldu.

Bilinen klasik, ayrıştırıcı, bölücü, ötekileştirici yayınlar büyük bir ivme kazandı.

Bugünkü resmi ideolojinin gazeteci ve yazarları coşkuyla gelişmelerin Türkiye'ye sağlayacağı avantajları anlatmaya başladılar. Onlara göre "Kürt Sorunu" eğer çözülürse "silahlar susacak", "barış gelecek", "canlı bombalar halk arasına salınmayacak", "insanlar ölmeyecek" , "yollara mayın döşenmeyecek" , "Kürt Sorunundan beslenen darbe teşebbüsleri de sona erecektir" . Türkiye'nin içeride ve dışarıda eli güçlenecektir. Bu resmi ideolojinin güncel temsilcileri, BOP'cular, Yeni Osmanlı Ekolünün mensupları ve Brüksel Sevdalıları, akan kanın durması için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğinden söz etmeye başladılar.

MHP lideri Devlet Bahçeli, bu girişimlerin arka planını önceden sezdiğinden "Hangi ihanete ortak olmamız isteniyor?" diyerek kesin bir tavır koymuştur.

Bilumum güncel resmi ideoloji mensupları ise bu kez ana muhalefet partisine döndüler. Bu konuda Türkiye'de ilk kez "Kürt Raporu" hazırlamış olan CHP'ye de büyük görevler düştüğünü dillendirmeye başladılar. Her fırsatta AB ve ABD adına yerden yere vurdukları Baykal'ın ve CHP'nin bu kez sırtını sıvazlayarak "tarihi çözüme" katkı sunmaya davet eder yazılar ve konuşmalar yapmaya başladılar.

Baykal: Tuzak kokuyor

Deniz Baykal'ın güncel resmi ideoloji mensuplarının acemice yönlendirme ve provoke etme girişimlerine karşı takınacağı tavır bu bağlamda giderek önem kazandı. Nitekim Baykal da Milliyet Gazetesinden Fikret Bila'ya konuşmuş ve şunları söylemiş: "Güzel şeyler olacak, tarihi bir fırsat var' diyenler hâlâ 'çözüm' dedikleri şeyin ne olduğunu açıklamadılar. Tarihi fırsat nedir, ne olmuştur da tarihi fırsat doğmuştur, bunu söyleyen de yok... Bu tuzak. Tertip, tuzak kokuyor. Sanki CHP de bu sürecin bir parçasıymış gibi hava yaratılmak isteniyor. Anlaşılıyor ki, bunlar Türkiye'yi ayrıştırıcı bazı adımlar atacaklar. CHP böyle bir tuzağa düşmez. Uzun vadede Türkiye'yi ayrıştıracak, kültürel olarak bölecek hiçbir adımın içinde olmaz. Toplumu ayrıştırıcı öneriler konusunda herkesi dikkatli olmaya çağırıyorum.

Türkiye'de bunca can kaybına, gerginliğe rağmen toplum büyük bir sağduyuyla ayrışmamayı başarmıştır. Şimdi bir takım adımlarla ayrıştırıcı bir süreç başlatılmak isteniyor. Bu, ileride Türkiye'nin kültürel olarak da ayrışması demektir. Uzun vadede Türkiye'yi bölecek, ayrı bir kamusal ve siyasal alan yaratacak önlemler paketi çözüm diye Türkiye'ye kabul ettirilmeye çalışılıyor. Bu, bizi ciddi olarak kaygılandırıyor. Acaba, gerçekten fırsat mı, yoksa mecburiyet mi sorusu akla geliyor. Bu coğrafya üzerindeki niyetleri, ortada dolaşan haritaları biliyoruz".

Böylece taraflar merak ettikleri cevabı da almış oldular.

"PKK değişmişmiş", "silah bırakmak istiyormuş", "barış arıyormuş" diyenler yalan söylüyor. Nitekim PKK, kan dökmeye ara vermeden devam ediyor, otobüs yakıyor, mayın döşüyor ve çocukları katlediyor. Barzani ve Obama adına var güçleriyle kamuoyunu yanıltmaya çalışanların bir kez daha yaptıklarının ne anlama geldiğini düşünmelerinde yarar var. Teröristle pazarlık yaparak, devletten taviz vererek, milleti ayrıştırarak barış getiremezsiniz. Sözde çözmek istediğiniz sorunu daha da önü alınamaz bir aşamaya getirmiş olursunuz!

Özcan Yeniçeri

1954 yılında Gümüşhane'nin Şiran ilçesinde doğdu. İlk ve orta tahsilini Gümüşhane'de, yüksek tahsilini Ankara'da tamamladı. 1987 yılında Uludağ üniversitesi Sosyal Bilimler Ensti-tüsü'nde Yüksek Lisansını tamamladı. 1991 yılında ise Erciyes üni-versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Yönetim Organizasyon dalında “örgütlerde çatışma ve Yabancılaşmanın önlenmesinde Yönetime Katılmanın Rolü” adlı tezinin kabul edilmesiyle de doktor unvanını aldı.

1998 yılında doçent, 2004 yılında da profesör oldu.

Prof.Dr. özcan Yeniçeri, Niğde üniversitesi'nde çeşitli aralıklarla Kamu Yönetimi Bölüm Başkanlığı, Meslek Yüksek Okulu Mü-dürlüğü, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü yaptı.

1999 yılında Kazakistan'daki Ahmet Yesevi üniversitesi'nde görev aldı. Bu üniversitede “Uluslararası İlişkiler Bölümü”nü kurdu ve bir yıl süreyle de başkanlığını yaptı. 2004 yılında AYSAM (Ahmet Yesevi Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanlığına getirildi. İki yıl bu görevi yapmış olup halen Niğde üniversitesi'ndeki görevine de-vam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri'nin yazdığı eserlerden bazıları şunlardır: Yeniden Türkleşmek, örgütsel Değişmenin Yönetimi, Küre-selleşme Karşısında Milliyetçilik ve Kimlik, Küresel Kıskaç ve Türkçülük, Bilgi Yönetim Stratejileri ve Girişimcilik, Dokunanlar, İtirazlar, Bugünden Yarına Türk Dünyasına Stratejik Bakış, Yönetimde Yeni Yaklaşımlar. ölüler Nefes Almaz (Roman), örgütlerde çatışma ve Yabancılaşma Yönetimi

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 2003 yılı “Prof. Dr. Osman Turan Kültür Araştırmaları” ödülünü almıştır.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, Ortadoğu, Ayyıldız, Millet, Hergün ve Siyaset Ekseni gazetelerinde çeşitli aralıklarla köşe yazarlığı yapmıştır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde köşe yazarlığına devam etmektedir.

Prof. Dr. özcan Yeniçeri, 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri ile Milliyetçi Hareket Partisi Ankara milletvekili olmuştur. Ankara Milletvekili Yeniçeri aynı zamanda TBMM Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesidir.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display