< İşlevsel Araştırma Merkezleri

Türk milletinin tarih sahnesindeki en önemli dönüm noktalarından biri olan 30 Ağustos Zafer Bayramı, Türk halkının bağımsızlık ve özgürlük iradesini destanlaştıran, milli birlik ve beraberliğin en parlak örneğidir.

Ülkemizin de taraf olduğu çevre sözleşmelerinin üç boyutu vardır: İklim değişikliği, çölleşmeyle mücadele, biyolojik çeşitliliğin korunması. Son 20 yılda iklim değişikliği, karbon salınımının kontrolü konusunda birçok sözleşme imzalandı.

Gelecek yıl seçimlerin gerçekleştirileceği İngiltere’de, yasadışı göç siyasi gündemin önemli konu başlıklarından biridir.

Enerji, finans, silah ve gıda-ilaç, küresel emperyalizmin temel ayaklarıdır. Bunlar aynı zamanda müreffeh devletin de direkleri demektir. Enerji sorununu çözmenin bir aşama sonra sanayileşmek, tarımsal üretimi artırmak, işsizlik problemini sonlandırmak, dış ticaret dengesini iyileştirmek gibi zincirleme sonuçları bulunmaktadır. Zincirin bir halkasınındaki kriz diğerlerini de etkileyecektir. En önemli halkanın enerji mi, gıda mı, yoksa finans mı olduğu tartışılabilir. Bununla beraber “enerji zengini bir ülke, ihtiyaçlarını dışardan alabilir” görüşü yanlıştır. Çünkü sadece fosil yakıtların kastedildiği enerji zenginliği hiçbir ülke için sürdürülebilir değildir.

Siyasal ve hukuksal alandaki gelişmelere karşın uluslararası toplumun anarşik özelliği devam etmektedir. Uluslararası hukuk alanında her başarı, bir süre sonra güçlü tarafın elinde istediği zaman kullanabileceği silah haline gelebilmektedir. Ukrayna’daki insancıl hukuk ihlalleri sebebiyle Putin hakkında tutuklama kararı önemli olup Güney Afrika’daki zirveye katılmaktan vazgeçmek zorundak kaldığını unutmayalım. Ancak çok daha fazlasını dünyanın her yerinde yapan ABD veya diğerleri için böyle bir karar çıkmamıştır. Bunun sebebi uluslararası hukukun da anarşik düzende ustaca kullanılabilen bir silah haline gelmesidir. Bu silahın hedefi olmamak ve gerektiğinde kullanabilmek için iyi bilmek ve geliştirmek son derece önemlidir.

Ülkelerin jeopolitik önemiyle orantılı olarak güvenlik, ekonomik ve sosyal sorunlar konusunda dış güçlerin kumpas, baskı veya tehditlerine maruz kaldığı gerçektir. Esasen bu gerçek, uluslararası toplumun anarşik özelliğinin tabii sonucudur. Yapılması gereken dış güçlerden şikayet etmek yerine onların oyununa gelmemek, kumpasına düşmemek, baskılarına karşı koyabilmek için zamanında yeterli, gerekli tedbirleri almaktır. Toryum, Türkiye’nin garyr-i resmi yasaklı hazinelerinden sadece biri olup mesela bor madeni içinde benzer gerçekler bulunmaktadır.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca, Trakya’da üçüncü termik santral inşası planlandığı açıklandı. Bu haberdeki ayrıntılarda, hatta bakanlık sitesinde toryum kelimesine rastlamıyoruz.

Vatanı elinden alınmak istenmiş olan Türk Milleti, Gazi Mustafa Kemâl Paşa’nın, ATATÜRK’ün emsalsiz önderliğinde 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü Samsun’da başlattığı kurtuluş, millî istiklâl ve egemenlik mücadelesini 9 Eylül 1922 Cumartesi günü kesin bir askerî zaferle sonuçlandırmıştır.

Fransa’daki olaylı gösterilerde pankartlardan birinin tercümesi, Batı için büyük endişe kaynağı: “Hesabı almaya geldik!” Yazı yayınlandığında belki olaylar yatıştırılmış, sükûnet sağlanmış olabilir.

İşte BM, AB, NATO, Avrupa Konseyi, vesaire uluslararası forumlarda çok taraflı diplomasi böyle bir şeydir!

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display