Bir önceki yazımda bir saldırı silahı olan Balistik Füzelerin tehdidine dikkat çekmiş Türkiye’nin bu tehditle ne oranda karşı karşıya olduğunu ortaya koymaya çalışmıştım.
Son üç yıldır olduğu gibi 2020'ye de sınır ötesi askeri operasyonlar gündemiyle giriyoruz. Aslında olay sınır ötesini değil deniz aşırı askeri müdahaleye dönüşüyor. Anladınız. Libya'ya asker gönderilmesine ilişkin tezkereden bahsediyoruz.
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Balkanlar ve Kıbrıs Araştırmaları Merkezi Başkan Gözde KILIÇ YAŞIN’ın bu makalesi ilk olarak 12 Aralık 2005 tarihinde Cumhuriyet Strateji dergisinde yayımlanmıştır.
Yılın son günü. Adettendir, kişiler kurumlar yılın bir muhasebesini yapar. Yapılan hatalar, alınan kararlar gözden geçirilir.
İktidarın istemediği konuların gündemde öne çıkmasını önlemek için yapay gündem oluşturmada ve çok hayati bir konuyu başka bir iç/dış gündemle örtmede pek bir mahir olduğunu biliyoruz.
17 Aralık 2010 Tunus’ta bir gencin kendini yakmasının ardından ilk olarak Tunus halkının giriştiği ve “Arap Baharı” olarak isimlendirilen hareketten bütün Arap Dünyası etkilenmiştir.
Libya ile iki mutabakat muhtırası imzaladık. Deniz yan sınırı mutabakatı önemli bir diplomatik başarıydı. Ama bir kısım uzman, Lozan kadar önemli hatta ikinci Lozan deyip olayı köpürttü ve haddinden fazla anlam verdi.
Kâinatı mahkûm etmenin imkânsız olduğu bilinseydi, yaşadığımız dünyanın bugünlere gelmesi şüphesiz mümkün olmayacaktı.
Çanakkale ve İstanbul Boğazları ile birlikte Marmara Denizi’ni de kapsayan ve ilgili uluslararası düzenlemelerde “Türk Boğazları”[1] kavramıyla ifade edilen Asya ve Avrupa arasındaki dar suyolu Boğazlar, gerek jeopolitik ve jeostratejik, gerekse uluslararası deniz ulaşımı açısından ilk çağlardan başlayarak günümüze kadar tarihin her döneminde önemini koruyarak, devletler arası mücadelelere, konferanslara ve antlaşmalara konu teşkil etmiştir.
Yıl 2005, aylardan sanırım Ocak ayı idi. Yüksek düzeyli bir ABD heyeti, Genelkurmay'a geldi. Heyet başkanı ABD Avrupa Kuvvetleri (USEUCOM) Komutan Yardımcısı Orgeneral Wald idi.
Barış Yüksel - 23-06-2022
Tarihsel açıdan bakıldığında iklim değişiklikleri dünyamızın birçok coğrafyasında toplu göçler gibi nedenlere bağlı olarak insan, bitki ve hayvan popülasyonunu önemli ölçüde değiştirmiştir.
Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu - 23 Haziran 2022
Türkiye derinleşen, derinleştikçe köklenen bir ekonomik krizin tam ortasında. Ekonomik kriz, toplumsal dengeleri bozuyor ve barışı tehdit ediyor. Ya siyasi sonuçları?
Batın Durmaz - 22 Haziran 2022
Çin Devlet Başkanı XiJinping, 7 Eylül 2013’te Kazakistan’da Nazarbayev Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada “İpek Yolu Ekonomik Kuşağı”nıninşa edilmesini teklif etmiştir[1]. Ekim 2013’te ise Endonezya’da Deniz İpek Yolu hakkında açıklamalarda bulunmuştur[2].
Ali Can Kazak - 22 Haziran 2022
Akdeniz coğrafyasında bitkiler var olduğundan bu yana orman yangınları da söz konusu. Üstelik bu yangınların Akdeniz bitkilerinin evriminde, gençleşme ve üreme süreçlerinde önemli bir katkısı olduğu bilim insanlarınca gündeme getiriliyor.
Oktay Küçükdeğirmenci - 20 Haziran 2022
Bu ayın başında açıklanan hükümet verilerine göre, Japonya 2021 yılında rekor düzeyde bir düşük doğum oranı kaydetti ve bu şimdiye kadar kaydedilen nüfustaki en büyük doğal düşüşe işaret ediyor.